Frog tradutor Francês
155 parallel translation
Ena Frog, 8 Masonic Apron Caddesi, Cowdenbeath.
Madame Ena Frog, 8 rue du Tablier Maçonnique, Cowdenbeath.
- Kurbağa.
- Frog.
- S. Kurbağa, efendim.
- S. Frog, monsieur.
Sana birkaç lafım var, Kurbağa.
Je voulais vous voir, Frog.
- S. Kurbağa, efendim.
- S. Frog. - Taisez-vous.
Neden, Kurbağa?
Pourquoi, Frog?
- S. Kurbağa, efendim.
- S. Frog, monsieur. - Taisez-vous.
- Anlıyorum, Kurbağa.
- Je vois, Frog.
- S. Kurbağa, efendim.
- S. Frog.
- Niye, Kurbağa?
- Pourquoi, Frog?
- Kurbağa.
- C'est Frog.
- Kurbağa. Aynen kurbağa gibi çalıyor.
- Frog, il joue comme une grenouille.
Merhaba Kurbağa.
Salut Frog.
'Kurbağa'aklıma geldi.
Je pense à Frog.
- Selam, Kurbağa.
- Salut, Frog.
Bayan Kurbağa, beni hatırladın mı?
Mlle Frog, vous vous rappelez de moi?
Merhaba Haydut, merhaba Kurbağa.
- Salut, Bandit. Salut, Frog.
Hey, Kurbağa, Haydut! Charlotte hasta.
Hé, Frog, Bandit, Charlotte est malade!
Charlotte, eğer Kurbağa ve ben beraber olursak senin için bir sakıncası olur mu?
Charlotte, ça te va si on se marie, Frog et moi?
Edgar ve Alan. Kurbağa kardeşler.
Edgar et Alan, les frères Frog.
Kurbağa kardeşler de öyle.
Les frères Frog aussi.
Frog, senin kadar harika biri olarak pezevenke benziyor muyum?
Frog, pardon, mais j'ai l'air d'un maquereau?
Kurbağa, vuruldun mu?
- Frog, t'es touché?
Seni vuracakları asla aklıma gelmezdi, Kurbağa.
J'aurais jamais cru qu'ils t'auraient, Frog.
Karnından vurulmuş.
- Descendre Frog? - Il a une balle dans le ventre.
Seni vurmaktan nefret ediyorum, Kurbağa.
Je peux pas descendre Frog.
Kurbağa'nın şanssız günü galiba?
Pauvre Frog, c'était pas son jour.
- Froll Halo çetesini duydun mu?
Tu connais le gang Frog-Hollow?
Yeni ortağım Ray Casanov'u tanıştırayım, eski dostum Kurbağa Köpek.
Je vais initier mon nouveau partenaire aux plaisirs du frog-dog!
Kurbağa Köpek, Ray!
Le frog-dog, Ray.
- Kurbağa Köpek ha? - Ribbet!
Le frog-dog?
- Sosisli hazır mı, Billy.
- Un frog-dog, Billy.
Sosisli, ha!
Et un frog-dog, un!
Hâlâ şu kurbağa kardeşlerden mi alıyorsun? Dinle.
Are you still buying from the little frog brothers?
Vay, bunlar kurbağa kardeşler değilse ne olayım! ?
Si c'est pas les frog brothers en personne!
Frog ekmeklerimi getirirmisin.
La Grenouille, les petits pains, s'il te plaît.
Sen Frog değilsin!
Tu n'es pas la Grenouille!
Frog bulunana kadar hiç bir şey yenilmeyecek!
Vous n'aurez rien à manger tant qu'on ne retrouvera pas la Grenouille!
Frog
Frog
Frog çekicileri shanghaylı denizcilerdir, aşağıda körfezin etrafındalar.
Les Crapauds, qui traînent du côté de Bloody Angle.
Eğer Los Angeles'teyse, Frogger'la konuşmak isteyeceksiniz.
Si Dante est à L.A, tu doit aller voir "Frog"
Yani Dante'nin annesi Froggie'nin babasıyla beraber.
La mère de Dante se tapait le père de Frog.
Babası gitmiş. Dante'nin annesi Froggie'yi tutmuş, kan bağı yok...
Une fois le père parti, elle a gardé Frog.
- Vic, Frog'un yerini buldum.
Vic, j'ai une piste pour Frog.
Hey, Frog.
Frog?
Frog, dostum, beş tane hap eksi, hepsi bu.
Tu vois. C'est bien ça. Putain, Frog.
Bir 20th Century Foş yapımı :
( "frog" pour "Fox" )
- Kurbağa'yı arıyorum.
- Je cherche Frog.
Unuttum.
Frog, j'ai oublié.
Kurbağa mıydı?
Frog.
Kurbağa dudağı vurdular.
Ils ont eu Frog Lip.