Geceleyin tradutor Francês
587 parallel translation
"Geceleyin bu aşk iksirinden üç küçük damla : Ve tüm kızların kalbi senin olacak!"
Trois gouttes de cet elixir d'amour suffisent pour rendre toutes les femmes folles de toi!
Geceleyin, kimse görmeden...
- Faites-le la nuit quand nul n'y est.
Lakin, geceleyin...
Excepté la nuit...
"Geceleyin, dağlarda rüzgarlar uluyor."
"La nuit, le vent mugit."
Hepsini bekledim. Geceleyin Bay Gallagher ile buluşacağım.
Je n'attendrai plus M. Gallagher une minute de plus ce soir.
Geceleyin Eleanor'u Cotton Kulübünde gördüm. Ve neyin ne olduğunu öğrenmek için aramak istedim.
J'ai vu Eleanor au Cotton Club ce soir, je venais aux nouvelles.
- Geceleyin burdan ayrıldı.
EIIedorL
Başka yol kullanmamaya çalış geceleyin, sinsice gelmek gibi.
N'entrez pas autrement... furtivement, la nuit.
Tatlım, geceleyin dışarda uluyan bir şey duyarsan o sadece bir çakaldır.
Chérie, quand tu entends hurler la nuit, ce n'est que de la vermine.
Çünkü geceleyin tünel kazıyoruz.
Parce que tu sais, la nuit... On creuse un trou.
Ben bacaklara nişan almıştım. 150 metreden, geceleyin...
J'avais visé à la jambe...
Ama geceleyin uyuyacak bir yere ihtiyacım var.
Il me faut un endroit où dormir cette nuit.
Geceleyin sokaklarda yalnız dolaşmanı istemiyorum.
Tu ne rentreras pas seul!
Her küçük geceleyin
Tous les petits enfants, la nuit
Yönetmenim geceleyin aleme başladı, bu da on gün için iyi.
Mon réalisateur est allé se soûler, et il a en toujours pour dix jours.
Eğer geceleyin bir şeye ihtiyacın olursa adımı söylemen yeterli.
- Ah bon? - S'il vous faut quelque chose la nuit...
Babamın dinlenmesi için geceleyin durmak zorundaydık.
Nous avons couche a Mobile pour que papa se repose.
Karı ve kocanın olduğu ya da erkek ve kız kardeşin olduğu yerde... geceleyin lamba ışığının diğer tarafında imzasız mektuplar yazıyordur.
On voit un mari et une femme, un frère et une sœur, se pencher chaque soir sous la lampe, pour rédiger des missives au vitriol.
Nereden bileyim? Bana söylemedi. Yeğeninizin geceleyin yabancı bir adamı eğlendirmesi garip değil mi?
Votre nièce a-t-elle l'habitude de recevoir des étrangers la nuit?
Geceleyin kamyonda onu kafesinden dışarı çıkartırdım.
La nuit, dans le camion, j'ouvre sa cage.
Kaptan Malo'yu Marsilya'ya geceleyin varması için ikna edebilir misiniz?
Persuaderiez-vous le capitaine Malo d'atteindre Marseille de nuit?
Bu adamlar, geceleyin şehrin korunaklı olduğunu görsünler.
Veillez à ce qu'ils aient un refuge pour la nuit.
Şişkinliğin inmesi için geceleyin eline sıcak ve soğuk kompres uygulayın.
Compresses chaudes et froides sur sa main pour l'empêcher d'enfler.
Kendin de geceleyin tek başına dolaşmak için hoş biri sayılırsın.
Je vis à ton image.
Ayrıca fabrikada geceleyin para bırakmak istemiyorum.
Et je n'aime pas laisser d'argent à l'usine la nuit.
Kasaba geceleyin gümbürdedi.
La ville s'est developpee.
- Sabah, öğleden sonra ve geceleyin.
- Matin, midi et soir.
- Onu bu öğleden sonra ve geceleyin gördün.
- Tu l'as vu cet aprês-midi.
Ayrılmamızdan sonra yabancı şehirlerde geceleyin sokaklarda dolaşırdım.
Après notre séparation, je marchais dans les rues la nuit.
Geceleyin, ateş açamayacağımız zaman acele edeceğiz.
On ne reste en place que la nuit, quand on ne peut pas allumer.
Bunun yanısıra geceleyin ancak 20 mil gidebilirim - Eğer o şapşalları gönderirlerse hepsini bir saatte avlarlar
- Et de nuit, je pourrai faire 30 km.
- Ve geceleyin...
-... que la nuit...
Geceleyin, ay ve yıldızlar olduğunda görmelisin.
Et la nuit, avec la lune et les étoiles sur cette montagne.
Buradan yürüyerek çıkacak ve nehre ulaşmaya çalışacağız... geceleyin.
Nous allons marcher en direction de la rivière...
Yoksa geceleyin nöbette olması gerekiyor.
Elle ne doit pas travailler ce soir.
Didişmeler, aile tartışmaları, geceleyin gizemli gezintiler, bıçaklar, testereler ve halatlar gördüm.
J'ai vu des disputes, des voyages mystérieux de nuit, des couteaux, des scies et des cordes.
Saat şu an geceleyin 12 : 31.
Voici l'heure exacte. Minuit trente. Nous sommes déjà demain.
Geceleyin etrafta çakallar dolaşıyor Konuşacağım bir komşu yok Her zaman yanımda değilsin.
Les chacals rôdent autour dès que la nuit tombe. Pas de voisins pour s'asseoir et parler. Lorsque tu n'es pas ici, je suis terriblement mal à l'aise.
Sence dünyanın sonu geceleyin mi gelecek?
La fin du monde aura-t-elle lieu de nuit?
Geceleyin düşündüm de, Ne yaptığını bilen bir tek ben varım.
Je réfléchissais pendant la nuit. Je suis le seul à savoir, pour toi.
Yerliler, geceleyin aşağıdan gelen çığlıkları, senin bütün... yaşamında duyacağını söylerler.
Les Indiens disent que la nuit, on y entend des cris... que l'on entendra toute sa vie.
Ufak bir şey, tek istediğim geceleyin uyumama izin ver.
Une petite chose, c'est tout ce que je demande. Accorde-moi une nuit de sommeil.
Garip. Yalnız geceleyin...
Étrange...
- Şimdi mi avlanmak istiyorsunuz, geceleyin?
- Vous voulez la chasser de nuit?
Geceleyin her zaman gölgeden yürü.
La nuit, marche à l'ombre.
Oh, geceleyin burada kalamam.
Je ne peux rester ici ce soir.
- Geceleyin olmaz, hemen. Bizi durduramazlar.
- Non, ils nous arrêteront pas.
Geceleyin, yani.
La nuit, je veux dire.
Geceleyin, ağzıma tuhaf bir şey geldi.
Cette nuit, j'ai craché quelque chose de bizarre.
Doktor Dompierre, bu yıl 15 ağustosta geceleyin... bölge hapishanesine geldiniz mi?
Avez-vous eu l'occasion de vous rendre á la prison du comté la nuit du 15 août dernier?
Hiç Thunder Bay Oteli'ne ya da Thunder Bay'de... başka bir yere geceleyin tek başınıza gitmiş miydiniz?
Etiez-vous déjà allée á l'auberge á Thunder Bay, ou autre part á Thunder Bay, seule le soir?