English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ G ] / Gitar

Gitar tradutor Francês

2,777 parallel translation
Peki, o benim gitarım ve bir tek ben- -
- C'est ma guitare et je... - Mensonge.
Elbette, bu Hendrix'in gitarı.
C'est sa guitare!
Jimi Hendrix'in gitarı gibi. Kesinlikle.
- Comme la guitare d'Hendrix.
Duble genişlikte ofisimize karşılık senin ofisindeki harika gitar.
Très bien, notre double bureau contre ta fabuleuse guitare.
Ve o gitar bu gitariste ait.
Et cette guitare est pour ce guitariste
O yüzden benim yerime Marti'nin gitarına sahip çıkman gerek.
Donc, j'ai besoin que vous surveillez la guitare de Marti pour moi.
Sen kızımın gitarıyla ne yapıyorsun?
Qu'est-ce que tu fais avec la guitare de ma fille?
Gitarı götürecek misin?
Vous amenez la guitare?
Marti'ye gitar çalmayı o mu öğretti?
Rex Perkins. Est-ce lui qui lui a appris à jouer de la guitare?
Hall ve Oates'in gitar penasına 500 dolar ödediğinden bahsettiğini hatırla.
N'oublie pas de lui parler du fait que t'as déjà payé 500 dollars pour un plectre de Hall Oates.
Ama gitarımı bırakamadın değil mi?
Vous étiez accro à ma guitare.
Sen de yatağında iç çamaşırlarıyla gitar çalan yakışıklı komşu çocuğuydun.
Bien, tu étais le mignon voisin plus vieux qui s'asseyait sur son lit et jouait de la guitare en sous-vêtements.
Ve o gitar sound'ı Ozzy'nin sesini resmen yeniden ortaya çıkardı.
{ \ pos ( 252,264 ) } Le son de la guitare a réinventé la voix d'Ozzy.
OK, eski gitarı getireyim mi?
Je vais chercher la guitare?
- Ama o öldü, sana yardım edemez! - O gitarı çalmayacak di mi?
Il va pas se mettre à jouer, si?
Artık gitar yok dostum, restorantta olmaz.
Finie la guitare, mon pote, pas au restaurant.
Sonra da gitar çalmayı öğrenmek zorunda kaldı.
Et ensuite il a du apprendre à jouer de la guitare.
ACME dinamit pistonunu kullanabilmesi için gerçek bir çakal eğitmekle elektrik sigortasını Eddie Van Halen'ın gitarına bağlayıp "Hot For Teacher" parçasının son notasına bastığı an patlatmak arasında kaldım.
Je suis partagé entre dresser un coyote à utiliser un détonateur de dynamite... et accrocher un fusible à la guitare d'Eddie Van Halen... qui s'allume quand il joue la dernière note de "Hot For Teacher".
Birkaç akü, bir şişe hoş pembe su, harika yeni bir bıçak buldum ve bu gitarın Glenn'in hoşuna gidebileceğini düşündüm.
J'ai trouvé des piles en plus, une bouteille d'eau rose à la mode, une super nouvelle machette, et je pense que la guitare plaira à Glenn.
Güzel gitar.
Jolie guitare.
Gitar çalmayı bilen var mı?
Quelqu'un sait jouer de la guitare?
Gerçi bu makine bir tane gitar yapardı ama...
Franchement, cette machine en vaut une seule...
Nereden çıktı bu gitar?
Ah, d'où l'as-tu pêchée la guitare?
Gitarım nerede?
Où est ma guitare?
Gitar dersleri için el ilanları ve bir tarak.
- Une pub et un peigne.
- Daha önce hiç gitar görmedin mi?
- Tu n'as jamais vu de guitare?
Demek buraya bir gitar sakladın.
Tu as caché une guitare.
Gitarımı getirdim.
J'ai ma guitare.
Evet. Evet, çok iyi gitar çalar.
Lui aussi, il est doué.
Bana bu güzel gitarı verdi.
Il m'a donné cette guitare superbe.
Bu gitarın ne kadar pahalı olduğunu biliyor musun?
Tu veux savoir combien elle vaut?
çünkü ben bunu satacağım - Çünkü istemiyorum! - Bu 20 senedir onun gitarıydı!
Ça fait 20 ans qu'il l'a!
uh... gitar.
Comment... - Comment ça va avec la guitare?
Drew'i görmek istemen güzel.... o gitarı boğazına sokarım artık boğazınla çalmaya çalışırsın.
Je trouve ça super que tu voies Drew. Mais si tu lui fais du mal, je t'enfournerai ta guitare si profond dans la gorge, que tu joueras avec la langue.
Portland'da, adı da "gitarını okula veya işe getir" günü.
"Amenez votre guitare à l'école ou au travail".
Ne var biliyor musunuz? Donna'nın enstrümanları burada. Bir gitarımız var.
Donna a des instruments, elle a une guitare.
Sam, Donna'ya sorar mısın gitarı hala ofiste miymiş?
Sam, vérifiez auprès de Donna si elle a toujours cette guitare.
Çok güzel bir gitar kutusu.
Super, ta housse de guitare.
Ben solo gitar çalıyordum. Sonra bateri çalan bir fil bana katıldı.
Je jouais en solo, ensuite un éléphant a pris la batterie.
Dans ederken gitar çalıyormuş gibi yapıyorsun.
- Tu crois jouer de la guitare.
Acaba gitarını kullanabilir miyim?
Tu me prêtes ta guitare?
Gece boyunca o gitarın arkasına saklanıp durdun.
Tu as joué de la guitare toute la nuit.
Ama sen Travis ile iletişim kurmuyorsun onunla gitar çalıyorsun.
Tu lui parles pas, tu joues de la guitare avec lui.
Gel beraber hayali gitar çalalım.
Tu fais de l'air guitare avec nous?
İlk ve öncelikli olarak, söylemek isterim ki evet, King Desmond ve Accelerators adında bir reggae grubunda bas gitar çalıyordum.
Avant toute chose, je voudrais dire que oui, je joue de la basse dans un groupe de dub reggae nommé "King Desmond the Accelerators".
Ne tarz bir bas gitarınız var acaba?
Quel type de basse avez-vous?
Minard hakkında. Üniversitede pis ayaklı, gitar çalan bütün kızların ona asıldığı ve bunun neden olduğunu anlayamadığın tipler var ya?
Tu te souviens, à la fac, le mec à pieds nus qui jouait de la guitare dont toutes les filles étaient folles sans qu'on comprenne pourquoi?
Harika. Şimdi ihtiyacımız olan elektrik gitar ve duman detektörü.
A-t-on une guitare électrique ou un détecteur de fumée?
- Gitar çalıyorum.
- Je joue de la guitare.
[GİTAR SESİ] # Güvercini uçurdum #
"J'ai fait voler ma colombe."
Bende kalacaksın. [GİTAR SESİ]
C'est moi qui vais prendre soin de toi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]