Gratitude tradutor Francês
1,332 parallel translation
Şükranımı anlatmaya kelimeler yetmez.
Les mots ne peuvent exprimer ma gratitude
Bu yüzden takdir ve şükranını göstermek için isimsiz bir teklif yaptı.
D'où cette offre anonyme en gage de son appréciation et de sa gratitude.
- Minnettarlığınız herhangi bir adamın bütün isteyebileceği şey olabilir... Ancak bu şahsına münhasır adamın finansal ihtiyaçları var.
Tout homme rêverait de votre gratitude, mais moi, j'ai des besoins financiers.
Minnettarlık sözü...
Un mot de gratitude...
Söz verdiğim gibi, 10 milyon ruble, teşekkürlerimle.
Dix millions de roubles. Avec ma gratitude.
Teşekkürünüzü kabul ediyorum, Majesteleri.
J'accepte votre gratitude.
Tevazu ve şükran duygularımla bu şerefi kabul ediyorum ve tarihi yolculukta milletimi, gezegenimi ve Tanrımı en iyi şekilde temsil etmeye söz veriyorum.
En toute humilité et gratitude, j'accepte ce grand honneur et je promets de faire de mon mieux pour représenter mon pays, ma planète et mon Dieu au cours de ce voyage historique.
Minnettarlığını böyle mi gösteriyorsun?
Quelle gratitude!
Bana biraz saygı gösterebilirsin.
Un peu de gratitude, voyons.
Umarım kabul edersin minnetimin bir ifadesi olarak.
J'espère que vous l'accepterez... en signe de gratitude.
"Tüm minnetterlığımla, Walter."
"Avec toute ma gratitude... " Walter. "
"Sana olan minnettarlığımı ifade edemem."
" Je n'ai pas pu vous exprimer ma gratitude.
"Şu anda" minnettar "kelimesine bakıyorum..." "... ama ne hissettiğimi söylemeye yetmiyor. "
"Le mot gratitude ne suffit pas à exprimer ce que je ressens."
Minnetimizin ifadesi olarak bu küçük hediyeyi sana vermem söylendi.
On m'a demandé de te donner cette humble marque de gratitude.
Eğer bir kişi memnuniyet sağlıyor ise.. diğeri minnettarlığını göstermelidir.
Le plaisir mérite la gratitude.
Benim ve ailemin minnettarlığını gösterebilecek tek varlığım bu Al bunu
C'est tout ce que j'ai pour prouver ma gratitude.
Partinin ve Başkan'ın minnetleri de var. Öyle değil mi?
C'est la gratitude de ton parti et de ton Président?
Bu sebepten dolayı... Minnettarlığımın göstergesi olarak hepinize sirk için bilet aldım!
Pour cette raison... acceptez en signe de gratitude... des billets pour Ie cirque!
Bu bilgi doğruysa, ISN olarak halkımızın gerçek kahramanına en derin şükran ve minnet duygularımızı sunarız.
Si cela est vrai, ISN exprime ses remerciements et sa gratitude... à un véritable héros du peuple.
Ama onun katilini bulmakta bize yardım edersen, geçmişteki boşboğazlığını affetme lütfünde bulunurum.
Mais si tu m'aides à retrouver son assassin, je te montrerai ma gratitude, ma mansuétude pour tes indiscrétions passées.
Bununla beraber, terfi etmeyi ve terfiinin getirdiği sorumluluğu büyük bir onur ile kabul ediyorum.
Cependant, j'accepte avec gratitude, et en honorerai la responsabilité.
.... gerçek sahibini bulmak için.. .... sonuçta.. .... köpek kraliyetin prensine dönüştü..
Or, c'était le souverain du royaume... plein de gratitude et très riche.
Kahramanca çabalarınız için minnettarlığımızı tarif edemeyiz.
Nous ne savons comment vous exprimer notre gratitude.
Ama bir anda karşıma bir hırsız çıktı ve niyeyse teşekkür etmenizi bekliyordum.
Là-dessus, un pillard se pointe... Je suis peut-être folle, mais j'espérais un peu de... gratitude.
Sadece en derin minnettalığımı iletmek istedim sadakatin için.
Je tenais à vοus témοigner ma plus sincère gratitude pοur vοtre infatigable lοyauté.
- Size minnettarım efendim. - Teşekkür ederim.
Vous avez ma gratitude.
" uğrunda yaşamlarını yitirdikleri Cumhuriyet'in şükranlarını
" toute la gratitude qu'éprouve la République
Sana şükranlarımızı gönderiyoruz.
Nous t'envoyons notre gratitude.
