English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ F ] / Futbol

Futbol tradutor Francês

6,464 parallel translation
Her zaman futbol konuşabiliriz.
- On peut toujours parler football.
Hücumu geçen sene ligde 28. olan bir futbol takımıyla uğraşıyoruz.
C'est une équipe de football qui m'occupe. Elle a fini au 28e rang dans la ligue en attaque.
En Büyük Seri Futbol Galibiyetleri
Plus longue série de victoires :
Bir lise futbol takımı hepsini geçti...
Une équipe de football de lycée fit mieux que les pros...
Bir futbol takımı veya galibiyet makinesi değil.
L'équipe n'est pas qu'une machine à gagner.
Ben sadece senin mutlu ve sağlıklı olmanı ve arasıra evinde çocuklarınla futbol oynamanı istiyorum. Sıcak kakao için bir yürüyüşe çıkmak on yılda iki kezden falza.
Je veux que tu sois heureux, en bonne santé et à la maison de temps en temps pour jouer avec nos enfants, nous balader, boire un chocolat un peu plus souvent que 2 fois en 10 ans.
Kimse hile yapmadan art arda 151 futbol maçı yenemez.
Personne ne gagne 151 matches d'affilée sans tricher!
O hem futbol hem de basketbol oynar.
Il joue au foot et au basket.
Futbol budur işte.
Ce n'est qu'un sport.
Bu ülkedeki en iyi lise futbol takımı olduğu kesin.
La meilleure équipe parmi tous les lycées du pays.
Bu sadece bir lise futbol maçı.
C'est juste un sport de lycée.
Ve işte başlıyoruz. Televizyonda ilk kez gösterilen ulusal lise futbol maçı başladı.
C'est parti pour... le premier match du secondaire diffusé en direct à travers le pays.
Hayır! - Futbol böyle oynanır işte!
- Voilà comment on joue!
De La Salle sezon başı seri zaferlerini kaybetti ama futbol dünyasını sarsmak için geri geldi ve ülkedeki bir numaralı takımı yendi.
De La Salle a perdu 2 matches et sa Série en début de saison, mais a su revenir pour ébahir le football en battant la meilleure équipe de tout le pays.
Millet, futbol oynayıp eve bitkin döndüm maç sunuculuğu sonrası mutlu bir şekilde döndüm ama bügün ilham dolu dönüyorum evime.
J'ai joué au football et je rentrais parfois épuisé, j'ai commenté des matches et je rentrais fou de joie mais aujourd'hui, je rentrerai inspiré.
... West County 4H yararına çekiliş düzenliyoruz... ve hediye olarak Mizzou futbol takımının sezonluk biletlerini dağıtıyoruz.
Une tombola au bénéfice des 4h de West County... Et raffler des tickets à l'année.
Adam porno seviyorsa, kız alışveriş yapmayı seviyordur... futbol muhabbetine katıIıyordur ve Hooters'da kanat yemeye itiraz etmez.
S'il aime les filles sauvages, elle est une poupée de centre commercial qui parle football et supporte ailes de poulet de chez Hooters.
- Futbol oynar mısınız?
Vous jouez au football?
Şaka şaka, futbol topu.
C'est une balle, enfin.
- Burada futbol oynamamam gerekiyor.
Je suis pas là pour le football - Quoi?
Yok artık kanka, o sensin. Futbol tarihine adını yazdıracaksın.
- Non, c'est toi, tu seras un grand du football.
Gelecek sene için buradan futbol bursu teklif ettiler. Zook da onunla kalabileceğimi söyledi.
On m'a offert une place dans l'équipe UMC, je peux y aller avec Zook.
Ne? Hem polis olup hem de burada Zook'la futbol oynayamazsın.
Tu peux pas être flic et jouer au foot avec Zook.
Ama futbol sahasındayken.. ... topu kapmak için zıpladığımda uçuyormuşum gibi hissediyorum.
