Harley tradutor Francês
881 parallel translation
Harley Sokağı'nda Bayan Henry Jekyll olduğunun hayalini kur kahya ve uşaklarınla dans ettiğini düşle.
Rêve que tu es Mme Henry Jekyll de Harley Street. Tu danses avec ton majordome et six domestiques!
Yani Harley Caddesi, Rolls-Royce, güzel kadınlar.
Harley Street, Rolls-Royce, et femmes élégantes.
Efendim, Beyaz Saray'dan Bay Harley burada.
Voici M. Harley, de la Maison-Blanche.
- Hemen orada, Bay Harley.
- Par ici, M. Harley.
Adım Harley, başkanın sekreteriyim.
Je suis M. Harley, le conseiller du président.
Oturun Bay Harley.
Asseyez-vous.
Bu kişisel bir mesele değil, Bay Harvey.
Tout ça n'a rien de personnel, M. Harley.
Bay Harley, gezegeninizin içişleri beni ilgilendirmiyor.
Les affaires internes de la Terre ne m'intéressent pas.
Nasıl başlayacağız, Bay Harley?
Comment allons-nous faire?
Tehditlere başvurmak istemem, Bay Harley.
Je ne veux pas recourir à la menace.
- Tünaydın Bay Harley.
- Bonjour, M. Harley.
- Bugün Dr. Harley'i gördünüz mü?
- Vous avez vu le Dr Harley?
Merhaba, Dr. Harley.
- Bonjour Dr Harley.
Nasılsınız? Benimle bir öğle yemeği yer miydiniz, Dr. Harley? - Ben...
Vous pouvez déjeuner avec moi?
Bu kenar mahalle kürtajcıları Harley Street tabakasına benzemez.
Ces avorteurs de banlieue ne sont pas de la classe de Harley Street.
Bilmiyorum, Harley.
Je n'en sais rien, Harley.
O ziyafeti hatırladın değil mi, Harley?
Tu t'en souviens, pas vrai, Harley?
Del Rio'da ortadan kaybolmak zorunda kalmıştın, Harley.
Tu n'as pas fait dans la discrétion à Del Rio, Harley.
- Hayır, Harley.
- Non, Harley.
- Harley.
- Harley.
Harley, eğer bir kaç dakikan varsa, seninle konuşmak istiyorum.
Harley, il faut qu'on cause, si tu as une minute.
Şu anda nerede olduğumuzu biliyormusun, Harley?
Tu sais où on est, Harley?
- Bunu için minnettarım, Harley.
- C'est très gentil.
Fakat, Harley, sen 1000 mildir konuşuyorsun.
Mais là, ça fait plus de 1500km que tu causes.
Kendim üstesinden gelemem, Harley.
Je ne comprends pas, Harley.
Bilirsin, Harley mal mülk sahibi bir adam olmanın neye benzediğini hep merak etmişimdir.
Tu sais, Harley, je me suis toujours demandé ce que ça ferait d'avoir un bien.
Pekala, Harley, gidelim.
C'est bon, on y va.
İşte burası, Harley.
C'est là, Harley.
Harley, bu daha evvel görmediğim kadar fazla bir para...
C'est plus d'argent que j'ai jamais...
Harley, bu kadar çok parayla, ben... ben...
Harley, avec tout cet argent, je peux...
Uyanık bir iş adamının yapacağı bu değil, Harley.
Un homme d'affaires averti ne ferait jamais ça.
Harley, niçin yanımdasın?
Harley, que fais-tu avec moi?
- Bunu biliyorum, Harley, ama neden?
- Je sais bien, Harley, mais pourquoi?
Hayır. Harley, ancak Bay Willowby'den o mektubu aldığım zaman ve sana Cheyenne gideceğimi söylediğimde, sen hiç bir şey söylemedin. Tek kelime bile.
Mais quand je t'ai parlé de la lettre de M. Willowby et que je t'ai dit que j'allais à Cheyenne, tu n'as pas dit un mot.
İşte, Harley.
Et voilà.
Oh, benim adım John O'Hanlan, bu da Harley Sullivan.
Je m'appelle John O'Hanlan, et voici Harley Sullivan.
Harley, buna inanmıyorsun değilmi?
Harley, tu ne crois pas que...?
- Sadece görünüş olarak, Harley.
- Physiquement, seulement.
Dene, Harley. Ne varsa söyle.
Eh bien, essaie, utilise ton vocabulaire.
Belkide doğru yerde durmuyorsundur, Harley.
Tu n'es peut-être pas placé au bon endroit.
Harley bilirsin, becerip beceremiyeceğimi merak etmeksizin hayatımda ilk kez yürüyerek bir salona giriyorum.
C'est la première fois de ma vie que j'entre dans un saloon sans me demander si j'en ai les moyens.
Biftek alırmısın, Harley?
Tu veux un steak, Harley?
- Ben Harley Sullivan.
- Je suis Harley Sullivan.
Sana söylüyorum, Harley, hanımlar en kısa zamanda gidecek benim de Bullion'nun marketi gibi sağlam ve saygın bir işim olacak.
Je vais te dire, Harley, dès que les dames seront parties, mon affaire sera aussi solide et respectable que la mercerie de Bullion.
Sağlam, sağlam, saygın Cumhuriyetçilere ait bir iş. Amerikaya bu yakışır, Harley.
Une affaire solide, respectable et républicaine.
hayır, hayır, Harley.
Non, non, Harley.
Harley bana bir iyilik yapmanı istiyorum.
Harley... il faut que tu me rendes un service.
- Sana söylüyorum, Harley, Cheyenne mutlaka...
- Je vais te dire. Cheyenne est...
Sana söylüyorum, Harley, Cheyenne dost canlısı bir kasaba olmalı...
Cheyenne est la ville la plus amicale...
Seni düşünüyor olacağım, Harley.
Je penserai à toi, Harley.
Harley!
Harley!