Gidebiliriz tradutor Francês
3,606 parallel translation
İstediğimiz yere gidebiliriz.
On peut aller n'importe où.
Kahve içmeye gidebiliriz.
Je pense qu'on n'a plus de café.
Yatağımı sevmiyorsan sana da gidebiliriz.
Si tu n'aimes pas mon lit, nous pouvons aller chez toi.
- Evet. Oraya bir tek botla gidebiliriz. Benimkini alırız.
On peut seulement y aller en bateau.
Partiden kaçıp bir yere konuşmaya gidebiliriz.
Peut être nous pourrions partir, aller quelque part, parler.
Gece treniyle gidebiliriz.
On va partir par le train de nuit.
- İkimiz gidebiliriz.
- On peut y aller.
Yemeğe gidebiliriz, belki sinemaya gideriz.
Tu veux aller diner, peut être aller au cinéma?
İstediğimiz yere gidebiliriz, değil mi?
On peut aller où on le souhaite Non?
Şimdi gidebiliriz.
Maintenant on peut y aller.
İstersen vardiyadan sonra gidebiliriz.
On pourrait passer là-bas après notre garde.
Kek Savaşları'na gidebiliriz, ya da kek fahişesi olmaya devam edebiliriz.
On fait Cupcake Wars, ou on continue les putes du cupcake.
Annem birazdan geliyor. Sonra Emilie'yı aramaya gidebiliriz.
Dès que ma mère arrive, on sortira chercher Émilie.
Sahil yolundan köprünün altına doğru gidebiliriz.
Le long de la côte, jusqu'au pont.
Ya da kahve içmeye gidebiliriz.
Ou on pourrait juste aller prendre un café.
Ona basit bir gömlek almaya alışverişe gidebiliriz.
On doit aller faire du shopping pour une chemise, raisonnablement.
Dilerseniz yarın yemeğe gidebiliriz.
Si tu en as l'envie, on peut déjeuner ensemble demain.
Sadece git ve etrafta biraz gürültü yap böylece bizde buradan gidebiliriz.
Monte et fais un tour, qu'on puisse y aller.
- Ya da uçarak gidebiliriz.
- On pourrait y aller en volant.
Bence artık Gibbs'e gidebiliriz.
Je pense que nous en avons assez pour aller voir Gibbs.
- Güzel. Şimdi imza töreni için gidebiliriz.
Maintenant, nous pouvons procéder à la signature.
Bir günlük yolculuğa gidebiliriz.
On devrait faire une sortie un jour.
Glasgow'a gidebiliriz.
On peut aller à Glasgow.
Belki daha da ileri gidebiliriz, çantasını buz dolabına koyabilirsin ya da öyle bir görünüm verebiliriz.
Tu pourrais même aller plus loin - tu peux mettre son sac dans le frigo
Nereye gidebiliriz?
Où pouvons nous aller?
Birlikte ava gidebiliriz, ha?
non?
Gidebiliriz.
Nous pouvons y aller.
Düşündüm de belki yıldönümümüzde yemeğe gidebiliriz.
Je pensais que nous pourrions sortir dîner demain soir pour notre anniversaire.
Bizim her şeyimiz var, gidebiliriz.
Je suis prête, allons-y.
Beğenmediysen gidebiliriz.
Si tu n'aimes pas ça, on peut partir.
Düzlükten gidebiliriz.
On peut faire le tour.
Evet, bizim eve de gidebiliriz.
On peut allez chez nous.
Birbirimize karşı iyi davranırsak biz de cennete gidebiliriz. - Mevzu bu yani.
Si on est sympas, on a une chance d'aller au ciel.
Gidebiliriz.
On peut partir.
Hida'ya gidebiliriz.
Allons à Hida.
- Benim dediğim tarafa gidebiliriz.
Là où je veux.
Buradan gidebiliriz.
Nous pouvons déménager.
İstediğin yere gidebiliriz.
Aller où tu veux.
Eve gidebiliriz.
On peut rentrer.
Evimize gidebiliriz.
Nous pourrions rentrer chez nous.
Rezervasyonumuz geçmeden Orlando'ya gidebiliriz.
Si on part maintenant, ce sera pas trop tard pour la réservation.
Sağ taraftan dosdoğru gidebiliriz belki.
On passerait avec le chariot.
Artık dansa gidebiliriz.
Je m'en allais à la danse.
Sonrasında sanırım eve gidebiliriz.
Puis, on prendra la route pour rentrer à la maison.
Ama akşam yemeğine de gidebiliriz.
Mais... nous pourrions juste aller au restaurant... ou bien...
Buradan basıp gidebiliriz.
Tu sais, on pourrait partir.
Artık eve gidebiliriz.
Nous pouvons rentrer à la maison maintenant.
Dünyanın herhangi bir yerine gidebiliriz.
On peut aller n'importe où au monde.
Tamam Mike, gidebiliriz.
OK, Mike, bouge.
Beraber gidebiliriz.
Tu veux bien qu'on marche ensemble?
Bunlardan birine gidebiliriz.
Au choix.