Gelebilirsiniz tradutor Francês
544 parallel translation
Pazar... pazar günü gelebilirsiniz!
Vous pouvez... Vous pouvez venir dimanche!
- İsterseniz gelebilirsiniz.
Si vous le désirez.
Buraya ne kadar erken gelebilirsiniz?
Comment avez-vous fait si vite?
Siz ve hakim gelebilirsiniz.
Vous et le juge, approchez.
Balayımızda Çonnie ve benle gelebilirsiniz.
Connie et moi y allons en voyage de noces.
Yarın gelebilirsiniz...
Vous devriez revenir demain...
Umarım siz beyler de gelebilirsiniz.
J'espère que vous autres célibataires, vous viendriez au bal.
İsterseniz benimle gelebilirsiniz.
Venez si vous voulez.
Neden derseniz sayın bayım, siz mesela, benim yaşıma gelebilirsiniz, yengeç gibi gerisin geri yürüyebilirseniz.
Vous auriez mon âge... si vous marchiez à reculons...
Ne zaman isterseniz kiliseye gelebilirsiniz.
Alors, venez me voir quand vous voulez.
İşlerinizi hallettiğinizde, sen ve Jim, gelebilirsiniz.
Une fois prêts, Vous et Jim m'y rejoindrez
Yağmur varken içeri gelebilirsiniz!
Vous pouvez entrer, mais à cause de la pluie.
Eğer isterseniz, siz de gelebilirsiniz.
Vous pouvez venir aussi, si vous le désirez.
Ofisim buraya çok yakın. Hemen şimdi gelebilirsiniz.
Mon bureau est tout près d'ici...
Tamam beyler, şimdi gelebilirsiniz.
Vous pouvez entrer, les gars!
Tek tek ya da birlikte gelebilirsiniz, nasıl isterseniz.
Vous pouvez venir un par un ou ensemble, comme vous voulez.
Hangi yetkiyle emrimi görmezden gelebilirsiniz?
Sous quelle autorité choisissez-vous d'ignorer mes ordres?
İsterseniz sen ve Billy benimle batıya gelebilirsiniz. Belki biz kanyona kadar gidebiliriz.
Je peux vous emmener vers l'ouest avec Billy, j'arriverai peut-être à nous sortir de ce canyon.
Biwa Gölü'nü görmeye gelebilirsiniz.
Rendez-nous visite. Il y a une excursion plaisante sur le lac Biwa.
Gelebilirsiniz.
Vous pouvez sortir maintenant.
- Elbette gelebilirsiniz.
- Je vous en prie.
Her zaman La Corrida'ya gelebilirsiniz. - La Corrida mı? - Buranın, yani evimin adı.
C'est le nom de la maison.
Olduğunuz gibi gelebilirsiniz.
Tenue libre.
Yukarıya gelebilirsiniz.
Venez, je vous prie.
Onu bilemem ama gelebilirsiniz.
Oui, si vous voulez.
Eğer isterseniz onunla gelebilirsiniz.
Si vous aviez voulu, vous auriez pu le rejoindre.
Gelebilirsiniz Bayan!
Entrez, madame.
Bana gelebilirsiniz, kocam başka bir yere gidiyor.
Vous pourrez me rendre visite. Mon mari sera bientôt absent.
Düşündüm de, önümüzdeki pazar evimize gelebilirsiniz.
Mais j'y pense! Dimanche prochain, venez à la maison.
Sen ve Algernon istediğiniz zaman buraya gelebilirsiniz.
Vous et Algernon serez toujours les bienvenus ici.
- Bu gece odama gelebilirsiniz, efendim.
Venez dans ma chambre ce soir. L'heure?
Bay de Tartas, gelebilirsiniz.
M. de Tartas, vous pouvez venir.
İstediğiniz zaman onu görmeye gelebilirsiniz.
Venez quand vous voudrez.
Gelebilirsiniz.
- Monsieur le Directeur va vous recevoir.
Oradan gelebilirsiniz.
Tu ne peux pas passer par là.
Hepiniz gelebilirsiniz.
Venez, venez tous!
Artık gelebilirsiniz.
Allez-y, ça passe.
Hem yabancı yok, biz bizeyiz, işinizi bitirdiğinizde gelebilirsiniz.
Et puis, vous savez, nous serons entre nous. Venez quand vous pouvez.
Pekâla millet. İçeri gelebilirsiniz.
Entrez!
Gelebilirsiniz, Bay Brad.
C'est à vous, Brad.
Gelebilirsiniz.
Vous pouvez y aller.
Belki benimle gelebilirsiniz.
Vous pourriez m'accompagner. L'endroit n'est pas sûr, le soir.
Kitabınız orada basılacak. İsterseniz benimle gelebilirsiniz.
Si vous voulez visiter l'imprimerie, vous pourrez m'accompagner.
Hâlâ bizimle gelebilirsiniz.
Vous pouvez encore venir avec nous.
Yok, artık gelebilirsiniz. En kötü kısımlarını rötuşluyor da.
Elle se retouche un peu.
Rezervasyon yaptırmadan gelebilirsiniz, çünkü rezervasyonunuzu, kendi zamanınıza döndüğünüzde yaptırabilirsiniz.
Vous pouvez vous y présenter à partir de n'importe quel endroit sans avoir réservé. Puisque vous pouvez le faire rétrospectivement d'avance de retour dans votre propre époque.
Dişinizi sıkın, beyler! Bunun üstesinden gelebilirsiniz. Birbirinize sahipsiniz.
faut tenir le coup, les gars déjà vous formez une équipe c'est moi qui suit isolée tu me vois pas déambuler en tirant la gueule elle a raison, y faut qu'on reste positifs quelle bonne idée on va organiser un atelier panier en rotin
İstediğiniz zaman gelebilirsiniz.
Venez quand vous voulez.
Ama belki siz Morelos'a gelebilirsiniz.
Il ne reviendra pas. ll est têtu.
Üç hafta sonra gelebilirsiniz.
Vous pouvez revenir dans trois semaines.
Hadi, gelebilirsiniz.
Wu-mei.