Iddia makamı tradutor Francês
465 parallel translation
Yapmayın, bu iddia makamının tanığı, savunmanın değil.
Ce témoin est produit par l'accusation.
Savunma avukatlarının da kabul ettiği üzere bu Strand'te haber kameramanı Ted Fitzgerald tarafından çekilen gerçek bir film kaydıdır bu vesileyle bu filmi iddia makamının bir numaralı delili olarak ibraz etmek istiyorum.
Sous réserve que cette pièce à conviction soit un film authentique, tourné à Strand par Ted Fitzgerald, cameraman, voici notre pièce à conviction que j'appellerai "A".
Teklifi yarına kadar gözden geçireceğim ve iddia makamının karşı görüşünü de, o zaman dinleyeceğim.
Je prends note de votre demande de non-lieu, et entendrai l'accusation demain.
Jüri olarak, iddia makamı ile Joseph Wilson'u öldürme suçuyla yargılanan sanıkların karşı karşıya geldiği davada, şu kararlara vardık. :
Dans l'affaire opposant l'Etat aux accusés du meurtre de Joseph Wilson, les jurés ont reconnu :
Müsaadenizle Sayın Yargıç, İllinois Eyaleti iddia makamı - Hazır ve nazırdır, efendim.
M. Le juge, l'accusation est prête à plaider.
Müsaadenizle söz alabilir miyim. Jürinin bu üzücü hezeyanlara... daha fazla maruz kalmaması adına iddia makamı sorusunu geri çekmiş ve tanığı muaf tutmuştur.
M. Le juge, afin d'épargner au jury ce genre de mélodrames, l'accusation retire cette question et autorise le témoin à s'en aller.
Sayın Yargıç, iddia makamı tüm delillerini sunmuştur.
La plaidoirie de l'accusation est terminée.
Suçlu sanık için olan cezayı kabul et iddia makamı diğeri için hoşgörülü olacaktır.
Si le meurtrier plaide coupable, je vous garantis la clémence pour son frère.
Sayın Yargıç savunma bu sefer iddia makamının son tanığı olan Palmer Cass'in çapraz sorgulanmasını talep ediyor.
M. Le juge, la défense souhaiterait de nouveau entendre le dernier témoin de l'accusation. Palmer Cass.
- İyi işti Howard. Sayın jüri üyeleri, iddia makamının ve savunmanın ifadelerini duydunuz.
MM. les jurés, vous avez entendu l'accusation et la défense.
Efendim, iddia makamının tavsiyesine uymak istiyorum.
J'aimerais saisir la suggestion du procureur.
Bu beyefendi iddia makamını temsil ediyor.
Ce monsieur est le procureur.
Kısa süreliğine de olsa neredeyse iddia makamının davayı alacağına beni inandırdı.
J'ai failli croire qu'il avait des preuves.
Ve size bu noktada hatırlatmalıyım ki ispat yükümlülüğü iddia makamındadır.
Je vous rappelle que l'accusation doit fournir la preuve.
Mahkemeye iddia makamının istediği yönde devam edilecek.
La cour retient la motion de l'accusation.
Efendim, iddia makamındaki sevili dostlarıma Sir Wilfrid'ın Old Bailey'de olduğunu söylemek isterim.
Je peux assurer que sir Wilfrid est à la cour d'assises.
Sayın yargıç, jürinin saygıdeğer üyeleri, iddia makamı, mahkum Leonard Vole aleyhinde büyük bir ustalıkla, gelmiş geçmiş en rastlantısal kanıtlardan oluşan suçlamasını sundu.
M. le président, messieurs les jurés, l'accusation a habilement présenté contre Léonard Vole des arguments purement et simplement indirects.
Ve son olarak içlerinde en zarar verici olanı iddia makamının sürpriz tanığıydı.
Et à notre plus grand préjudice, il y a eu un témoin-surprise,
Savunma, mahkumun beyninin iddia makamındaki saygın dostum tarafından sorgulanana kadar taze kalması gerektiğine inanıyor.
Je le ménage pour le contre-interrogatoire de l'accusation.
Bu yüzden Bay Myers, eğer hazırsanız, iddia makamı adına kapanış konuşmanızı yapabilirsiniz.
Me Myers, si vous êtes prêt, faites votre réquisitoire.
Lordum, iddia makamı itirazını yeniliyor.
Le ministère public insiste dans son objection.
Hâlâ iddia makamının tanık olarak çok uzaklardan getirttiği aptal takımının sözlerinin teyidini ihtiyati kayıtla dinliyoruz.
