Ilaçlar tradutor Francês
7,044 parallel translation
Hastalarıma verdiğim ilaçları değiştiremezsin.
Tu ne peux pas écrire de prescriptions pour mes patients.
Maroni'nin hâlâ ilaçları var. Birlikleri de.
Maroni a encore ses drogues, ses unions.
İki gün önce reçete yazdırmış ama henüz ilaçlarını almamış.
Il a appelé il y a deux jours pour sa prescription, mais ne l'a pas encore récupéré.
Of. Kötü ilaçlar alıyormuş.
Voilà le sale médoc qu'il prenait.
Bilirsin polisler uyuşturucu testine girecekken aldıkları bütün ilaçları yazmaları lazım.
Quand les officiers passent un test de drogues, ils doivent lister tous les médicos qu'ils ont pris.
Kaldığı yerde psikoz ilaçlarını bulduk.
Nous avons trouvé ses anti-psychotiques cachés dans le cabanon.
- sana vermek için ilaçlar var.
- des médicaments à te donner.
Akli sorunlar yüzünden hastaneye yatırıldığını, ama çıkınca ilaçlarını almayı bıraktığını düşünüyoruz.
Elle a dû être hospitalisée pour des problèmes mentaux mais elle a arrêté son traitement depuis sa sortie.
Baylar ve bayanlar Kinderkare Eczacılığı çocuk ilaçları sempozyumuna hoş geldiniz.
Mesdames et messieurs, soyez les bienvenus au centre de soin pharmaceutique pour enfants.
Kocakarı ilaçları mı?
Des remèdes.
O zaman ilaçları ona ver.
Donne-lui les médicaments.
Ona ilaçları verebilirsin, Maggie.
Tu peux lui donner les médicaments, Maggie.
Pekala, Marty, sana verdikleri şu ilaçlar hakkında ne biliyorsun?
Le traitement qu'ils t'ont donné, tu sais quoi dessus?
- Bana verdiğin şu ilaçlar, insan...
- Le traitement que vous m'avez donné...
O ilaçları Rachael'e vermeliyiz.
On doit donner ces médicaments à Rachael.
Eğer olsaydı biliyor musun ilaçlar? herhangi
Savez-vous s'il prenait des médicaments?
Hannah'ın ilaçlarını yollayan medikal şirket imza dosyalarını faksladı.
La pharmacie qui livre les médicaments de Hannah nous a faxé le registre des signatures.
El yazmasıyla Hannah'ın ilaçlarına attığın imza birebir örtüşüyor.
Il y a une correspondance parfaite entre l'écriture et votre signature sur l'ordonnance de Hannah.
İntihar eğiliminde sorumlu olmadığıma inanamasam da, Claudia ilaçlarını bıraktığı zaman telaşlanıyor.
Même si j'aimerais croire que je ne suis pas responsable de sa tentative de suicide, mais quand elle ne prend pas son traitement, Claudia est agitée.
Lösemiyi tedavi etmek için kullandığı kemoterapi ilaçları siroza neden oldu.
Le médicament de la chimio qui stoppe la leucémie c'est la cause de la cirrhose.
Bence sen de o sikik ilaçları bırakmalısın.
Tu devrais arrêter de prendre ces putains de pilules.
Birkaç oyuncak, ilaçlar ve birkaç örtü.
Des jouets, des friandises...
Yan etki olarak ateş yükseltebilecek ilaçlarından birini vermeyi kestik.
Nous avons arrêté de lui donner l'un des médicaments prescrits dès son admission, d'où la fièvre peut être un effet secondaire.
Günlük aldığın iğneler hariç, diğer ilaçları almayabilirsin. - Özellikle de acı için olanları.
à part ton injection quotidienne, tu ne peux prendre d'autres médicaments, en particulier les antidouleurs.
Anlayabiliyorum. Sağlıklı görünüyorsam şu anda aldığım ilaçlar yüzünden.
J'ai l'air en bonne santé, grâce aux médicaments...
Hemen konuya girsen hani şu hastalıkların, ilaçların ve cenazelerin olduğu hastalık teşhisi konan ve etrafındaki herkesin sonunun gelmesini beklediği konuya.
J'ai l'impression de me réveiller au point où... on ne fait que parler de maladies et de médicaments, et de funérailles, et de qui a reçu un diagnostic de quoi et... Où tout le monde semble attendre que vienne la fin.
Sinir ilaçları da beni yatıştırmadı.
Et les pilules de colère ne m'ont pas calmé.
Hâlâ ilaçların etkisindeyim bebeğim.
Les medocs font encore effet, bébé.
İlaçlarımı almam gerek.
J'ai besoin de mes médicaments.
İlaçlar ve diyetler, biyogeribildirim müzik terapisi, bezir diyeti.
Les pillules et les régimes, la rétroaction biologique, la thérapie musicale, le régime à base de graines de lin.
- İlaçları birinin önünde aldım.
Je les ai pris devant quelqu'un. Qui?
- İlaçlarını unuttun.
Tu as oublié tes cachets.
İlaçlarını almadığı zamanlarda dengesizlik yapabilir ama böyle davrandığı hiç olmamıştır.
Il devient un peu lunatique s'il oublie ses médicaments, mais il n'a jamais déraillé comme ça.
İlaçlar arabamdan çalındı.
Les pilules ont été volées dans ma voiture.
- İlaçlarını mı arıyorsun?
- Vous cherchez vos pilules?
İlaçlar seni burada tutacak.
Les médicaments te garderont ici.
İlaçlarım.
Du traitement.
İlaçlarım var...
Je l'ai...
İlaçları nereden buldun?
Où as-tu eu ces doses?
İlaçlar mı?
Le traitement?
İlaçlar uyutuyor onu sadece.
Il est juste shooté par les médicaments.
İlaçlar hakkında ne ya alkol?
Et niveau drogues et alcool?
İlaçlar burada.
Voila ton traitement.
İlaçlarını almayı bırakmış.
Elle a arrêté de prendre ses médicaments.
İlaçlarını mı değiştirdiler, ne yaptılar?
Ils ont changé tes medocs, ou quoi?
İlaçları kullanırken bebeğini emziremeyeceğini biliyor mu?
Sait-elle qu'elle ne peut pas allaiter tant qu'elle en prend?
İlaçlar için üzerini aramama ne dersin?
Peut-être que je devrais vous fouiller vous pour les médicaments.
İlaçlar bunun olmasını engelliyormuş.
La médication l'arrêterait.
İlaçların kısıtlı olduğunu biliyorum, ölümün, birçok hastamın içinde büyüdüğünü gördüm.
Je connais les limites de la médecine. J'ai diagnostiqué des tas de patients que j'ai vus mourir, y compris ma propre fille, d'une leucémie.
İlaçlar, ağrı kesiciler falan.
Des médicaments, des anti-douleurs.
İlaçların bende.
Tiens, tes cachets.