Idgie tradutor Francês
72 parallel translation
"Idgie Threadgoode" adı bir şeyler çağrıştırıyor mu?
Vous avez déjà entendu parler d'Idgie Threadgoode?
Idgie ve arkadaşı Ruth, Whistle Stop Kafe'yi işletirdi.
Idgie et son amie Ruth tenaient le Café Whistle Stop.
Idgie başlı başına bir karakterdir.
Idgie était vraiment spéciale.
Idgie Threadgoode, kamyonetin sahibini öldürmekten tutuklanmıştı. Yani Frank Bennett'i.
Idgie Threadgoode avait été arrêtée pour le meurtre de Frank Bennett... le propriétaire du camion.
Galiba Idgie'yi anlamak için, işe ağabeyi Buddy'yle başlamalıyız.
Je suppose que pour comprendre Idgie... il faut remonter bien plus avant jusqu'à son frère, Buddy.
Idgie doğduğu günden beri Buddy'nin hayranıydı.
Idgie était le chouchou de Buddy depuis sa naissance.
Idgie yukarda odasında... ve asla dışarıya çıkmayacağını söylüyor.
Idgie est dans sa chambre et dit qu'elle n'en sortira plus jamais.
- Anne! - İyi görünüyorsun.
- Tu es très bien, Idgie.
- Idgie, hey!
- Hé! Hé! Hé!
- Idgie kalk.
- Lève-toi!
Ama bunu kimse Idgie kadar yoğun hissedemezdi.
Mais personne ne l'a pris aussi mal qu'Idgie.
Koca George, yanına yaklaşmasına izin verdiği tek insan olarak... gece gündüz Idgie'ye göz kulak oldu.
Gros George était le seul qu'elle laissait approcher... et il veillait sur elle nuit et jour.
Bayan Idgie, bu battaniyeyi sarınmak zorundasınız... yoksa zatürree olacaksınız, beni duydunuz mu?
Couvre-toi, sinon tu vas prendre froid. Tu m'entends?
Gördüğün gibi, Idgie asla Buddy'yi kaybetmenin üstesinden gelemedi.
Vous voyez, Idgie ne s'est jamais vraiment remise de la mort de Buddy.
- Idgie'nin Frank Bennett ile de tanıştığı gün o gündür... - Anne! Öldürdüğü gerekçesiyle tutuklandığı adamla.
C'était aussi le jour où Idgie a rencontré Frank Bennett... l'homme dont le meurtre a entraîné son arrestation.
Tam zamanında, Idgie.
- Il est à peu près temps, Idgie.
Selam, Idgie.
Salut, Idgie.
Bir ihtimal Idgie Threadgoode burada olabilir mi?
Idgie Threadgoode est-elle ici par hasard?
Korkarım Idgie izninizi isteyecek.
Vous devrez excuser Idgie. Elle rentre souper à la maison.
Idgie, sadece benimle biraz zaman geçir.
Idgie, passe juste un peu de temps avec moi.
Idgie, sana kızmıyorum.
Idgie, je suis pas fâchée.
Sen bir arı büyücüsüsün, Idgie Threadgoode.
T'es une charmeuse d'abeilles, Idgie Threadgoode.
Idgie Threadgoode! Bu gece gerçek bir parti vereceğiz!
Ce soir, on va faire une vraie fête.
Annen ikimizi de sarhoş görünce... ne diyecek kim bilir?
Oh, Idgie, que dira ta mère quand elle nous verra ivres?
Ruth, Idgie'yi düğününe davet etti, ama Idgie ona hiç yazmadı.
Ruth a invité Idgie à son mariage. Idgie n'a jamais répondu.
Idgie'nin öldürmekle suçlandığı adam değil miydi o?
N'est-ce pas l'homme qu'Idgie était soupçonnée d'avoir tué?
Ruth gittikten sonra, Idgie eski yaşamına geri döndü.
Après le départ de Ruth... Idgie a repris ses vieilles habitudes.
Sizi uyandırmak istemezdim Bayan Idgie, ama Valdosta'ya gitmeniz tüm gününüzü alacak.
Il faut vous lever, Mlle Idgie. Il y a un jour de voiture d'ici à Valdosta.
Idgie? Grady. Merhaba.
Grady, salut.
- Idgie, benimle dans eder misin?
- Tu veux danser avec moi? - Non.
- Bayan Idgie Threadgoode...
- Mlle Idgie Threadgoode.
Sen sadece ahmak bir kızsın Idgie, ahmak bir kızsın.
T'es fo-folle, Idgie Threadgoode.
Ne kadar deneseler de, hiçbiri Idgie'yi uslandıramıyordu.
Aucun homme au River Club d'Eva n'a réussi à apprivoiser Idgie.
Papazın yanındayken Idgie'nin belirgin bir konuşma tarzı olurdu.
Idgie a toujours eu une façon bien à elle de parler... devant le pasteur Scroggins.
Adını Buddy koydu... Buddy Junior.
Du nom du frère d'Idgie.
dolaşıp biraz borç para aldı. Böylelikle Ruth ve Idgie kafeyi açabildi.
Papa a emprunté pour permettre à Ruth et Idgie d'ouvrir un café.
Bayan Idgie, kapıyı açabilir misiniz?
- Mlle Idgie, vous pouvez ouvrir?
Buna devam edemem, Idgie.
Ça peut pas continuer, Idgie.
- Bir dakika, Idgie.
Attends un instant.
Idgie, çocuklarla konuşacağım. Sen yalnız onları uzak tut, duydun mu?
Je vais parler aux gars... mais assure-toi qu'ils restent derrière, tu m'entends?
Ruth, söylemeliyim ki bence Idgie seni kötü etkiliyor.
Idgie a une mauvaise influence sur toi.
- Koca George'u yakalamışlar. - Idgie!
Ils ont Gros George.
Hayır, Bayan Idgie, başınız derde girecek.
Non, vous aurez des ennuis.
Size teşekkür etmeliyim, Bayan Idgie.
Je vous remercie, Mlle Idgie.
- Hey merhaba! - Acilen gelmelisiniz.
Mlle Idgie, faut venir vite.
Bayan Idgie için her şeyi yaparsın, değil mi oğlum?
Tu ferais n'importe quoi pour Mlle Idgie, n'est-ce pas?
- Idgie, Frank Bennett'i öldürdü mü öldürmedi mi?
Est-ce qu'Idgie a tué Frank Bennett ou pas?
- Veda et, Idgie.
- Dis au revoir, Idgie.
Bayan Threadgoode... bana biraz daha Idgie'yi anlatır mısınız?
Racontez-moi encore... à propos d'Idgie?
Idgie Threadgoode, nasılsın?
Comment tu vas?
- Hayır.
Allez, Idgie.