English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ G ] / Günahkar

Günahkar tradutor Francês

653 parallel translation
Ben zavallı ve sefil bir günahkarım. Hayatın ve Ölümün tanrısına yalvarıyorum!
"Je suis un pauvre, misérable pécheur, je te prie, Seigneur de la vie et la mort!"
Tanrı seni huzuruna kabul etsin, tövbekar günahkar!
Que Dieu vous accueille, pêcheur repentant!
İngiltere'nin en büyük günahkarı, George Gordon Lord Byron'un eğilmemiş başına.
La tête de George Gordon, Lord Byron, le plus grand pécheur d'Angleterre.
Günahkar gibi yakılmaları lazım.
Ça mériterait d'être brûlé!
Günahkar sırrınızı mezara götüreceğim.
J'emporterai votre secret dans la tombe!
- Evet. Önce, herkesin önünde utanmazca dans ediyorsun, bütün erkeklerin... zaaflarını ve günahkar arzularını uyandırıp, kendine baktırıyorsun.
Tu danses sans pudeur, induisant l'homme... au péché car iI doit te regarder.
Taa kendisi ayrıca bir günahkar.
C'est la même personne. Je trouve ça mal.
Söylememe müsaade ederseniz dük ve mürebbiye arasında günahkar bir ilişki var.
Qui se trouve dans la relation honteuse entre le duc et la préceptrice.
Cinayete yönelten bu günahkar tutkunuzu itiraf edin.
Admettez cette passion adultère ayant mené au meurtre.
Her ne olursa olsun, bir günah işlendiyse ise günahkar damgasının bana vurulması gerekirdi.
Et pourtant, selon tout sens moral, s'il y a eu péché, c'est moi qu'on devrait cataloguer comme pécheur.
Günahkarız.
Entre pécheurs...
Üzgünüm, o bir günahkar.
M. Higaki, je suis désolé, mais il lui est interdit de pratiquer.
Yüce Tanrım, bu zavallı günahkarını gör... ve dermansızlığının onun inancını kuvvetlendirip... tövbelerinin kabulüne vesile olmasını nasip eyle.
Dieu Tout Puissant, prends soin de cette misérable pécheresse. Fais en sorte que sa faiblesse puisse donner force à sa foi et sincérité à son repentir.
Bu kuruma kabul ettiğim günahkar çocuğun... on yıl gibi kısa bir sürede bir öğretmen olabileceği hiç aklıma gelmezdi.
J'aurais difficilement imaginé que l'impénitente enfant deviendrait professeur en l'espace de 10 courtes années.
Biliyorum, günahkar bir yaşamım var, yapmamam gereken bir sürü şey yaptım.
J'ai toujours mal vécu. J'ai fait des erreurs.
Ne? Seni yaşlı günahkar!
Que dis-tu, vieille pécheresse?
Azizler gününde kaza ve günahkar ruhlar için içelim.
C'est un péché que parler de malheur pendant une fête paroissiale.
Parlak, günahkar bir dünya bu.
Un monde radieux et coupable.
Çünkü tanrı, tüm erdemin, iyi şeylerin bizden değil ondan geldiğini göstermek için dünya üzerinde benden daha kötü bir yaratık ve günahkar bulamazdı.
Parce que Dieu n'a pas trouvé de créature plus humble, qu'Il n'a pas trouvé plus vil pécheur que moi, pour qu'on sache que toute vertu ne vient que de Lui et qu'au Seigneur soit la Gloire Éternelle!
Bir günahkar.
Beaucoup... beaucoup...
Çok büyük bir günahkarım.
Je ferais bien pire si Dieu ne me protégeait pas.
Bu adamın bu kadar günahkar olabileceğine inanmak istemedim
Les âmes ne peuvent être perverties à ce point.
Bu insanların işi, günahkar olduğum günlerdeki tabirimle, "egzotik dans" gösterisi yapmak.
Ces gens-là font... ce que j'appelais quand j'étais pécheur "un spectacle olé-olé".
Ben günahkarım, hiç bir şey beni şok etmez.
Je suis un vieux pécheur, rien ne me choque.
Tam tersine rezil, günahkar ve acımasız. Ama harika!
Non, elle est exécrable, mais c'est merveilleux!
Cesur ve günahkar bir adamsın Sean Thornton.
Tu es un effronté pécheur!
- Günahtan nefret et, günahkarı sev.
- Hais le péché, aime le pécheur.
Hem günahı, hem de günahkarı bilmeliyim.
Je dois connaître le péché et le pêcheur.
- Kim günahkar, kim değil buna sen mi karar vereceksin?
De qui voulez-vous parler? De moi.
Ne yazık ki dünyanın kanunu böyle. Bu insanlar kadar günahkarı yokmuş gibi görünür.
Ils en commettent d'innombrables.
Zizi, bağışlanmak isteyen bir günahkar getirdim.
Zizi, je t'emmène un pêcheur en état de repentance..
Benim gibi sefil bir günahkarın burada durması ve aranızda şehadet getirmesi mucize değil mi?
N'est-ce pas un miracle que moi, pécheur perdu, je puisse me tenir ici et témoigner devant vous?
Zavallı bilinçsiz günahkar, tam da size anlatırken ortaya çıktı.
L'âme en peine, celle dont je vous parlais!
Âşık olduğumuz için günahkar olur muyuz Brad?
Être amoureux fait-il de nous des pécheurs?
Bu koca savaşın içindeki en masum ve en güzel günahkar sensindir.
Tu es la plus innocente et la plus belle pécheresse de la guerre entière.
- Ve günahkar.
Et... scandaleux!
Rahipler bize günahkar derdi.
Le clergé nous appellerait pécheurs,
Günahkarım Tanrım, ama geçerli sebeplerim var.
J'ai péché, mon Dieu, mais j'ai des excuses.
Günah, bir günahkar yaratmaz.
Le péché ne fait pas le pécheur.
Günahkar bir kadının omuzlarında hüngür hüngür ağlaması...
La pécheresse qui pleurniche dans vos bras.
Ey Meryem, ben bir günahkarım.
Vierge Marie, je suis un pécheur.
Kaliforniya'nın günahkar altını.
L'or maudit de californie.
Biraz altın ister misin ihtiyar günahkar?
Tu veux de l'or, vieux pécheur?
Günahkar kardeşleri cehennem yoluna gittiğine göre Eben dışında kimse kalmadı.
Maintenant que ses démons de frères ont pris Ie chemin de l'enfer, iI ne reste personne à part Eben.
O, doğuştan günahkar.
C'est un pécheur-né.
Bahse varım ki toprağı bırakmayacak ve günahkar, kolay altının peşine ve günahkar, kolay...
Je suis sûr qu'iI ne quittera pas cette terre, à courir après de l'or facile et maudit et des...
Orada herkes ünlü mü? Günahkar ve sefih mi?
Les célébrités Sont-elles toutes dissipées?
- Roma için öldüren. Roma, günahkar.
- Tu tues pour le compte de Rome.
Hayır. Dur kılıcım, daha günahkar bir zamanını bekle.
Gardons l'épée pour un coup plus cruel.
Stark'sa günahkar.
Stark est Ie mal.
Stark'ın bir nimet olduğunu söyleyenlere karşın günahkar olduğunu düşünenler de var.
Certains disent que c'est un homme d'avenir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]