Sur le stade, pendant l'action, c'est comme si je volais.
Peki ya okul, futbol ve tüm o güzel hayatın ne olacak? Biraz ara verdim.
Et l'univ, le foot, ta vie merveilleuse?
Futbol takımımdan Jill var.
Il y a Jill de mon équipe de soker.
Tıpkı futbol gibi.
C'est comme du foot.
Futbol oynuyorl! - Çabuk düşün!
- Il s'apprête à le lancer!
Beni yegenimin futbol maçindan buraya getirecek kadar önemli olan ne?
Qu'est-ce qui est si urgent pour me faire rater la partie de football de mon neveu?
Futbol oynarken.
Il joue au football.
Ben eyalet futbol şampiyonuyum ve siz bir grup çocuksunuz.
J'ai été champion de foot, vous êtes des gosses.
Futbol idmanına yetişmek istiyor musun, tatlım?
Tu veux aller au foot ou pas, mon chéri?
Futbol maçları için dev sünger parmaklar üretir.
Il fabrique des doigts géants pour les matchs.
Uzun ve kaslıydım, ve futbol oynuyordum.
Je suis grand et musclé, et je jouais au football.
Kolombiya kaynaklı uyuşturucu ticaretinin bir numaralı lideri Medellin Karteli patronu Pablo Emilio Escobar Gaviria Envigado futbol stadyumunda emniyet güçlerine teslim olmak üzere.
Le baron de la drogue colombien, chef du redoutable cartel de Medellín, Pablo Escobar, se rend aux autorités au stade d'Envigado.
Escobar'ı hapishaneye götürecek olan güvenlik güçleri Escobar'ın binlerce destekçisinin gelişini beklediği Evigado futbol stadyumunda Escobar'la buluşacak.
Les autorités qui le conduiront en prison doivent retrouver Escobar au stade d'Envigado, où des milliers de ses partisans sont venus l'attendre...
Whoa, sen hiç futbol oynamadın, adamım. bütün bunlar utanç verici.
Heureusement que tu fais pas de foot US, t'as perdu la balle, là.
Futbol oynamamın tek sebebi, burs alıp üniversiteye gitmekti. Öyle mi?
Je joue juste au football pour avoir une bourse et aller à l'Université Méthodiste de Dallas.
Burası KYGL Sınırdaki Yaşlılar, bizi dinliyorsanız eğer muhtemelen hafta sonundaki büyük futbol maçı için hazırsınızdır.
Ici KYGL, et si vous nous écoutez, vous vous préparez sûrement pour le grand match de football ce week-end.
Futbol yıldızı.
Une star du football.
Cadılar Bayramı kostümleri diktim. - Hiçbir futbol antrenmanını kaçırmadım.
J'ai fait les costumes d'Halloween et n'ai jamais manqué un match de soccer.
Büyük futbol taraftarıyım.
Grand fan de football.
- Futbol için hazır mısın?
Prêt pour le football? Léon, salut.
Oğullarının futbol takımına antrenörlük yapıyor.
Il entraîne l'équipe de foot de ses fils.
- Futbol hakkında tek kelime etme.
- Et surtout, pas un mot sur l'équipe de France de football.
Her futbol izlediğimde ve Marseillaise çaldığında...
- Moi quand je regarde un match de Foot de l'équipe de France, à chaque fois que j'entend la Marseillaise, j'ai des frissons.
- Hadi futbol oynayalım.
On fait un foot?
Eski futbol sakatlığı, hepsi bu.
J'ai une vieille blessure de football, c'est tout.
Koskoca bir futbol sahasının ortasında duruyor gibiydin.
C'était sur le terrain de soccer.
Bir bara gideceğini, bira içip futbol izleyeceğini biliyorum.
P.S., je sais que tu vas être dans un bar sportif, avec une bière, en regardant le football américain.
Merhaba futbol topu.
Salut gros doudou.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]