Ilki tradutor Francês
1,721 parallel translation
Sen ki her şeyin doğal annesi tüm doğanın sahibesi ve kollayıcısı semavi tanrıların ilki tanrıçaların ışığısın.
Tu es la mère naturelle de toutes les choses, maîtresse et souveraine de tous les éléments, la première des divinités célestes, lumière des déesses.
Eğer onu almama izin vermezseniz yeni bir neslin ilki ölecek.
Si je ne l'emmène pas, le premier être de la nouvelle génération mourra.
Evet, her şeyin bir ilki var.
- Les choses importantes d'abord.
Ben Luke Blade, ve bu "Ölüm bana yakışır" gecelerinin ilki.
Je suis luke blade et ceci sera la première des trois nuits "je deviens la mort."
Her şeyin bir ilki vardır.
Il y a un début à tout.
Ama her şeyin bir ilki vardır.
Je suppose qu'il y a un début à tout.
Her şeyin bir ilki vardır.
Je suppose qu'il y a une première fois à tout.
Eğer ilki doğru çıkarsa, yaklaşık 20 dakika sürer.
Et si on tombe sur le bon, ça ne prendra que 20 mn...
Bu da fena değil % 20 indirimi var ilki daha iyi ama çok pahalı.
Sur celles-ci, ils font 20 %.
Bu sadece onlardan ilki.
Celui-ci est le premier.
Burada hepimizin uyması gereken kurallar var ve bunların ilki puan kuralıdır.
On suit tous des règles établies, ici, à commencer par les points.
Tamam, ilki olsun.
D'accord, j'aime bien le premier.
Ama ilki Ford'a olacak.
Mais Ford est au sommet de la liste.
Herşeyin bir ilki vardır.
Il y a toujours une première fois.
Ve sonra ilki, yani iri yarı olan, ki bunu hiç unutamıyorum.
Et ensuite le... le premier, le gros, je n'oublierai jamais.
İstiyorsan ilki için şimdi yardım edebilirim.
Nous pourrions commencer par celle-ci, si vous voulez.
Her şeyin bir ilki vardır.
He bien, il y a une premiere fois à tout.
Mekanize yün topu yapıcısı boşuna didinmiş büyükannelere yeni bir nesil vermekle kalmayıp istenilmeyen hediyeler yapmanın mânâsını da vermişti. 19 yaşındayken, sayısız icatlarından ilki Gustav Hofer'i sayısız milyonların sahibi yapacaktı.
Non seulement sa machine à pelote donna, à une génération de mamies frustrées, les moyens de faire des cadeaux indésirables, mais à 19 ans, c'était la première d'une longue série d'inventions qui vaudraient à Gustav Hofer une longue série de millions.
" Bunlardan ilki, fiziksel ve ruhsal olarak hayatina disiplin verir.
" Le genre discipline physique et spirituelle,
İkinci rüya ilki ile aynı mı?
Le second est comme le premier?
Her şeyin bir ilki vardır.
Il y a toujours une première fois...
Uh, birinin ilki olmak bambaşka anlamlara gelebilir.
Etre le premier de quelqu'un peut vouloir dire quelque chose de complètement différent.
Yavrularından ilki çıkıyor.
Le premier de sa jeune se dessine.
O ilki olucaktı.
- C'était le premier.
Yavruların ilki geldi.
Le premier de ses enfants est arrivé.
İlki kimdi?
Qui était la première?
İlki, rahmetli dalgıcımız, Koontz'un, ve diğer ikisi de...
Le premier appartient à notre plongeur décédé, Koontz, et les deux autres...
İlki olaydan sonraydı ama her iki yerde de bulundum, evet. Tamam.
La 1ère après les faits mais j'ai vu les deux.
İlki, Mayın Tarlası oynamadık şimdi de, yere yatıp baygın bir kadın taklidi yapmıyorsun.
- T'as eu peur pour le champ de mines. Et tu refuses d'incarner une femme inconsciente.
İlki, altınla çevrelenmiş yakut.
Le premier, rubis monté sur des cercles en or.
İlki, yediye iki oyla, Eşit Koruma ihlali olduğu hükmü.
Le premier est le jugement à sept contre deux qu'il y a une violation de la clause de Protection Égale ;
İlki, Kral'ın kendisinden geliyor. İçten bir dille, kendisinin ve İngiltere'nin huzuru için artık nihai ve onun lehinde bir karar alınmasını istiyor.
La première est du Roi lui-même, vous priant d'émettre une décision ultime et favorable à son annulation, pour le maintien de la paix en Angleterre.
İlki burada olmama izin verildiği için ve ikincisi ailenin beni himayesine aldığı için.
Une fois pour être autorisé à venir ici et deux fois pour bénéficier de la protection de votre famille.
İlki, Papa sizi Kardinal yaptı. İkincisi ; Meclis, art niyetli olarak Kral'ın egemenliğini tanımadığınız için vatana ihanetten ölüm cezasına çarptırılabileceğinize karar verdi.
Tout d'abord, le Pape vous a nommé Cardinal mais la deuxième est que le Parlement a décrété que refuser avec malveillance la suprématie du Roi dans tous les domaines est un acte de trahison, passible de la peine de mort.
İlki sakin ve soğuk kanlı. Diğeri atak.
Il paraît que l'un est calme et froid, l'autre, impulsif.
İlki tesadüf olabilir ama ikincisi?
Une fois, ça peut être un hasard mais deux fois?
İlki özür dilerim.
La première...
İlki kovuldunuz.
La première c'est que vous êtes viré.
İlki Chicago'dan beyaz bir adam.
L'un, un petit Blanc de Chicago.
İlki, riskleri alarak sizlerin kalplerinin atışlarının yanında bir şeyler de hissetmesini sağlayanlar... diğeri de onu izlemek için para ödeyenler.
Ceux qui prennent des risques et vous font sentir autre chose que le triste battement de votre propre coeur, et ceux qui payent pour voir...
- İlki, kızın hayatına karşılık...
- D'abord, pour la vie de la fille...
İlki, gecenin bir yarısındayız ve senin tavırların düşük enerjiyle birlikte asabiyet içeriyor.
Puis, ton comportement apathique, - ton irritabilité...
İlki, erkek arkadaşımdan sürpriz bir ziyaretti.
La première est une visite-surprise d'un certain gentleman.
İlki baskı zamanlarında turtacının "sıkıntı pişirmesi" eğilimi minyon garsonun sadece "sıkıntı yemesi" ile uyum sağlıyordu.
D'abord, durant les moments difficiles, la tendance du pâtissier à l'angoisse pâtissière n'était égalée que par la prédilection de la serveuse pour l'angoisse goinfre.
İlki San Nicolas için. Sonra, San Cristobal.
D'abord à San Nicolas puis San Cristobal
İlki 810 numara, Cody Latshaw adına kayıtlı.
La première est au nom de Cody Latshaw, chambre 810.
Ama her şeyin bir ilki varmış, değil mi?
Aucun homme ne m'a jamais offert de fleurs jusqu'à présent, mais il y a une première à tout.
- İlki Keanu Reeves'ten.
- La 1re concerne Keanu Reeves.
İlki kolay.
La première devrait être facile, la seconde.
İlki şöyleydi :
La première fois ressemblait à ça :
İlki az daha kurtuluyordu.
La première a presque survécu.