English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ H ] / Haşhaş

Haşhaş tradutor Francês

240 parallel translation
Bana nargile, haşhaş ve Güzel Mama'nın göbeğini getirin.
Qu'on m'apporte un narguilé, du haschisch... et le nombril de la Belle Abbesse! bien, monsieur
Fas haşhaşını bana tanıtanın sen olduğunu unutma.
Ton temps, ta jeunesse. Tu es passé à côté.
Bu normal çay değil. Haşhaş tohumu çayı. Çok sakinleştirici bir etkisi vardır.
C'est un thé spécial, légèrement opiacé, qui a un effet calmant.
Haşhaş tohumu, çayı sizin için zor olan geceyi atlatmanıza yardım edecek hafif teskin edici bir içecek haline getirir.
Le thé de pavot est un sédatif sans danger qui vous aide à passer les nuits pénibles.
Lütfen Bay Shannon, haşhaş tohumu çayını için.
Buvez ce thé de pavot, M. Shannon.
Öyle sanıyorum ki, Yunanlılar, "nepenthe" nin, uyuşturucunun... neden olduğu bir ruh durumu olduğunu düşünüyorlardı, muhtemelen haşhaşın.
Les Grecs, je crois, définissaient le nepenthe comme un état d'esprit provoqué par la prise de drogue, sûrement du haschisch.
Özgürlük, silah ticareti, afyon, haşhaş, kif.
Liberté. Trafic d'armes. Opium.
Çok sinirlendi. Haşhaş bulursa bize hiç vermeyecekmiş.
Elle s'est fâchée, et a sorti du hasch sans nous en donner.
Haşhaş.
Haschich.
" Yaşlı adam İran'da Hassan-i Sabbah diye biliniyordu ve adamlarına da Haşhaşiyûn - haşhaş içenler - diyorlardı.
" Le vieux de la montagne était appelé Hassan ben Sabbah. Et ses hommes étaient appelés les Hashishin.
Türkiye'de haşhaş yetiştirdiği tarlaları varmış.
Il a des champs de pavot en Turquie.
Haşhaş?
Hash?
Ona bakarsan, haşhaş ta çok güzel bir çiçek
Comme pour le pavot.
- Haşhaş, çoğu yabancı gibi.
Le coup classique, quoi.
Li Hanım hamileydi, ama ayrıca, sadece hindistandan gelen haşhaş ile tedavi edilen nadir bir hastalığı var.
Elle a hélas contracté une maladie étrange. Seul le pavot de l'Inde peut calmer sa douleur. Or celui qui le vend exige votre tête en échange.
Ama haşhaş taciri senin kelleni istedi eski dostumuzun tek oğlunu kurtarmak için...
Ainsi, pour la descendance de feu notre ami... Arrête!
Haşhaşın çok pahallı olduğunu bilirim.
Merci.
Haşhaş, kokain
Haschisch
Haşhaş ayrıca yanında, çünkü önceden ne kadar aldığını bilemedim. Ne bu, sos mu?
Le hachis est séparé, je savais pas combien vous en vouliez.
- Haşhaş?
- Le haschisch?
İki kartal kemerindeki şu haşhaş.
Le chanvre de votre ceinture.
Eski bir haşhaş lab. benziyor.
On dirait un vieux labo d'opium.
Sana öğreteceğim... benim haşhaşımla oyun olmaz.
Je t'apprendrai à jamais déconner avec mon opium!
Orta Amerika'dan gelen haşhaş parasıyla mı alınmış?
Achetée grâce à l'opium du triangle?
Haşhaş içmeyen bir adamın cesareti yoktur.
Celui qui ne fume pas de haschisch ne vaut pas mieux qu'un eunuque.
Hey, dikenli haşhaş!
Hé, chico!
Haşhaş yapraklarını nasıl elde ettin?
Où as-tu eu ces feuilles?
Sha Ricky'ye haşhaş yapraklarından bahsetti.
Sa a parlé du pavot à Ricky.
Ricky haşhaş yapraklarını biliyor mu?
! Ricky est au courant pour le pavot?
Haşhaşı sıkıp suyunu çıkararak, kurutup afyon yapıyordu. Siz insan kanıyla ticaret yapıyorsunuz.
C'est en faisant sécher cette plante que l'on obtient l'opium... qui détruit tellement de vies!
Hiçbirimizin haşhaş tarlası da yok.
Pas un de nous n'a un champ de pavot.
- Haşhaş? Haşhaş?
- Hashish, hashish?
- Haşhaş yok.
- Non, pas de haschisch...
- Haşhaş?
- Hashish?
Bir tür haşhaş pazarlığı.
Un marché top secret.
Haşhaş tohumlu?
Avec des graines de pavot?
- Haşhaş sever misin?
Tu aimes le hasch?
Haşhaş Tarlaları, Tibet
Champs d'opium, Tibet
Bütün Asya'daki haşhaş ticareti onun denetiminde.
Il contrôle déjà le trafic d'opium dans toute l'Asie.
Haşhaş tarlalarım küçük.
Mes champs de pavot sont minuscules.
Eminim haşhaş veya fındıktan.
Ca vient du pavot ou des céréales.
Kurt yüzü, boynuzlar... elma tohumları... haşhaş tomurcukları.
Des têtes de loup, des cornes... des pépins de pommes... des boutons de pavot.
Haşhaş!
Du pavot!
- Haşhaş tohumları.
les graines de pavot!
- Haşhaş tohumları.
Les graines de pavot!
Haşhaş.
Une graine de pavot.
Haşhaş başlarından bahsediyor.
Il parle de têtes raides.
Olgun haşhaşımız var, değil mi?
On a du hasch sympa.
Hindistandan gelen bu haşhaşı nereden satın alabilirim?
Où peut-on acheter ces pavots?
Kolombiya malı. Ot. Haşhaş.
L'herbe, le hash, le cannabis...
Ama sanırım içine haşhaş koymuştular.
À part l'herbe qu'il y avait dedans.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]