English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ G ] / Güneye

Güneye tradutor Francês

1,964 parallel translation
Evet, aynen... güneye gidiyoruz, Jay.
C'est pas bon, on va au sud.
- Şayet, güneye gidiyorlarsa, onları nerede bulacaksın?
S'ils sont allés au sud, où sont-ils?
Güneye giderlerse, I-95'e saparlar.
Vers le sud, c'est la I-95...
Takip cihazını bir daha kontrol ettim. Nicole tek başına güneye gidiyor.
J'ai vérifié la deuxième puce de traçage, et Nicole roule vers le sud, seule.
Diyorum ki yakıt elverdiğince, güneye doğru gidelim, ve sisten kurtulmaya çalışalım.
On va vers le sud aussi loin qu'on peut aller avec l'essence et on essaye de sortir de la brume.
-... güneye doğru çevir. 1-7-0.
1-7-0.
O ve ben kargoyu birlikte uçururuz sonra da güneye götürürüz.
Lui et moi, nous... nous prenons les chargements ensemble et... et nous les emmenons vers la côte.
Güneye gidebiliriz. Ve...
On pourrait aller au sud et...
Yollar kuruyana kadar bekleyip Arretium üzerinden güneye, sonra da Roma'ya yürüyeceğiz.
Quand les routes seront sèches, nous marcherons au sud par Arretium jusqu'à Rome.
Güneye, Campagna'ya giden yoldayım,
" Je fais route au sud vers la Campanie
Yani Antony kalan adamlarını... soğuk kuzeye sürüklerken biz de güneye, Roma'ya gideriz diye düşündüm.
Alors qu'Antoine traîne le reste de ses hommes vers le nord glacial, je propose qu'on se dirige vers le sud en direction de Rome.
Kasabanın dışında. 15. yolda Güneye doğru giderken.
Au sud de la ville. Sur la Route 15.
Bazı açıkgözler güneye taşındı fakat bu fikrin, milyonlarca insanın da aklına geleceğini düşünememişlerdi.
Les gens descendirent dans le sud... jusqu'à ce qu'ils réalisent que des millions d'autres personnes avaient eu la même idée.
Güneye gitmeyecek misiniz?
Vous n'allez pas dans le Sud?
Konvoy güneye yaklaşıyor.
Inner Circle approche du périmètre Sud.
Güneye.
Allez vers le sud.
Cheng 110. yoldan güneye doğru gidiyormuş.
Cheng est allé vers le sud sur la 110.
Gredenko güneye yöneldi.
Gredenko se dirige vers le sud.
Toplu göç, yüzlerce belki de binlerce insan güneye gidiyor.
Les migrations de masse, des milliers de personnes qui vont vers le sud.
Betty Blue, hedef güneye, sana doğru geliyor. Hey.
Betty Blue, la cible se dirige vers toi côté Sud.
Birkaç gün boyunca güneye gitmeye yetecek kadar yiyeceğiniz var.
Vous avez assez de nourriture pour tenir quelques jours.
Deniz kuşları göçerler, Bu da demek oluyor ki güneye gitmeye devam edecekler.
Les oiseaux marins migrent donc ils vont vers le Sud.
Göç yoluna ulaşırsınız. Güneye gider ve kışı atlatırsınız.
Vous rejoindrez tous ces gens en exode... aller vers le sud, loin de l'hiver.
Bir arama emri çıkartayım. Adam kadını oğluna götürmeye zorladıysa I-75 yolundan güneye Lexington'a gitmişlerdir.
Tu sais, s'il l'a forcée à l'amener à son fils, il a dû passer au sud sur l'autoroute 75 vers Lexington.
Güneye doğru gideceğiz.
On se dirige vers le sud.
en yakın kasaba 50 mil uzakta. Güneye doğru bir otoban var. 19-20 mil uzakta. Hayır, bakın.
La prochaine ville est à une centaine de km.
Yol ileride güneye dönüyor.
Au bout de cette route, tournez au sud.
Güneye radyo yayını yapmak için gidiyorlardı.
Len savait que le succès passait par la radio.
Kuzey Amerika'da yaşayan kuşlar güneye, Güney Amerika'ya uçarlar.
Les oiseaux qui vivent en Amérique du Nord vont en volant jusqu'en Amérique du Sud.
Güneye devam et yaklaşık on blok.
Tu continues vers le sud... - sur environ... dix pâtés de maisons. - Pourquoi?
Mott'taki Kola anlaşması güneye gitti..
Un dealer est mort, la semaine dernière.
Korunaktan aldığımız para hala bende. sınırı geçip kayıt dışı yaşayabiliriz. Güneye gitmek mi?
J'ai toujours l'argent de la maison de sûreté. - hors de vue.
İyiki annem sonradan Güneye taşınmış..
Heureusement, ma mère est redescendue dans le sud!
Güneye gittiğini ve sana böyle davrandıklarını düşün!
Imagine que tu es dans le sud, et qu'on te parle comme tu l'a fait!
Güneye "!
Dans le sud!
Güneye gideceğim.
Je vais rentrer dans le sud...
Güneye giden son model bir sedan.
La voiture est une berline, modèle récent, qui roulait en direction sud.
Güneye, Lakeshore'a gidebilirim.
Je peux aller vers le sud jusqu'au lac.
Onlar... güneye, bir yatın içinde teslimat yapmayı planlıyorlar.
Ils transportent la cargaison vers le nord dans un yacht.
Jasper'la ben onu güneye götürürüz.
J'irai avec Bella. Jasper et moi on la conduira au Sud.
Gerçekten güneye gitmeyi planlamış mıydın?
As-tu réellement l'intention de descendre dans le Sud?
Güneye ulaştığında Aziz Olav kalesine git ve Süvari liderinin karısını sor.
Une fois dans le Sud, rends-toi au château de Saint Olaf. Demande la femme du chef de cavalerie.
Eğer pazar güneye giderse, biz kuzeye gideceğiz.
Si le marché va au sud, nous, on va au nord.
Kuzeye gitmek için güneye yöneldi.
" Pour aller au nord, il alla au sud.
Güneye.
Au sud.
Ben de güneye gidiyorum.
Je vais vers le sud
Anne, peki buna ne dersin? Kuşlar neden kışın güneye uçarlar?
Maman, un amoureux voit sa chérie comme une Vénus.
Kuşlar neden güneye uçarlar?
Que voit Vénus?
U-3 peronunda, güneye gidiyor.
Il se dirige vers le côté Sud du métro.
Ben Bella'yı güneye götüreceğim.
- J'emmène Bella vers le Sud.
Kuşlar neden güneye uçarlar?
J'ai trouvé!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]