Hudson tradutor Francês
1,564 parallel translation
- Paul Lynde Helen Reddy, Hudson Kardeşler Paskalya Özel Yayını'yla karşınızda!
La "Spéciale Pâques" des frères Hudson, Avec Paul Lynde et Helen Reddy!
Ama tek bir şartla. Hudson Süitlerinde değil.
- À une condition, pas à l'hôtel.
Batı Yakası'ndaki Hudson Süitleri'nde.
Le Hudson Suites dans le Westside.
Hudson Vadisi.
La vallée de l'Hudson.
Tamam, Hudson'a sür, şehrin dışındaki kampüs, Waverly Hall'a.
Rends-toi au Campus de Hudson.
Hudson Caddesi'ndeki üçlü cinayeti peki? Ray Cole'un en iyi işiydi.
Et le triple homicide du club sur Hudson Street, c'était Ray Cole au mieux de sa forme.
Dört gün sonra, Hudson nehrinde kıyıya vurmuş.
Rejetée sur le rivage de la rivière Hudson 4 jours après.
Hudson Nehrine vurmuş.
Échoué sur l'Hudson.
Hudson nehrinde yüzüyordu.
On vient de la repêcher de l'Hudson.
Batı yan otoban yolundan sürüp, onu Hudson nehrine attım.
J'ai conduit jusqu'à l'autoroute de West Side, et je l'ai lâché dans l'Hudson.
Hudson Nehri'nde hayır.
Pas sur l'Hudson.
Telefonum Hudson Nehri'ne düştü.
Mon portable s'est noyé.
Karel Delacourt Hudson.
Karel Delacourt Hudson.
Sağlam bir köprü veya feribot buluncaya kadar Hudson ırmağını takip edeceğiz. Sonra ırmağın karşı tarafına geçeceğiz.
On roule jusqu'à ce qu'on trouve un ferry et on traverse l'Hudson.
Hudson nehri boyunca giden bisiklet yolundan döndük eve.
On est rentrés en longeant l'Hudson.
Hudson'da yaprak döken ağaçların yarattığı kontrastla ilgili bir şey.
Le contraste entre les feuillus au nord du fleuve Hudson.
Sonbahar Hudson'ın üzerine çöküyor.
" Feuilles d'automne sur le fleuve Hudson.
Lenox Caddesi'nden Hudson Nehri'ne kadar her şey onundu.
Tout, de l'avenue Lenox jusqu'au fleuve Hudson.
Biliyorum, tatlım, ama Doktor Hudson sana çok iyi bakacak ve sık sık seni görmeye geleceğim.
Je sais que tu le veux, chérie, mais le Dr. Hudson va très bien prendre soin de toi, et je viendrai te voir aussi souvent que je pourrai.
Maia grip ya da onun gibi bir şey olmuş, ve Hudson gününü burada geçirmesini istiyor.
Maia a la grippe ou un truc dans le genre, et Hudson veut qu'elle passe la journée ici.
Doktor Hudson?
Dr Hudson?
Şimdi, dinle, Hudson...
Ecoutez, Hudson...
Biliyorum, tatlım, ama Doktor Hudson sana çok iyi bakacak.
Je sais que c'est ce que tu veux, chérie, mais le Dr. Hudson va très bien s'occuper de toi.
Gerçekten, Max Hudson ve birkaç namussuz doktorun 4400'leri zehirlemek için gizli bir plan kurduklarını mı düşünüyorsun?
Tu crois vraiment que Max Hudson et quelques médecins isolés ont tramé un plan secret pour empoisonner les 4400?
Az önce Hudson'la konuştum.
Je viens de raccrocher avec Hudson.
İyi doktor Hudson'la bir randevumuz var.
On a un rendez-vous avec ce cher docteur Hudson.
Hudson, promisini 11 Ekim'de keşfetti.
Hudson a découvert la promicine le 11 octobre.
Maia'nın... Biliyorum. Fakat ilk başından beri Doktor Pinero, Hudson'dan sonra iki numaraydı.
Celle de Maia... je sais, mais le Dr.
Hudson'ın bildiği her şeyi biliyor.
Pinero est l'adjoint d'Hudson depuis le tout début. Il sait tout ce qu'Hudson savait.
Hudson olayını duydun mu?
Tu es au courant pour Hudson?
Doktor Hudson bana bilgi verdi.
Dr Hudson m'a donné l'information.
Max Hudson gerçekten intihar mı etti yoksa o küçük tetiği de mi sen çektin?
La mort de Max Hudson était-elle un suicide ou avez vous encore tiré les ficelles?
Bu Maia'yı görmeye gittiğimde Hudson'ın karaladığı şey.
C'est ce que Hudson avait barré quand je suis venue voir Maia.
Maurice Hudson, 37 yaşında, Tahoe'da yaşıyor.
Maurice Hudson, 37 ans, il vit à Tahoe.
Otel güvenlik kayıtlarının Hudson göründüğü andan itibaren kopyalarını verdi.
L'hôtel nous a donné des copies des vidéos de surveillance à partir de l'heure à laquelle Hudson avait réservé.
Maurice Hudson kafa karıştıran bir örnek.
Maurice Hudson est un sujet embarrassant.
Hudson şişko değildi.
Hudson n'était pas obèse.
- Biz Bay Hudson'ın ölümünü araştırıyoruz.
Nous enquêtons sur la mort de M. Hudson.
Maurice Hudson için bırakılan mesajlara ihtiyacım var.
J'ai besoin des messages pour Maurice Hudson.
- Malum, Maurice Hudson.
- Qui est Maurice? Tu sais, Maurice Hudson.
Maurice Hudson'un öldürüldüğü gece, sarhoştun.
La nuit où Maurice Hudson a été tué, vous aviez bu.
- Bıraktım. Hudson Nehri'nden çıkmış bir şeyi yer miydin?
Tu mangerais un truc venant de l'Hudson?
Pekala, kolundaki saate göre.. .. Hudson Jane'in köşesinde..
Et il est mort à l'angle de Hudson et Jane St.
Eğer cinayet silahındaki onun DNA'sı ise,.. Hudson hapisanesine postalanacak demektir.
Si son ADN est sur l'arme du crime, elle se fera livrer son courrier en prison.
Hudson Walker'da yaşıyor. Kurbanımızın bıçaklandığı yerden..
Il vit à l'angle de Hudson et Walker St.
Hunter Hudson.
Hunter Hudson.
Bir kaç telefon görüşmesi yapayım, bakalım onun ölümünden kim karlı çıkıyor.
On va passer quelques coups de fils histoire de voir à qui profite la mort de Hudson.
Dr. Penn, Mr. Hudson ne tedavisi görüyordu?
Dr. Penn, pour quoi traitez-vous Mr. Hudson?
Mr. Hudson yatak odasını onun içine yaptırdı.
Mr. Hudson a fait construire sa chambre à l'intérieur.
Korkarım güvenlik kodunu sadece Mr. Hudson biliyordu.
J'ai bien peur que Mr. Hudson soit le seul à connaître le code secret.
Mr. Hudson onu akşam 9 : 00'da kapanacak şekilde programlamıştı, ve çalışanlar geldiğinde tekrar sabah 9 : 00'da açılıyordu.
Mr. Hudson l'avait programmée pour qu'elle se ferme à 21h Et se ré-ouvre à 9h pour l'arrivée du personnel.