Il est en faillite et n'a pas été retrouvé. - Vous jugerez le fait de citer des témoins introuvables. - Vous êtes drôles, vous!
İddia makamının avukatı.
. Parole à l'accusation.
İddia makamı ilk tanığı olarak Edna Hooper'ı çağırıyor.
L'accusation appelle à la barre Edna Hooper.
İddia makamının sunduğu kanıtlar da alaycılığı kadar nefes kesici olsaydı ki bunu kendi tanıkları ile içi boş iddialarını desteklemekteki başarısızlığını jüriden gizlemek için kullandığını öne sürüyorum...
Les sarcasmes du procureur veulent faire oublier l'inanité des témoignages qu'il a produits et qui n'ont laissé à l'accusation que des trous!
İddia makamının kendi tanıkları sanıkların iddianamede öne sürülen suçun işlendiği yerde bulunduklarına dair bir teşhiste bulunamamıştır.
Les témoins du ministère public ont été incapables de dire s'ils avaient vu les accusés sur le lieu du crime évoqué par l'acte d'accusation.
İddia makamının, asılsız söylentiler yerine bize gerçekleri sunmasında ısrar etmek zorundayız.
Nous insistons pour qu'on nous donne des faits, et non qu'on se contente de commérages.
Son dakika gelişmesi! İddia makamının itirazlarına rağmen yargıç sunulan kanıtı az önce kabul etti!
Rejetant l'objection de la défense, le juge va examiner la "preuve".
Bunu çürütmek iddia makamının görevidir.
Prouvez le contraire!
İddia makamı devam edebilir mi?
Le ministère public est-il prêt à poursuivre?
İddia makamı, 1 kişinin hayatına karşılık 22 kişinin hayatını istiyor.
Le ministère public réclame la tête de 22 personnes!
İddia makamı, tanık kürsüsüne Katherine Grant'i çağırıyor.
L'accusation appelle Katherine Grant à la barre.
İddia makamı hazır mı, Bay Felder?
M. Le procureur? Maître Felder?
Sayın Yargıç İddia makamının bu bayanı hangi oğlunun yaşayacağına ve hangisinin öleceğine karar vermeye zorlamasına itiraz ediyorum.
Je m'élève contre cette méthode consistant à placer cette femme devant un choix ignoble.
İddia makamının iddiasına gelince ; ortaya konulan delillerin bir tanesi bile davalının ifadesinin yanlışlığını kanıtlayamadı.
L'accusation n'a pu produire la moindre preuve pour réfuter le témoignage de l'accusée.
İddia makamı yerini alsın.
Que le procureur prenne place.
İddia makamı tarafından tanık olarak çağrıldınız.
Vous avez été appelée comme témoin.
İddia makamı tamamlamıştır.
Je n'ai plus rien à ajouter.
İddia makamına göre sanık sandalyesinde oturan mahkum George Eastman kasıtlı bir cinayet işlemiştir.
Le Ministère public affirme qu'un meurtre avec préméditation a été commis par l'accusé, George Eastman.
- İddia makamı...
- L'accusation n'a pas le droit...
İddia makamının sözleri bitmiştir.
L'accusation a terminé.
İddia makamı olarak Binbaşı Queeg'in görevden alınması olayını tamamen yersiz buluyoruz. Bu olayın aslında bir görevden alma değil, isyan olduğunu kanıtlayacağız.
L'accusation est prête à prouver que la relève du capitaine Queeg était injustifiée, et que cela constitue donc une mutinerie.
İddia makamı, Teğmen Willis Stewart Keith'i çağırıyor.
L'accusation appelle à la barre le Lt. willis Stewart Keith.
İddia makamına göre bu dava psikiyatrist raporlarıyla bitti.
L'accusation croit que le rapport psychiatrique clôt l'affaire.
İddia makamı kocanızın asılmasını isteyecektir.
L'accusation demandera la pendaison de votre mari!
İddia makamı onu kolaylıkla tuzağa düşürebilir.
L'accusation la désarçonnerait.
İddia makamını Bay Myers temsil edecekmiş. O varken riske giremeyiz.
Si c'est Me Myers, il ne vaut mieux pas.
İddia makamı adına devam edebilirsiniz, Bay Myers.
La parole est à l'accusation, Me Myers.
İddia makamı savunmasını tamamlamıştır, sayın yargıç.
Le ministère public a présenté ses arguments.
İddia makamının savunması buydu.
Ce sont les arguments de l'accusation.
İddia makamında ben olursam olabilir tabii.
Si je représentais l'accusation, si.