Gömlek tradutor Francês
1,879 parallel translation
Bu Mr. Monk'un Jimmy Creskow'un kaçırılma davasında tavuk çiftliğinden fidye parasını kurtarmak için koşarken mahvettiği gömlek ve ceketin 34 dolarlık kuru temizleme faturası.
Une facture de pressing à 34 $ pour la chemise et la veste salles quand M. Monk a traversé le poulailler pour récupérer l'argent de la rançon dans l'affaire Jimmy Creskow.
Gömlek yakalarına ruj izi yakalamak için bakıyorum ki adet yerini bulsun. Bir de şu gerçek var, evliliğimizdeki aşk bitti.
Je cherche désespérément du rouge à lèvres à son col pour que ce soit la totale, mais... et puis il y a le fait qu'on ait un mariage plat.
Güzel gömlek.
Jolie chemise.
Özür dilerim, bu gömlek üzerindeyken seni duyamayabilirim.
Désolé, je ne t'entends pas avec cette chemise.
Kotu gömlek ve kravatla giyerim. Annemin 60. yıldönümü.
- A ta place je porterais un jean avec une chemise et une cravate.
Bir gömlek...
Une chemise...
Pinponun bir gömlek üstü gibi.
Oui, mais ça semble ridicule, comme glorifier le ping-pong.
Yeni bir gömlek bile verdi.
Il m'a aussi donné une nouvelle chemise.
Gömlek de banyo paspası olamaz,
Un T-shirt n'est pas un tapis de bain.
Üzerinde siyah, ince çizgili bir Armani ceket, beyaz gömlek ve puanlı iç çamaşırlarıyla içeriye girmişti.
Le Livre est ta responsabilité... Et là, on va affiner le cou. C'est bien.
Senin en iyi halinden iki gömlek üstünüm, adamım.
Deux fois le joueur que tu ne seras jamais, mec.
McGee, temiz bir gömlek giymek ne kadar sürüyor?
McGee... Combien de temps il faut pour enfiler une chemise propre?
Gömlek.
- Une chemise.
- Kesinlikle. Şeftali rengi gömlek alan erkekler şeftalinin yakıştığını sanırlar. Yani bunu düşünmüşlerdir, yani görünüşleriyle bozmuşlardır.
Ceux qui achètent des chemises pêche le font pour cette raison, c'est-à-dire qu'ils y ont pensé, et donc qu'ils sont accros à leur image!
Bayanlar ve baylar, karşınızda şeftali rengi gömlek.
Mesdames et messieurs, une chemise pêche, une!
Bir kadın var, çok ateşli, 27'nci katta çalışıyor. Gömlek giymiyor, tuhaf bir aksanı var.
Oh, il me fallait quelques pensées pour cet article, et je tirais partie de l'intelligence de Betty, que vous méprisez quotidiennement, je suis sûre.
Bir gömlek.
Une chemise.
- Bu siyah bir gömlek. - Evet.
- C'est une chemise noire.
- Oturmayan bir gömlek mi giymeliyim? - Hayır.
- Mieux vaut une chemise qui me va pas?
Kenny lastikleri değiştirdikten sonra, alışverişe gidebilir miyiz? Catalina'ya çıkma teklifi ederken giymek için özel bir gömlek almak istiyorum.
Quand Kenny aura changé les pneus, on pourra aller au magasin pour m'acheter une chemise spéciale pour inviter Catalina à sortir?
Onun gerçek adı bu değildi, biz ona böyle diyorduk, çünkü teri iki gömlek ve bir spor ceketten geçecek kadar terliyordu.
Ce n'était pas son vrai nom, on l'appelait comme ça parce qu'il pouvait transpirer à travers deux chemises et un blazer.
Gömlek ve kravatlı.
Chemise et cravate.
Aptal çiçekli gömlek...
Saloperie de chemise à fleurs.
- Ekoseli gömlek giyebilirsin. - Bu çok iyi bir fikir.
Tu peux toujours mettre une chemise en flanelle.
Sarı bir gömlek giymiyor, değil mi?
Ce n'est pas le type qui porte un T-shirt jaune?
Belki de birkaç tane gömlek aldırırdı.
Je ne sais pas moi, vous pourriez même vous acheter des T-shirts!
- 14 aynı elbise, gömlek ve çorap.
- 14 maillots, costumes, chaussures et chaussettes.
Bu gömlek üzerinde bazı testler yapmana ihtiyacım var.
Je veux un test sur cette chemise.
Yarın için doğru gömlek lazım.
Quelle chemise prendre, demain?
Evet ama sen hepsinin takım elbise giydiğini söyledin Madende kravat ve gömlek moda olamaz herhalde değil mi?
Vous dites qu'ils portaient tous des costumes et cravates, c'est plutôt contradictoire.
12 yaşında, kahverengi saçlı, kahverengi gözlü, mavi gömlek ve bej takım giyiyordu.
Il a 12 ans, les cheveux bruns, les yeux marron, costume beige et chemise bleue.
Sen şu boylarda güzel bir gömlek giyen adamla birlikte değil miydin?
Est-ce que vous sortez avec un type d'à peu près cette taille, Habillé en costume noir? - Qui?
Lassiter, uçağa binmeden hemen önce üstüme kahve döktü. Neyse ki yanımda ekstra gömlek taşıyorum.
Lassiter a renversé du café sur moi avant que je monte dans l'avion.
Serena, harika gözüküyorsun. Bu gömlek senin için yapılmış.
{ \ pos ( 192,215 ) } Serena, tu es superbe, cette chemise est faite pour toi.
Ona bir gömlek verdiğini hatırlıyor musun?
Tu lui as passé une chemise?
Bu gömlek gay gömleği gibi mi?
Cette chemise me donne l'air gay?
Brian, bu gömlek tam 1.000 dolar, tamam mı?
Brian, ce chemisier coûte 1000 $, ok?
Bu gömlek üstünde çok güzel durmuş.
Cette chem ise te va si bien.
Don gömlek ev soyan hırsız gördün mü sen hiç?
T'as déjà vu un voleur en caleçon et maillot de corps?
Bu gömlek sabah temizdi.
Elle était toute propre de ce matin!
Bunlara uygun... bir gömlek bulayım.
Je vais aller... choisir une chemise qui ira avec.
Bir gömlek var.
Il y a une chemise.
Bu gömlek katile ait.
Cela appartient à notre tueur.
Gömlek su içinde.
Il y a de la sueur sur toute la chemise.
Tavan arasında bulduğunuz terli gömlek üzerindeki DNA Betty Willens'ın oğluna ait.
L'ADN de la chemise pleine de sueur que vous avez trouvé au grenier est celui du fils de Betty Willens, Henry.
Yeni gömlek.
Nouvelle chemise.
Timmons, Sheryl- - Beyaz kadın, 32 yaşında, kumral, 1.63 boyunda. Bej rengi pantolon ve pembe gömlek giyiyor.
À toutes les unités, on recherche Sheryl Timmons, femme blanche, 32 ans, 1m65, brune, portant un pantalon kaki et un t-shirt rose.
Sana bir gömlek alacağız.
Je connaissais les règles.
Beni gömlek seçmene yardımcı olmam için mi çağırdın?
On sort la porte des ses gonds et on scie quelques branches. Justin, tu as une scie?
Traş olup temiz bir gömlek bulacaksın.
Toi...
Tulum değil, gömlek, kemer ve pantolon.
- Chemise, ceinture, pantalon.