Gögüsler tradutor Francês
583 parallel translation
Islak vücutlu. .. dimdik göğüsler..
La poitrine, haute, haute et douce.
Üç kıvrık şey Omuz, ağız ve göğüsler
Toi courbe, l'épaule, la bouche et le sein.
Mavi gözler, sarı saçlar, güzel bir burun, öpülesi dudaklar, muhteşem göğüsler, dolgun kalçalar.
Yeux bleus, cheveux blonds, nez mignon, une bouche pour baisers, seins hauts, hanches rondes.
Bilmiyorum. Bronz saçIı bir kadın. Göğüsler, bel, bacaklar.
Une femme, des cheveux, une poitrine, un ventre, des jambes.
Vay anasını, ne güzel göğüsler!
Putain, quels beaux nichons!
Muazzam göğüsler, saçma sapan altın rengi ayakkabı bir de hortum.
Une paire de nichons! Elle a un tuyau et des chaussures dorées.
Hoş göğüsler.
Beau châssis.
Luke ve kalçalar ve göğüsler.
Luke serrant deux nanas...
Takma göğüsler.
C'est des faux seins.
Yumuşak bir şeyler geliyor eline, göğüsler!
Tu peux pas faire ça un peu mieux? Je n'ai pas lu la condamnation.
Bir beyefendi davranışlarının sorumluluğunu kabul eder, etkilerinin ağırlığını göğüsler. Kendi başlatmayıp onlara sadece uymuş olsa bile.
Un gentleman accepte la responsabilité de ses actes, porte le poids de leurs conséquences, même quand il n'en a pas été l'instigateur et y a seulement consenti.
Ve şu kaskatı, dik göğüsler.
Et ces seins sont faits en tek massif.
Şunu söylemezsem... görevimi yerine getirmemiş olurum... cinsel ilişki... düşüncesi... ve senin sıkı, diri... vücudunun... yanı... başında... pörsük etler... sarkık... göğüsler... ve... gevşek... kalçalar olması... beni kusacak... hale getiriyor.
Il est de mon devoir... de te dire... que l'idée de... rapports sexuels... et le fait que la chair ferme, jeune... de ton corps... se mélange... avec celle... flétrie... et affaissée... de ces seins... et... ce derrière... flasque... me donne envie de... vomir.
Birazdan yine şu sarkık göğüsler açılacak.
C'est toujours la même rengaine.
Göğüsler mi?
Les nichons?
güzel, beyaz göğüsler. Bakmaya değer bir şey bu...
Le brun de l'aréole sur cette couleur laiteuse est un régal pour les yeux.
- "Göğüsler ve kalça" yı yap.
Quoi? Vous voulez un numéro?
Hayır, "göğüsler ve kalça" yı yapmak istemiyorum.
Non, je veux pas parler de cul. Je peux pas...
"Göğüsler ve kalça, kalça ve göğüsler, göğüsler ve kalça!"
Quand je parle de seins et de cul, je ne veux pas choquer le public en répétant les mots "seins et cul et cul et seins".
O göğüsler için neler vermezdim.
Elle a une poitrine de rêve.
Çıplak bir kadın resmi yapsa, karşınızda sarkık göğüsler, çarpık eller belde korseden, bacaklarda da jartiyerden kaynaklanan izler bulursunuz.
"S'il peint une femme nue, " il lui fait des seins tombants, " des mains déformées
- Ne göğüsler!
- Faut savoir s'y prendre! - Elle a de beaux nichons!
Gururlu göğüsler. Ateşli burun delikleri. Ve utanmaz kıvrımlı boynuzları.
Avec leurs flancs altiers, leurs naseaux brillants... leurs cornes arrogantes.
Sütyensiz göğüsler.
Vous n'aviez pas de soutif.
Kıllı göğüsler ve müthiş omuzlar- -
Les poitrines et les bras velus et- -
İnanılmaz göğüsler.
De ravissants petits seins.
Yuvarlak, diri göğüsler, sıkı kalçalar.
Une poitrine souple et des cuisses fermes.
Kötü bir şey gibi gelebilir, ama işi göğüsler sayesinde kaparsın.
La musique a beau être formidable, c'est les nénés qui font vendre.
Göğüsler varken kim kızın çığlığını dinler ki?
Avec des nibars pareils, qui l'écoutera crier?
Yüce göğüsler.
Sublimes, les seins.
Ne tür göğüsler?
Quel genre de seins?
Yüce göğüsler!
Sublimes! Sublimes!
Sıcak göğüsler.
Charnus.
- Bu gelişme bana aptalca geliyor. - Sıkı göğüsler.
C'est seulement des excroissances de chair.
Yılda beş yüz bin dolara her yanım göğüsler ve kalçalarla kaplı olacaktı.
500 000 par an et des femmes à volonté.
- Göğüsler işte.
La petite amie du roi.
Biçimli göğüsler... İncecik bir bel... Pürüzsüz kalçalar...
Divine est la beauté de ses seins, sa taille de guêpe, ses cuisses fuselées...
- Ne hızla büyür göğüsler?
Ça pousse vite, la poitrine?
Çıplak göğüsler.
Des melons froids...
- Tanrım, o göğüsler!
- Mon Dieu, ces seins!
Dudaklar, gözler, eller, yüz... saç, göğüsler... bacaklar, kollar, hatta dizler. Hepsi vardır.
On célèbre les lèvres, les yeux, les mains, le visage... les cheveux, la poitrine... les jambes, les bras, et même les genoux.
Tabii ki. O göğüsler. O bacaklar.
Incroyable, ses seins, ses jambes!
- Evet. Mükemmel göğüsler.
Elle a de beaux lolos.
Ne büyük göğüsler ne de uzun bacaklar.
Ça a rien à voir avec des seins et des jambes.
Sana gereken geniş kalçalar, uzun bacaklar.. ve hoş büyük göğüsler.
Il nous faut des hanches larges, des jambes longues... et de beaux gros tétés.
Ne de güzel birazcık dışarı taşan göğüsler.
Très beaux sont les seins... légèrements proéminents.
Gözler, burun, göğüsler- -
- Les yeux, le nez et les seins. - Beaucoup?
Güzel göğüsler.
Jolis nichons.
Dişler ve göğüsler.
Dents et nichons.
En güzel göğüsler onun.
Elle a la plus belle poitrine
Ya da "Bir eşek!" "Bir eşek." Tabii "Ve göğüsler"
Ou "Quel cul!" "Quel derche." "Quels nichons", bien sûr.