English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ H ] / Horrible

Horrible tradutor Francês

12,635 parallel translation
Bu, berbat hapishane hayatımda herkese okuduğum şey.
Je lisais ça à tout le monde dans cet horrible monde-prison.
Saçlarımın yanları biraz uzadı da. Brian?
J'ai une tignasse horrible.
Umarız böyle daha az kötü görünmüştür.
Ça sonne moins horrible.
- Suç mahalli oldukça fena.
La scène est horrible.
"Batı Stratejisi" saçmalığını yayımlayan arkadaşımla görüştüm.
J'ai parlé à mon ami, qui publie ce truc horrible : "Western Strategy".
Evet. Korkunç bir şey, intihar.
C'est une chose horrible, ce, suicide.
İyi çocuklar değildi ve şarkı da korkunçtu.
Ce n'étaient pas des mecs biens, et cette chanson était horrible.
O bebeğe sahip olmanın tek sebebi, Marian'ı öldürüp Robin'i akla hayale sığmayacak kadar iğrenç bir şekilde kandırman.
La seule raison pour laquelle tu as ce bébé est car tu as tué Marian. et tu as trompé Robin de la manière la plus horrible et inimaginable.
Lester Turner'ı derinlemesine araştırmak beni fena bir yere götürdü.
En creusant sur Lester Turner, je suis tombée dans un horrible lieu.
Hayır berbat geçti, onu kaçmakla tehdit ettim.
C'était horrible, et j'ai menacé de m'enfuir.
Korkunç bir durum.
C'est horrible.
Ya tüm bu olaylardan önce korkunç biriysem?
Et si j'étais quelqu'un d'horrible avant tout ça?
Başına gelenler korkunç Jane.
Ce qui vous est arrivé était horrible, Jane.
- Evet! - Hayır, korkunç biri.
Non, il est horrible.
Delilah beni hayal kırıklığına uğrattı, berbat bir karşı cins zevki var.
Delilah me déçoit vraiment, quel goût horrible elle a pour le sexe opposé.
Tanrım, berbat bir yalancısın... ve oyuncusun bu arada.
Tu es un horrible menteur, et acteur soit dit en passant.
Davranmıyorum.
C'est pour ça que tu agis de manière si horrible. Je ne joue pas.
İkinci olarak Penny'nin Mandy'yle tanışması kadar berbat bir fikir yok.
Deuxièmement, je ne peux pas penser à une idée plus horrible que Penny rencontrer Mandy.
Ama onun korkunç bir medya fırtınasının ortasında kalmasına da izin vermeyeceğim.
Mais je ne permettrais pas qu'il se retrouve au centre d'une horrible tempête médiatique.
- Bunun kötü olduğunu biliyorum ama bence Chad bunun komik olacağını düşündü, bilirsin. Ben... Her gün sarhoş araba kazalarında 30 kişi vefat ediyor.
Oh, hé, j'ai compris pourquoi c'est horrible, mais j'ai cru que Chad essayait juste d'être drôle, tu sais, je... 30 personnes sont tués tout les jours dans des accidents lié à l'alcool.
Çok kötü.
C'est horrible.
Çok kötü bir şey bu.
C'est horrible.
Bu çok korkunç.
Ça a l'air horrible.
Lorenzo için korkunç bir sabahtı. Ama Casey Stoner için harika bir öğleden sonra oldu.
Ce fut une matinée horrible pour Lorenzo... mais une après-midi exceptionnelle pour Casey Stoner.
Korkunç, korkunç bir gündü.
C'était un jour horrible. Vraiment horrible...
Çok korkunçtu.
C'était horrible.
Sana yaptıkları şey çok kötü.
Ce qu'ils t'ont fait est horrible.
- Kulağa berbat geliyor.
Ça avait l'air horrible.
- Korkunçtu anne.
C'était horrible, maman.
Korkunç bir şey olmalı.
Ça a du être horrible pour toi.
Söyle bana, Bahram, 19 yaşındaki oğlunun gay olduğunu öğrenmek korkunç mu?
Dites-moi, Bahram, était-ce si horrible de découvrir que votre fils de 19 ans, votre aîné, était gay?
Buna karşı olan oğlunu zorla, bıçak altına yatırıp, onun cinsiyetini değiştirmek?
Si horrible que vous l'avez forcé contre sa volonté à se faire opérer, à changer de genre, pour avoir une fille à la place de votre fils, qui est gay?
Ben korkuncum.
Je suis horrible.
- Kimse korkunç bir sanatçı değildir.
- Personne n'est un horrible artiste.
Gerçek hayatımın ne kadar kötü olduğunu unuttum.
J'avais complètement oublié à quel point ma vrai vie était horrible.
- Berbat bir şey ya bu.
C'est horrible.
Çok korkunç.
C'est horrible.
Bu korkunç yeraltı odasını Toskana'da ki düğün için mi yaptırdın? Altı günde, bu sarkıtlarla beraber.
Tu as construit cette horrible grotte pour ce mariage en Toscane en six jours, stalactites incluses.
- Bir de berbat bir duvar kağıdı.
- Et un papier peint assez horrible.
- Korkunç bir şeydi.
- C'était horrible.
Berbat hissediyorum.
Je me sens horrible.
Ve artık lisenin ne kadar berbat olabileceğini de biliyorum, Bu karmaşaya başlamak için can atamıyorum.
Et maintenant que je sais combien le lycée va être horrible je ne suis pas pressée d'y aller.
Ama benim için berbat bir fırsat!
C'est une horrible opportunité pour moi!
Çok kötü bir gün geçirdin.
Vous avez eu une horrible, horrible journée.
İşler çirkinleşebilir.
Je pourrais être horrible.
Olağanüstü düzeyde korkunç olacak.
Je vais être monstrueusement horrible.
Ve boşanmamız da o kadar kötü olmadı.
Et notre divorce n'était pas si horrible.
Korkunç bir kadın ama davana yardımı olacak.
Elle... elle est horrible, mais c'est bon pour ton cas.
- Ne gördünüz?
C'était horrible. Qu'avez-vous vu?
O daha da kötüydü adamım. Belki geçmiş hayatımda berbat şeyler yaptım.
J'ai peut-être fait quelque chose d'horrible dans une vie antérieure.
İşler çirkinleşecek.
Ça va être horrible.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]