English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ G ] / Gözlerime

Gözlerime tradutor Francês

1,209 parallel translation
Buz var tüm pencerelerde Ah, inanamıyorum gözlerime
Toutes ces fenêtres gelées Je n'y crois pas mes yeux
Şaka herhalde, şaka herhalde İnanamıyorum gözlerime
Tu rigoles, tu rigoles Je n'en crois pas mes yeux
Gözlerime inanamiyorum.
J'aurai tout vu.
Gözlerinizin içine bakın. Benim gözlerime de bakmalısınız.
Je veux voir vos yeux, et que vous puissiez voir les miens.
- Gözlerime inanamıyorum. Sizi burada gördüğüme şaşırdım.
Je suis surprise de vous voir ici...
Gözlerime inanamıyorum.
Me voilà au pays des merveilles.
Gözlerime bak.
Regarde-moi dans les yeux.
Kendi gözlerime inanabilir miyim?
Puis-je en croire mes yeux?
Seni dışarıdan görünce gözlerime inanamadım.
Quand je t'ai vu, j'ai cru au bon Dieu!
O da bana uzun uzun baktı, sonra gözlerime bakmayı kesti... ve saçlarıma bakmaya başladı... Tek bir söz bile söylemeden, sanki düşünüyormuş gibi.
Il m'a regardée aussi puis il a cessé de regarder mes yeux... et a commencé à regarder mes cheveux... sans un mot, comme s'il réfléchissait.
Koyacağım gözlerime gül demetini.
Bouquet de roses
- Gözlerime mi bakmak istiyorsun?
- Vous voulez voir mes yeux?
Gözlerime inanamıyorum!
Je n'y crois pas! M. le proviseur Skinner.
Rüyamda bir havuzda yüzüyordum ve suyun altında babamı görebiliyordum ama daldığım zaman su gözlerime batıyordu.
J'ai rêvé que je nageais dans une piscine. Et je pouvais voir mon père sous l'eau. Mais quand j'ai plongé, l'eau m'a piqué les yeux.
Gözlerime
Dans les yeux.
Gözlerime dedim!
J'ai dit dans les yeux.
Gözlerime bakarak dedi ki, " Söylediğin şekilde..
Elle me dit : "À votre façon de parler... je vois que vous le ferez!"
Hey, gözlerime bak küçük adam.
- Regarde-moi dans les yeux.
Gözlerime bakamıyor musun?
Tu veux pas me regarder dans les yeux?
"Bırak da seni gözlerime hapsedeyim."
"Laisse-moi te tenir dans les yeux"
Gözlerime bak.
Regardez-moi dans les yeux.
Gözlerime bak.
Regarde mes yeux.
Benim gözlerime güvenin, Sahib.
Fiez-vous à mes yeux, sahib.
Gözlerime inanamıyorum, seni görmek ne güzel!
Quelle joie de te revoir!
Gözlerime bak ve aynı şey olduğunu söyle.
Regarde-moi dans les yeux et dis-moi que c'était la même chose.
- Gözlerime inanamıyorum. Merhaba.
Deacon, mes respects!
Çünkü geçen gece dansa gitmiştik beni tutuşu, gözlerime bakışı kesinlikle bir şeyler hissettim.
On dansait, l'autre soir... et à sa façon de me serrer, de me regarder dans les yeux... j'ai vraiment senti quelque chose.
Sadece bilmek istediğim- - birileri gözlerime ağlar çekiyor- - ben bu kadar saf mıyım?
J'aimerais juste savoir de la part de quelqu'un qui m'a dupé... Ai-je été naïiïf? N'ai-je pas été suffisamment prudent?
Hayır. Tam bir tecrübeli ajan gibi çok güzel bir şekilde gözlerime ağ çekti.
Elle m'a également dupé.
- Gözlerime bir şeyler attı.
- Où? Par l'escalier de secours.
İyi bir poker oyuncusu olduğunu söyledin. Güzel, gözlerime bak şimdi.
Vous, l'as du poker, regardez-moi.
Her gece bir kadın yatağıma geliyor ve gözlerime saldırıyor.
Une femme vient... chaque nuit, m'arracher les yeux.
Bu Margie Olmstead değil mi dedim, gözlerime inanamadım.
"C'est Margie Olmstead? C'est fou!"
Gözlerime inanamıyorum.
Je n'en crois pas mes yeux.
Gözlerime bak.
Regarde mon oeil.
Aşağı bakma. Gözlerime bak.
Ne regarde pas en bas.
Gözlerime inanamadım. İlk büyük davanız.
Dire que c'est votre première grande affaire.
Fakat gözlerime süreceğim merhem için paraya ihtiyacım var. Lütfen, beyler...
J'ai besoin d'argent pour acheter de l'onguent pour mon œil!
Gözlerime bir kez bak ve beni sevmediğini söyle.
Regarde-moi bien en face et dis-moi que tu ne m'aimes pas.
- Gözlerime bak.
- "Regardez-moi dans les yeux."
Boynuma dokundu ve sonra gözlerime baktı.
Elle a touché mon cou, et ensuite... Elle m'a touché au-dessus des yeux.
- Peki. - Sadece gözlerime bak.
Tu me regardes.
Bu yalan! Diğer yalanın! Gözlerime bak!
Examinez mes yeux Vous ne pouvez pas voir la vérité?
Yanına gidip üzerine eğildim... kafasını kaldırıp gözlerime baktı gözleri sanki el feneri gibiydi.
Je suis allée vers lui, je me suis penchée... Il a levé les yeux vers moi. Des yeux emplis de lumière.
İçeri girip gözlerime baktılar ve... üstüme saldırdılar.
Ils me regardent les yeux, ils me sautent dessus
Buna nasıl cevap verebilirim bilmiyorum Simran? Bak, gözlerime iyi bak.
Regarde-moi dans les yeux.
Washington'ı çapraz sorguya tuttuğunda gözlerime inanamadım.
- D'instinct.
Gözlerime bak.
Droit dans les yeux.
Gözlerime dokunmayın!
Non, pas mon œil.
Gözlerime inanamıyorum.
Sidérant.
Jerry, gözlerime bak.
Regarde mes yeux.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]