Fırıncı tradutor Francês
390 parallel translation
# Kasapla, fırıncıyla, şamdancıyla
Avec le boucher, le boulanger, le ferronnier
- Fırıncı.
- Le boulanger.
Fırıncı ve doktor.
Le boulanger et le docteur.
# Bir fırıncının!
Boulanger!
# Fırıncının mı?
Un boulanger?
# Fırıncının!
Un boulanger!
Fırıncı gibi konuşuyorsun.
Vous parliez comme un jardinier.
- Öyle mi... 40 pound kasaba, 35 fırıncıya...
Environ 40 livres pour le boucher, 35 pour le boulanger
Bakın efendim, kasap, fırıncı...
- Voyez, Sir, le boucher. - Le boucher, le boulanger!
# Teyzeler ve kuzenler # # Fırıncı düzinesi ile #
Les tantes et les cousins ne sont pas bien malins
Milyonerler de alır kısmetini, fırıncıdan bir farkı yok.
Millionnaire, simple boucher Ou boulanger
Kusura bakma ama, Yeni bir fırıncı almalısınız.
Changez de boulanger.
- Fırıncımız iyi ama Small Spring'e gitti.
Il est parti à Small Springs.
Fırıncıyım.
- Moi... la boulangerie.
Bahsi geçen yeni fırıncı nerede?
Où est donc ce nouveau boulanger?
Bay Vogel son 15 yıldır buraya gelen en iyi fırıncı.
Notre meilleur boulanger depuis 15 ans.
Şu bir-tüpte-üç-adam platformu yetirince büyük değil. Kasabı ve fırıncıyı...
Le boucher, le boulanger y entrent...
Fırıncının kızı baykuş olmuş diyorlar.
La chouette était, dit-on, fille d'un boulanger.
Doğru, bir zamanlar fırıncıydım.
Un charpentier...
" Fırıncı Raymond, aleyhine olan çok kesin kanıtlara rağmen aptalca suçunu inkar etmeye devam ediyor.
"Le dénommé Raymond le Boulanger nie stupidement son meurtre " malgré les preuves accablantes.
Bay Godet'i arıyorum, fırıncı.
Je cherche le magasin de M. Godet, le boulanger.
Bay Godet'i arıyorum, fırıncı.
Je cherche M. Godet, le boulanger.
Fakat bir ay önce babam öldü. Ben de çalışmak için Bay Godet'in yanına geldim.Fırıncı, tanıyor musun?
Mais mon père est mort il y a un mois, alors je suis venu pour travailler avec M. Godet, le boulanger, vous savez?
Fakat fırıncı Bay Godet ölmüştü.
Mais M. Godet le boulanger était mort aussi.
Böyle giderse bir aşçı ve fırıncıya dönüşeceğim. Başka da neye ihtiyaç varsa.
Ces jours-ci, je suis chef cuisinier, pâtissier... je fais tout, par ici.
Fırıncı mı?
Le petit boulanger?
Aynı anda dansçı ve fırıncı olamazsın, ama prenses ve dansçı olabilirsin.
Vous ne pouvez pas être à la fois danseuse et boulangère, tandis qu'on peut très bien être à la fois danseuse et Princesse
Hayır, lokantaya 20 Liret vereceğiz, fırıncı ve diğerlerine ödeme yapacağız.
Et le boulanger et les autres.
- Fırıncının ağzından aldım.
- Le pâtissier me l'a dit.
Eğer Carmish'e ihtiyacın olursa, fırıncının karşısındaki duvarda bulabilirsin.
Si tu as besoin de moi, tu me trouveras contre le mur faisant face à la boulangerie.
İşte kasap... Fırıncı... Ve dost canlısı levazımatçı.
Le boucher... le boulanger... et l'aimable croque-mort.
Birkaç gün sonra fırıncının önünden geçen genç kız kendine hâkim olamadı.
Mon père s'en occupe. - Mademoiselle... Voilà la nouvelle robe.
- Fırıncı artık yukarı çıkabilir mi efendim?
On peut prendre le boulanger?
09 : 00'da fırıncı var.
- Ce soir? A 21 h? A 21 h, j'ai Ie boulanger.
Fırıncı yamağıyım.
Garçon boulanger. Je suis garçon boulanger.
"Demiryolu işçisi Hans Petersen'in oğlu....... 20 Mayıs 1914 doğumlu fırıncı Rudolf Petersen, kısırlaştırılacaktır."
"Le boulanger Rudolf Petersen, né le 20 mai 1914, fils de l'employé des chemins de fer Hans Petersen, devra être stérilisé."
Bay Petersen, fırıncı yamağı olarak çalıştığınızı söylemiştiniz, değil mi?
Vous dites travailler comme garçon boulanger, c'est bien ça?
Bir keresinde biri bana yardım etti. Bir fırıncı.
Je les regardais, Avec leurs fiancés.
Kış günü bu fırıncı benim için bir rahatlama ifade ederdi.
Un boulanger m'a aidée.
Fırıncı da bunun farkındaydı.
L'hiver, il y avait son four.
Muhasebeciler, aşçılar, fırıncılar, bütün elemanlar.
Employés, cuistots, boulangers, officiers.
Fırıncı Taburu bildiriyor.
Bataillon Baker au rapport :
Fırıncı da öyle!
Le boulanger roux...
Yaşasın fırıncı dükkanları!
Vive les boulangeries!
Gonzo'nun fırıncılarının arasına sızdım... ve her biri doğruladı.
Je suis devenu potier pour espionner Gonzo. J'ai tout découvert.
Kovboy, 24 ayar Hintli, aşçı fırıncı ve ben.
Le cow-boy, l'Indien 24 carats, le cuisinier... le boulanger et moi-même.
Bir fırın varsa, fırıncının karısı da vardır.
Boulangerie signifie forcément femme de boulanger.
Kasapmış, fırıncıymış!
Vous êtes un idiot!
Fırıncının da verdiğini sanmıyorum.
Je ne sais pas, le boulanger non plus!
Fırıncı gibisin.
- Vous voulez une patate aussi?
Fırıncıya bunu bildirmeliyiz.
Le boulanger va m'entendre!