English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Images

Images tradutor Francês

5,347 parallel translation
Hayır. Gerçek değil bu.
Fausse, c'est images sont.
Yani Dünya'daki gökbilimciler, aynı uzak galaksinin çoklu görüntüsünü sanki bir dev aynasındaymış gibi deforme olmuş biçimde görecekti.
Les astronomes sur Terre verraient plusieurs images de la même lointaine galaxie comme si elle était tordue par des miroirs déformants.
- Adam gece kadar karanlıktı. - Derisinde dağlanmış çizimler vardı.
L'homme était noir comme la nuit, avec des images gravés sur sa peau.
Kafamda böyle görüntüler var.
J'avais ces images dans ma tête.
- Gördüğün fotoğraflar bunlar mı?
Ce sont les images - que tu as vu dans tes flashs?
Tahminimce sen görsel veri topladıkça ihtiyaç fazlası bilgiler sinir ağı tarafından rastgele fotoğraflar olarak algılanıyor.
Je suppose, que comme tu accumules des données visuelles, le surplus peut-être réinterprété par ton système neuronal dans des images aléatoires.
Bize diğer yarısını da bulman lazım.
nous avons besoins que tu récupères le reste de ces images.
O resimlerden her biri tanıdığı birinin gönderdiği mesaj.
Chacune de ces images est un message d'une personne qu'il a connu.
Birileri, bir şey yüzünden bu görüntüleri Dorian'ın kafasına koydu.
Quelqu'un a implanté ces images dans la tête de Dorian pour une raison.
Bugün gördüğünüz patlama ve silah sesleri bugün Dubai şehir merkezinde kaydedildi.
On a les images du massacre qui a eu lieu aujourd'hui à Dubaï... Des super-soldats de Leviathan.
Kamera görüntüsü iniyor şimdi.
On télécharge les images du drone.
İtiraflardan öğrendiğimiz her şeyden çok daha doğru ve inanılır.
Toutes nos images et comptes viennent d'aveux, certains... un peu plus crédible que d'autres.
Vahşi kehanetler.
Des images violentes.
Canlı görüntüleri istiyorum. Hemen.
Vos images en direct.
Görüntüleri biz size buradan göndeririz.
On vous enverra des images d'ici.
Shankhill'den havaalanına giden yollardaki kameralardan şu kayıtlar elimize geçti.
En épluchant les caméras de la route de Shankhill à l'aéroport on a trouvé ces images.
Dün geceden termal görüntüler, efendim.
Ce sont les images thermiques de la nuit dernière.
Tabii, güvenlik sorumlusunu bulursak görüntüleri kime verdiğini de öğrenebiliriz.
Oui. Si nous trouvons qui était responsable de la sécurité, nous pourrions trouver à qui il a donné les images.
Binlerce görüntüsü var ve bütün satıcı ağının kimliğini belirleyebilir.
Il a des milliers d'images et peut identifier tout le réseau de dealers.
Resimlerle konuşuyorum kelimelerle değil yüksek ses çıkarmayacak kadar duyarlıyım.
Je réfléchis en images, pas en mots et je suis hypersensible aux bruits forts!
Gördükleri görüntülerin kendi yaşadıkları bir olay olduğunu düşünüyorlarsa.
Ils pourraient penser que les images sont issues de leur propre expérience.
CGI üzerine çok yükleneceklerinden korkuyorum.
J'ai peur qu'ils ne se reposent trop sur les images de synthèse.
Etrafında sürekli mükemmel görüntüler görüyor. Kendini bu görüntülerle karşılaştırdıkça da kötü hissediyor ve aynada gördüğü faciayı hafifletmek için bir şeyler yapmak... -... zorunda olduğunu hissediyor.
Il voit des images de perfection partout, et plus il se compare à ces images, plus il se sent mal dans sa peau et plus il s'oblige à agir pour atténuer le désastre qu'il voit dans le miroir.
Güvenlik kamerası görüntülerinde bankada gözüküyor ama...
Les images de sécurité le montre à la banque, mais...
Kafamın içinde görünüp kaybolan hayaller.
Ma vraie vie, c'est juste ces images. Ces images folles qui éclatent dans ma tête.
Termal kamerayla içeride en az yedi kötü adam tespit ettim.
Les images thermiques confirment au moins 7 malfaiteurs éventuels à l'intérieur.
Ceza infaz kurumu sonunda istediğimiz resimleri gönderdi.
Donc, le département des corrections nous a finalement envoyé les images qu'on a demandées.
Şimdi, uydudan aldığımız görüntülerden bu işe uygun 14 tane yer belirledik.
