Hover tradutor Francês
28 parallel translation
Selam dostlar. Wilson Uçuş Dönüşüm Sistemleri'nden Goldie Wilson 3.
des Systèmes de conversion Wilson Hover.
Doğu-batı paraleli yolu ile hover pistine iniş yapabilirsiniz.
Prenez la piste via le parallèle est-ouest.
Hover ulaşımı ile bu gece ayrılıyor.
elles partiront, des ce soir.
O hâIde Hover ulaşımının nereden yüklendiğini biliyorsundur?
alors, vous savez ou trouver un avion-cargo.
Hover rampası kuzeydoğu sektöründe.
L'aire de decollage est dans le secteur nord-est.
Hover-taşıyıcıyı kullanın ve her seferinde sadece bir yastık taşıyın.
Utilisez l'aéro-chariot et un seul oreiller à la fois!
O gece hover aracını süren sendin, atın değildi.
C'était vous au volant de votre aérocaisse, pas votre cheval.
- Seni suçlamıyorum. Seninle hover jelini test etmek istiyordum.
Je comprends mais j'espérais tester le flotto-gel avec toi.
- Hover.
Flotto.
Sis'i ve pis havayı aşacaksın. Elbise nasıldı?
Hover through the fog and filthy air. " ( Macbeth act1 ) comment est la robe?
Bir Taylandlı Hanover'le Carmen köşesinde ilaç satar.
Dans la piaule d'un thaï, près d'un hôpital, entre Hover et Corning.
Halka açık.
Les paris Hover.
Hover Kumar'ı biraz araştırdım.
J'ai fait quelques recherches sur les paris Hover.
Hover Kumar'dan yüklü bir maaş çeki alan kim?
Qui a reçu le plus gros paiement aux paris Hover?
Evet Hover Kumar'da.
Oui, aux Paris Hover.
Ne zamandan beri Hover'da kumar oynuyorsun?
Depuis combien de temps jouez-vous chez Hover?
Hover Kumar'da promosyonda çalışıyorum.
On fait de la pub pour les paris Hover.
Ya bu sahte paralar şimdiden yerel ekonomiye girmiş ya da sen Hover'da kumar oynuyorsun.
Ou bien de la fausse monnaie a déjà été introduite dans l'économie locale, ou bien tu participes aux paris Hover.
Hover Kumar yasa dışı bir şirket.
- C'est de l'argent sale. - Tu sais quoi?
O zaman sen de Hover Kumar'ı soruşturuyorsun Ajan Cole.
J'imagine que ça signifie que vous enquêtez aussi sur les paris Hover, Agent Cole.
Bu Hover Man.
C'est Plane Man.
Bizi Hover'e götürmek bile istedi.
Vrai. - Et elle veut fêter ça. Elle nous invite à faire une partie à l'Hoverdome.
Bende aynı renkte hover tahtası ve pantalonu olduğunu farkeden var mı?
Quelqu'un a vu que j'ai assorti mes pantalons avec l'hoverboard? - Non.
Hover oyunundaki adam.
Oui. Le gars sur la piste de l'Hoverdome.
Who'll hover over you beneath the sun
[ "Who'll hover over you beneath the sun" ]
İşte buradayım! Dünyanın ilk hava kaykayını test...
Me voici en train de tester le tout premier Hover...
J. Edgar Hover'ın katkılarıyla, bizler iç terörist olarak belirlendik.
Dans une performance digne de J.Edgar Hoover, il nous désigne comme des terroristes.
Hover rampası hazır. Parçacık püskürtücüleri enerjileniyor.
Plate-forme avancée.