Futures tradutor Francês
555 parallel translation
Neden teşekkür ediyorsun? Ne kadar önemli biri olduğunu ya da olacağını anlatırken dinlediğim için mi?
Pour écouter tes prouesses passées ou futures?
Sonsuza dek yaşayacak olan, ışıl ışıl ruhunu selamlayalım. Genç nesil, onun aydınlattığı yolda ilham alıp ilerlesin.
Saluons plutôt son esprit brillant qui vivra éternellement, éclairant, tel un flambeau, la voie aux générations futures.
Eşler ya da toprak sahiplerinin gelecekteki eşlerinin dahil olup olmadığını bilmiyorum ama bunu riske edeceğim.
J'ignore ce qu'il en est de leurs épouses ou futures épouses, mais je prends le risque.
Yaklaşan provalar aklından çıkmaz. Repliklerini düşünür, endişelenirsin.
Tu ne penses qu'aux futures répétitions,
Islık çalıp tavlamayı denerler
" Sifflant leurs futures conquêtes
Bütün telsizler kesik bu demektir ki, bu kayıtlar gelecektekilerin bilgisi için, tabii eğer bir gelecek varsa.
Toutes les radios sont muettes. Mes enregistrements seront donc destinés aux générations futures... s'il y en a.
Gelecek, dedi.
Les générations futures.
Şarap geçmiş ve gelecek zaferlere içilir.
Le vin se boit aux victoires, passées et futures.
Bizi bekleyen bir ödül, bir bedel ve cezalar yok.
Pas de récompenses, de consolations ou de punitions futures.
Ama gelecek nesillerce saygıyla anılacağız.
Pour que les générations futures nous glorifient...
Sözümüzü tutmak için hepimiz yemin etmeliyiz ki sevgililer bir daha asla savaş nedeniyle ayrılmasın anneler çocukları için korkup kaygılanmasın cesur babalarımız gözyaşlarını gizli gizli içlerine akıtmasın.
Et nous ferons tout pour que les futures promises ne perdent plus jamais leur promis, pour que les mères n'aient plus à trembler pour la vie de leurs enfants, pour que les pères ne ravalent plus leurs larmes à la dérobée.
Hastalığımın sebebinin kitabımı baskıya hazır hale getirmek için çok çalışmaktan olduğunu sanıyordu.
Il pensa que ma maladie était liée au surmenage dû à la préparation de mes futures publications.
Gelecekteki Usher kuşakları için?
Pour les générations futures?
Gücünüze bütün gelecek nesiller.. sahit olacaktir, Yüce Xerxes!
Ton oeuvre témoignera aux générations futures de la puissance de Xerxès.
Gene de bu, ilerideki görevler için örnek teşkil edecek bir olay.
C'est une expérience risquée mais essentielle en vue des futures expéditions.
Arzumuz, hoş görülmeyecek şeyleri hoş görerek dayanılmaza dayanarak ve sorumluluklarımızı ve kat edilmesi gereken yolun uzun olduğunu unutmayarak, tüm gücümüzü geleceğin inşasında kullanıp, derin bir ahlak ve dürüstlük duygusuyla gelecek kuşaklar için barışın egemen olduğu bir dönem başlatmaktır.
Nous voulons œuvrer pour un avenir de paix pour les futures générations, en tolérant l'intolérable et en endurant l'insupportable, en nous rappelant du poids de nos responsabilités et de la distance qu'il reste à parcourir et en concentrant nos efforts sur la construction d'un avenir fondé sur la morale et l'honnêteté.
Tiyatro merhametsiz kadınlarla dolup taşıyor.
Les futures actrices sont souvent si dures.
Gönüllüler, aynı zamanda geride kalıp öğretmenlik de yaparlar.
C'est aussi une manière de servir que d'instruire nos futures générations.
İnsanın önceki hayatlarını belirlemek mümkünse sonraki hayatlarını da belirlemenin mümkün olabileceğini, böylece Bay Stratton'ın mirasını kendine bırakabileceğini düşünmüş.
Il pense que s'il est possible d'identifier une vie antérieure, il est sûrement possible de déterminer les réincarnations futures. De ce fait, M. Stratton pourrait se léguer son argent.
Gelecek nesiller ise, onu kötülükten, şiddetten ve baskıdan temizleyecekler.
Puissent les générations futures la purifier du mal, de la violence et de l'oppression
Gelecek nesillerin, tam olarak neye benzediğimi bilmeleri gerekiyor.
LES GÉNÉRATIONS FUTURES DOIVENT SAVOIR À QUOI JE RESSEMBLE.
Aynı bayrak altında savaşıp kazanılan zaferleri paylaşacaklar.
Marchant sous un même étendard et partageant les victoires futures.
Geleçekte bizi neyin beklediğini bilmiyoruz. Ama geçmişin temellerini biliyoruz. Bu temeller, kahramanlar tarafından değil isimsiz göçmenler tarafından atıldı.
Nous ne connaissons pas nos futures victoires, mais nous connaissons le passé qui a bâti la fondation... et cette fondation n'a pas été bâtie par des héros... mais par le colon obscur et anonyme.
Aklında başka ne fetihler var?
À quelles conquêtes futures pense-t-il?
Evet, hepsini Avrupa, Kanada, Amerika.
Les futures victimes habitent l'Europe, le Canada, les États-Unis...
- Geçmiş ve gelecek yaşam.
Des vies antérieures et futures.
