English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ G ] / Görmüyor musunuz

Görmüyor musunuz tradutor Francês

537 parallel translation
Şeytan'ın bana zorla ne yaptırdığını görmüyor musunuz? "
Ne voyez-vous pas ce que le Diable me force à faire? "
Onu görmüyor musunuz?
Vous ne le voyez pas?
Burada bayanların olduğunu görmüyor musunuz?
Vous ne voyez pas qu'il y a des dames? Qu'est-ce que vous croyez que c'est?
Görmüyor musunuz, onlar atölyede yok!
Ils sont en train de casser les machines!
Hiç de değil! Ne kadar büyük bir hata yaptığınızı görmüyor musunuz?
Vous faites erreur.
Sayın yargıç, bu beyin Bay A.P. Kirby olduğunu görmüyor musunuz?
Réalisez-vous que ce monsieur est A. P. Kirby?
- Yalan söylediğini görmüyor musunuz?
Elle ment.
- Görmüyor musunuz?
Vous ne voyez pas?
Görmüyor musunuz, bir çarşaf on bin adamı bir havlu da petrol tanklarının geldiğini ifade edebilir.
1 drap pouvait signifier 10000 hommes et 1 serviette des citernes d'essence...
Her şeyin anlam kazandığını görmüyor musunuz?
Vous ne voyez pas que tout concorde?
Görmüyor musunuz?
Potter rachète. Pourquoi?
Salondayım, görmüyor musunuz!
Pas pendant le spectacle! Dégage!
Yalan söylediğini görmüyor musunuz?
Vous ne voyez pas que cet enfant ment?
Bay Brand'la ilgilendiğimi görmüyor musunuz?
Un instant, je parle avec M. Brand!
- Kör olduğumu görmüyor musunuz?
Vous ne voyez pas que je suis aveugle?
- Bayan Primm, doktorun bitirmediğini görmüyor musunuz?
Le docteur n'a pas fini.
Görmüyor musunuz, bunlar düşük kalite.
Tu vois bien qu'ils ne sont pas bons!
Bak, neden gitmiyorsunuz? Uyumak istediğini görmüyor musunuz?
Vous ne voyez pas qu'il veut dormir?
- Yol kapalı, görmüyor musunuz diyor. - Şaka mı bu?
- Il dit : "La route est bloquée, ça se voit."
Samson size gülüyor, görmüyor musunuz? - Bana gülüyor mu?
Tu ne vois pas que Samson se moque de toi?
- İstemediğimi görmüyor musunuz?
Je n'en ai pas envie...
Dümdüz mükemmel bacakları var görmüyor musunuz?
Quoi, ses jambes? Deux parfaits roseaux!
Bu bayanla meşgulüm görmüyor musunuz?
- Vous ne voyez pas que je suis occupé?
Susun! Görmüyor musunuz, adamcağız hasta.
Silence, s'il vous plaît!
Ne kadar bitkin, görmüyor musunuz?
Vous voyez comme il a l'air perdu?
Bizi görmüyor musunuz?
Vous ne nous voyez pas?
- Nasıl güldüklerini görmüyor musunuz?
Regarde-les! Regarde-les rigoler.
Dumanı görmüyor musunuz, Kontes?
Mais voyez cette fumée, Madame la Comtesse!
Ben McClure. Görmüyor musunuz?
C'est moi, McClure!
Zavallının yeterince korktuğunu görmüyor musunuz?
La pauvre est assez terrorisée.
Amcamın ölümüne ne kadar üzüldüğümü görmüyor musunuz?
Ne me voyez-vous pas affecté par cette mort?
Görmüyor musunuz? Şirket için geçen bunca yıldan sonra kendi işimiz gibiydi.
Après toutes ces années c'est comme si l'entreprise était à nous.
Bay Stubb, Bay Flask, işareti görmüyor musunuz, emrimi duymadınız mı?
Vous n'avez pas vu le pavillon ni entendu mon ordre?
Fakat Ahab'a hizmet etmekle onun günahına ortak olduğunuzu görmüyor musunuz?
Ne voyez-vous pas qu'en servant Achab, nous partageons son blasphème?
Karşı karşıya olduğumuz güçleri görmüyor musunuz?
Vous ne voyez pas les forces auxquelles nous sommes confrontés?
İşi espiriye vurmakla kendinize zarar verdiğinizi görmüyor musunuz?
Vous ne vous rendez pas service en tournant ça au ridicule!
Ama onda birazcık da olsa aç gözlülük görmüyor musunuz? O ağız ve gözlerde?
Mais ne voyez-vous pas un peu de cupidité... autour de sa bouche et de ses yeux?
Kendini savunmadığını görmüyor musunuz?
vous ne voyez pas qu'il est sans défense?
- Ben domuz falan görmüyorum. - Görmüyor musunuz?
Je ne vois aucun cochon.
Başlık sayfası sonradan eklenmiş, görmüyor musunuz?
Cette page a été ajoutée.
Ekselanslarının yorulduğunu görmüyor musunuz?
Ne voyez-vous pas que Leurs Grandeurs sont épuisées?
Benden istediğiniz şeyin etik olmadığını görmüyor musunuz?
Je n'ai pas le droit, moralement, de révéler ce qui m'est confié.
- Ama ne yaptığınızı görmüyor musunuz?
- Vous rendez-vous compte?
Sağ olduğumu görmüyor musunuz?
Ne voyez-vous pas que je suis vivant?
Gözlerimi görmüyor musunuz?
Vous ne voyez pas mes yeux?
Evet, ama cikleyi çekmeniz gerektiğini görmüyor musunuz!
Attention, vous...
- Ne kadar bıktırdığınızı görmüyor musunuz?
Elle est à bout!
Görmüyor musunuz, çok yavaş gidiyor.
Mais non... Il faut élargir la porte!
Bütün sinirlerim altüst oldu görmüyor musunuz?
Vous ne voyez pas?
Hasta olduğumu görmüyor musunuz?
Malade!
Görmüyor musunuz?
Vous voyez?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]