English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ H ] / Herhalde

Herhalde tradutor Francês

19,192 parallel translation
Herhalde yumuşak körpe dik göğüslerden hoşlanan bir erkeksen.
Si on est du genre à les aimer dociles, jeunes et à petits seins.
Herhalde hormonlardan.
Les hormones.
- Uyuyakalmışım herhalde.
- J'ai dû m'endormir.
Bir daha ararsa, herhalde onu polisin onu beklediği halka açık bir yere çağırabilirim.
Si elle rappelle, je pourrais la traîner dans un lieu public où l'attendra la police.
Herhalde satmalıydım ama bir yanım burada yaşamak istedi.
J'aurais dû la vendre mais je voulais vivre là.
Herhalde şöyle düşünüyorsundur, " Erkek arkadaşım süper kahraman filmi demişti.
Vous vous dites : " Mon copain a dit que c'était un film de superhéros,
E herhalde, Hurdal'a kıyasla her şey daha iyi.
Je t'en prie. Tout est mieux que le Hurdal.
Taze bir beşlik geliyor herhalde?
Une tape dans la main?
- "SeniArıyorum" demek istedin herhalde.
- C'est quoi "Je te traque"? Le "Je te cherche"?
Bir şirkette 30 yıl, çalışanlar dinozor diyordu size herhalde.
Trente ans, une seule compagnie. Ouah! Un employeur voit ça, et il voit un dinosaure.
"Bana ne oldu" demek istedin herhalde.
Tu veux dire, à moi.
"Sözlük" demek istedin herhalde.
Tu veux dire un thésaurus sur pied.
Senin elinden aldıktan sonra birisi ona günlük sekiz yemek sağlaması gerekiyordu herhalde.
Quand on te l'a retiré, il a bien fallu assurer ses huit repas par jour. Huit?
Bizden hemen taşınmamızı beklemiyorlardır herhalde.
Ils nous feraient déménager tout de suite?
Yapılacak en salakça şeylerden biridir herhalde bu.
C'est vraiment une idée stupide.
Herhalde ihtiyacım var lan.
Évidemment.
Savunma Bakanı'nı tanıtmama gerek yok herhalde.
Je pense que vous connaissez le Secrétaire à la Défense.
- Onu takip etmeyeceksin herhalde!
- Tu ne vas pas la suivre!
Nasıl bir durumda olduğunu biliyordu herhalde.
Je suppose qu'il savait dans quel pétrin elle était.
Okuma yazman var ama herhalde?
Mais tu sais lire, non?
Dalga geçiyorsun herhalde. Roberto!
Non, tu... tu te moques de moi.
Herhalde ben de boksörümün ayaklarının yere basmasını sağlayamadım.
je n'ai visiblement pas réussi à... ramener mon boxeur à la réalité.
Herhalde randevu saati karıştı
On a dû se tromper avec nos heures.
Eğer buraya filtre alırsak, geri gelirler herhalde
Si on leur fournit des systèmes de filtration, ils pourraient revenir je pense.
"Kuşlar neden uçmaz?" Esprisini duymadın herhalde.
Vous connaissez la blague? Pourquoi les oiseaux ne volent pas?
Evet deseydin bile gelemezdim herhalde.
T'aurais dit oui, j'aurais pas pu.
Sayısızdır herhalde.
Des tas, à coup sûr.
Hâlâ görüşüyorsun herhalde.
Tu dois encore être en ligne.
Oturmak istersiniz herhalde.
Vous voudriez vous asseoir.
Tanrı burada olsa onunla da kavga ederdik herhalde.
Si Dieu était là, on se battrait avec Lui aussi.
Herhalde demek istediğin bizi gömebileceğin.
Tu voulais dire... que tu peux nous couler.
Butik votka herhalde! Büyük bir butik votka markası!
Une boutique vodka, du lourd.
- Devam mı? - Herhalde!
- Je continue?
Senin puan aldığında hemfikiriz herhalde çünkü benim hızlı arama listemde ilk numara, eskort servisinin.
Clairement un point pour toi, car le premier numéro de mes favoris, c'est une boîte de call-girls.
Herhalde... altı-yedi yaşındadır.
Elle doit avoir... six ou sept ans.
Bunun senin için bir puan olduğunda yine hemfikiriz herhalde.
Encore un putain de point pour toi.
Herhalde duymuşsunuzdur.
Tu es au courant, je suppose?
Şu yelek hakkında sana bir şeyler anlatmanın tam sırası herhalde.
C'est le moment idéal pour te parler de ce gilet.
Koltuğunda oturacak herhalde.
S'asseoir dans son fauteuil, j'imagine.
Onaylarsın herhalde.
J'ai présumé que tu n'y verrais aucune objection.
Seni seven insanları unuttun herhalde?
Et vous, avez-vous oublié ceux qui vous aimaient?
Herhalde Jeff bahsetti.
Jeff doit l'avoir dit.
- Herhalde edeceksin.
- bien sûr tu en avais.
Herhalde biriyle mahkeme emrini yolladı.
Elle a dû m'envoyer un huissier aux basques.
Onlar bitmeden gelemem herhalde. Ama istediğin kadar kalabilirsin.
Je ne serai pas de retour avant ton départ mais reste aussi longtemps que tu veux.
- Tanıyordun herhalde.
- Vous la connaissiez, j'imagine.
Evine gidecektin, hayatını yaşayacaktın bir kızla tanışırdın herhalde, birkaç çocuğunuz oldur.
Vous alliez rentrer, reprendre votre vie, rencontrer une fille, faire des gosses.
Sana para borcum var herhalde.
Je te dois des sous ou quoi?
Dalga geçiyorlar herhalde.
J'espère que c'est une blague.
Herhalde...
Et je...
Allez'liyorum herhalde.
- Oui, j'y go!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]