Dr. Krim gelecekteki kurbanların hayatını kurtarmak için bolca panzehir geliştirmeye çalışacak.
Le Dr Krim va essayer de développer un antidote... de façon à sauver les futures victimes.
Gelecek nesiller ne diyecek bizim hakkımızda? Tanrım.
Et que vont penser les générations futures de nous?
Halifeler, kitapların tercüme edilmesi, çalışılması ve gelecek nesillere saklanması için projeleri cömertçe desteklediler.
Les califes financèrent des projets pour les traduire, les étudier, et les préserver pour les générations futures.
Gelecek kuşaklar onlara borçludur.
Les générations futures leur doivent beaucoup.
Daha ağır elementler "kırmızı devlerde" ve süpernova patlamalarıyla üretildi ve sonradan oluşan yeni nesil yıldız ve gezegenlere doğru fırlatıldı.
Les autres éléments, fabriqués dans les supernovae... étaient expulsés... pour pouvoir former de futures étoiles et planètes.
Küresel kümelerin merkezlerinde ve galaksinin çekirdeğinde hırlayan ve tıkırdayan karadelikler olabilir. İlerideki araştırmaların ve keşiflerin konusu olan karadelikler.
Au centre des amas globulaires et au coeur de la Galaxie... se trouvent peut-être des trous noirs qui palpitent et ronronnent... objets de futures explorations.
Sakinlerinin yaşamlarını korumak ve refahlarını sağlamak.. ... ve gezegenin gelcekte de yaşanabilir olmasını sağlamak
préservation des vies et du bien-être des citoyens... et respect de la Terre pour les générations futures.
Ve bu nedenle, söylemek isterim ki, bu inşaat sayesinde, gelecek nesiller, atalarının gelecek için, neler yaptığını görebileceklerdir.
C'est ce qui me permet de m'écrier aujourd'hui : Cet ensemble sera pour les générations futures le legs des pères à leur fils!
Bu yaklaşan tatilimi çok daha çekici hale getirecektir inanın bana.
Guinées. Cela rendra mes futures vacances encore plus idylliques.
Belki, gelecekteki kapsüllerde... bir pencere olabilir... burada.
On pourra, peut-être, mettre... dans les futures capsules, un hublot... ici...
Şu anda gördüğünüz Scott Fitzgerald... ki kendisi gelecek nesiller için... yirmili yılların sembolü olarak görülecektir.
Est présent à la fête, Scott Fitzgerald... qui a le rôle de dévoiler les perspectives des années vingt... pour toutes les générations futures.
Şöyle dedi : "Gelecek nesiller ve bilim dünyası için Bu vak'ayı kayıt altında tutmak istiyorum..."
Elle a dit, "Je veux filmer ce cas... " pour les générations futures, et le monde de la science. "
Geleceğin en iyi iki dostunu, şehrin en güzel restoranına yemeğe götüreceğim.
Je vais vous inviter à déjeuner, vous, les futures meilleures amies.
Bu ve gelecek nesil için bize şimdi her şeyi anlatmanız gerek.
Pour votre bien et celui des générations futures, il faut tout nous dire.
Gelecek nesillerin görmesi için bir zafer abidesi.
Une gloire que des milliers de générations futures pourront voir.
Daha sonra olacak birçok şey biliyorum.
Je sais plein de choses futures.
Sadece görevlerimizin genelde bu şekilde geçmemesini umuyordum.
J'espère que nos missions futures ne ressembleront pas à celles-ci.
Ama demokrasi adına sana yardım edeceğim. Benim için uygun.
Mais, dans un esprit bipartisan et pour de futures considérations, je suis d'accord pour l'échange.
O suyu çekmeye devam etseydik, onların hepsini yok edebilirdik.
Félicitations! Ils ont fait un très bon choix. Vous êtes l'homme capable de former les futures élites.
Gizemi çözemeyen bilim adamları vazgeçtiler, toplanan verileri ve test örneklerini donmuş kapsüller içinde saklayarak onları soğuk kapsullerin içinde saklayarak gelecek nesillere bırakmaya karar verdiler.
Les savants d'alors n'ont pas pu résoudre le mystère. Ils ont alors placé toutes les informations et les échantillons... pour les générations futures préservées dans ces capsules réfrigérés.
Ama şimdi, gelecekteki ilişkim, nişanım evliliğim, çocuklarım ve torunların hepsi yok oldu, çünkü bakıcılık yapmak zorundayım.
Alors ma relation, mes futures fiançailles, mon mariage, mes enfants, tes petits-enfants, tout serait remis en question?
Şu an önümde duran raporlara göre, ülkenin yaklaşık 20-23 anne adayını kürtaj yapmışsınız.
vingt-trois futures mères de votre pays. De notre pays.
GeIecek nesiIIer bizim için ne düşünürIer?
Que penseraient de nous les générations futures?
Eğer Naziler kazansaydı, gelecek nesiller 2.Dünya Savaşı'nı daha farklı göreceklerdi.
Si les Nazis avaient gagné, les générations futures auraient vu... la deuxième guerre mondiale très différemment.
Lakin pek çok insan, mutluluğun peşinde inatla koşmaya devam ediyor. Ve bazen ona ulaşıyor da. Basit şeyler sayesinde, aile gibi, iş gibi.
Malgré tout, la plupart des êtres humains semblent avoir... la capacité d'essayer encore, et même de trouver la joie, dans les choses simples, comme leur famille, leur carrière, et l'espoir que les générations futures... comprendront davantage.