On a regardé les images satellites et sorti 14 cibles correspondant au profil.
Conner Black'in öldürülmeden önce.. Kristal Şehirde nereye gittiğini gösteren görüntüleri istiyorum.
Je veux que vous regardiez les images du drone de Cristal City... près de la maison où Conner Black est allé la nuit avant l'enlèvement.
Kafamdaki derme çatma resimler bana hiç iyi gelmiyor.
Des images floues dans ma tête, qui ne me font pas de bien.
Bergenzer Bankası'nın soygunundan birkaç hafta öncesinin kamera kayıtları.
Des images de la banque Bergenzer, quelques semaines avant le vol. Qu'est-ce que tu fais?
Birbirinden farklı iki resim o.
Ce sont deux images complètement différentes.
Bu fotoğraflara göre toprak bölümdeymiş.
Si on en croit ces images, on dirait qu'il est remonté par la digue, non?
Röportaj için çiftlikten birkaç görüntü çekeceğiz.
On va tourner des images dans la ferme pour l'interview.
"Bu resimleri nereden buldun Barry?" "Kot şortla arabamı yıkamayı bırak Barry."
"Où as-tu eu ces images, Barry?" "Arrête de laver ma voiture en short, Barry."
Yüz tanıma programı, Lance'ın sevgilisi Mallory Hodge'ı, bir gözetleme kamerasında yakaladı.
On a repéré Mallory Hodge sur des images de vidéosurveillance.
Dışarıyı çeken güvenlik kayıtları.
Il cherchait les images de surveillance extérieure.
Sende, bu kapıdan giren ve çıkan herkesin görüntüsü mü var? Bir saniye... 2 ay boyunca, Joni'nin Tavernası'na giren ve çıkanlar?
On a les images de chaque personne qui entre ou qui sort par cette porte de la Joni's Tavern pendant 2 mois?
Sana, en büyük başarılarımızdan olan Cherryhurst Parkı'nın öncesi ve sonrası fotoğraflarını da göstermek isterim.
J'aimerais te montrer quelques belles images avant et après du Parc Cherryhurst, une de nos plus grandes réussites.
Sana bazı resimler göstereceğiz. Yapman gereken tek şey resimlere bakmak.
On va juste te montrer quelques images, et tout ce que tu dois faire c'est de les regarder.
Görgü tanıklarının ifadelerini alıyoruz ve CCTV'ler inceleniyor.
Nous recevons des déclarations de témoins occulaires et nous avons obtenu des images de vidéosurveillance de la zone.
Yatak odasındaki görüntülere baksana.
Regarde les images de la chambre.
Bu fotoğrafları Kelly'nin bilgisayarından almayı başardım.
J'ai pu trouver ces images dans l'ordinateur de Kelly.
Bu senin koltuğundu. Buysa senin konyağındı. Ve o cesetlerin o aklımızı mühürleyen görüntülerin keskin hatlarını bir şekilde hafifleteceğini umarak içerdik.
C'était votre chaise, votre cognac, et nous avons bu, dans l'espoir que ces restes, que ces images difficiles, gravées dans nos mémoires... qu'elles puissent disparaitre.
Yarattığınız görüntü yüzünden çocuk lösemisiyle savaşta bana yardım edecek kadar iyi birisi değilsiniz.
À cause de vos problèmes d'images, j'ai peur que vous ne soyez pas la meilleure personne pour m'aider à combattre la leucémie des enfants.
Okumak isteyeceğini düşündüğüm için resimli kitap aldım.
J'ai acheté un livre avec des images, que tu vas adorer.
Birileri o videoyu ele geçirebilir.
Tu sais, quelqu'un pourrait mettre la main sur ces images.
Bu kontrol odası savaş alanlarını çok güçlü bir şekilde ayarlayabiliyor ve holografik görüntüler gerçek his verircesine yansıtılıyor.
Cette pièce de contrôle est capable de calibrer des champs de force tellement fort que les images holographique projeter paresse réel au toucher.
Kızın fotoğraflarını ilgili birimlere gönderelim bakalım şehir kameralarında onu bulabilecekler mi?
Très bien. Voyons les images concernant les appels, regarde si on peut la trouver sur les caméras de surveillance des alentours.
Belki birinden çıkar diye okulların çevresindeki kameralara bakıyorum.
Et je cherche des images d'écoles à proximité pour voir si elle a été dans l'une d'elle.
İstediğin gibi 5 blok çapındaki tüm görüntüleri aldım.
J'ai récupéré les images dans un rayon de 5 pâtés de maisons, comme tu as demandé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]