Huşu olduğuna inandığım minnettarlığın yerini ne almıştı?
Quelle fausse gratitude ai-je pris pour du respect?
Zar kaderinizi belirlemeden önce size şunu açıklamak istiyorum, sevgili Prenses, derin minnetarlığım bana bu karşılaşmayı lütfettti.
Avant que les dés ne décident de votre sort, je voudrais vous exprimer, Princesse, ma profonde gratitude pour m'avoir accordé cette rencontre.
Sonsuza dek sana minnetarız.
Gratitude éternelle.
Benim ve halkımın saygı ve minnettarlığını kazandın.
Vous avez gagné le respect et la gratitude de tout mon peuple.
Bugün sizden onların duyduğu minnete ve şükrana katılmanızı isteyeceğim.
Je vous prie de vous joindre à eux... dans leur gratitude et leur foi.
Sadece minnet duyabileceğim bir aşk da öyle.
Comme me la appris un amour qui m'emplit de gratitude
Bay Dillard, Eminim Dr Delbanco da bu fikrime katılacaktır, siz bizim çalışma prensibimizi yanlış anlıyorsunuz.
Je suis sûre que le Dr. Delbanco partage ma gratitude envers vous, mais vous comprenez mal ce qui nous attire dans la santé mentale.
Rahatlama ve minnettarlık duygularımı sana transfer ediyorum.
J'ai fait un transfert de mes sentiments de gratitude et de soulagement.
Tüm o sıcak, şükran dolu duyguları, senin için hissettiğim şeylerle karıştırıyorum ve böylece, bir yanılsamaya kapılıyorum. Sana aşıkmışım gibi.
J'ai pris mes sentiments de gratitude, pour des sentiments pour vous, et je me retrouve victime de l'illusion que... je suis amoureuse de vous...
Trajik bir şekilde ölen babam Shalom'un da bugünü görmesini... isterdim. Sonnenschein ailesi artık geleceğe biraz daha güvenle bakıyor.
Nous évoquons aussi avec gratitude mon cher père, Alivah Shalom, qui périt dans un tragique incendie mais nous laissa le savoir qui permit aux Sonnenschein de passer du statut d'aubergiste à celui d'avocat.
Onun sayesinde... eşit ve sömürünün artık var olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Artık insanlar birbirine kölelik yapmak zorunda kalmıyor.
J'exprime notre gratitude éternelle au camarade Staline qui nous conduit vers un monde meilleur où tous les hommes seront égaux, où l'exploitation et l'humiliation seront inconnues...
Benim bildiğimi bilerek çok büyük minnettarlık.
Sachant ce que je sais... une immense gratitude.
Ve sonra bir yağmur gibi içimden akıyor, ve hiçbir şey hissetmiyorum fakat minnetkârlık... küçük aptal hayatımın... her basit anı için.
Et ça me glisse dessus comme la pluie. Et je ne ressens plus que de la gratitude pour chaque instant de mon insignifiante petite vie.
Kiminle konuşma şerefine eriyorum bilmiyorum, | ama bu aptal düelloyu durdurma... çabalarınız için, ben Shigeaki, bu bölgenin Lordu, | size içten şükranlarımı sunarım.
J'ignore a qui j'ai l'honneur, mais, pour avoir arrete ce duel stupide... moi, Shigeaki, seigneur de ce fief, vous exprime ma sincere gratitude.
Belediye başkanı olarak tüm siz sayın yetkililer öğrenciler ve veliler huzurunda çocuklara verdiğiniz emek için... minnet ve şükranlarımı kabul ediniz.
En tant que maire de la ville, et au nom des autorités, des étudiants et des parents... je voudrais vous faire part de notre gratitude pour ce que vous avez fait pour nos enfants :
Ne minnettarlık.
La gratitude!
Bana minnettarlık gözyaşlarınız yeter.
Ton sourire et tes larmes de gratitude me suffisent.
Sonunda, bir fark edilme.
Enfin un peu de gratitude.
Sadece minnettarlığımın küçük bir karşılığı.
- Une petite preuve de ma gratitude.
Doktor Melfi'yi önerdiğin için minnettarlığımın bir göstergesi.
Un petit cadeau pour témoigner de ma gratitude. Au sujet de Melfi.
Gezegendeki her adam, her fırsatta minnettarlığını göstermelidir.
Tout individu doit saisir toute occasion pour exprimer sa gratitude envers la culture et la détermination
Bu benim için ne kadar kolay biliyor musun?
Un peu de gratitude?
Bu güzel güleryüzlü dünya için teşekkür ederiz.
Tous les cœurs devraient déborder de gratitude pour ce monde si sympa