English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Intihar

Intihar tradutor Francês

9,616 parallel translation
Seni umursayan veya umursamayan tek kişi intihar etti veya etmedi. Paran da gidecek yerin de yok.
Et la seule personne qui s'est peut-être souciée de vous un jour s'est peut-être suicidée, vous n'avez ni argent, ni endroit où aller.
- Daire intihar ettiğine ikna olmamış.
L'agence n'est pas convaincue qu'il se soit suicidé.
O intihar etmedi.
Il ne s'est pas suicidé.
- Polis intihar olduğunu söyledi.
La police a conclu à un suicide.
Çünkü... intihar çok bencilce.
Et parce que le suicide est trop égoïste.
- Çifte intihar diyorlar.
Ils disent que c'est un double suicide.
Sızarız, intihar ederiz falan ama açıklama yapmayız.
On s'évanouit, on tente de se suicider, Mais jamais d'annonces.
Onları tutuklayamadan intihar ettiler.
Ils se sont suicidés avant qu'on intervienne.
Brooke, kız intihar etti.
Brook, elle s'est suicidée.
Yani aslında Rachel intihar etmemiş olabilir.
Ce qui veut dire qu'il est possible que Rachel ne se soit pas suicidée.
Ama eğer Rachel intihar etmediyse...
Maintenant, si Rachel ne s'est pas suicidée...
- Tahmin edeyim, depresyonda olduğu için intihar ettiğini söyleyeceksin.
Où veux-tu en venir? Laisse moi deviner, tu vas me dire qu'elle s'est suicidée parce qu'elle était dépressive.
Birisi vücudunu intihar olarak görünsün diye ayarladı.
Quelqu'un a mis son corps ainsi pour que ça ressemble à un suicide.
Bu intihar olur.
Rester seul ici c'est du suicide.
Bahar geldiği zaman intihar etmeye çalışan birçok insan tanıyorum.
Je connais beaucoup de gens qui ont tenté de se tuer au printemps.
Söyleyebileceğim, intiharın bu durumda güçlü bir ihtimal olduğu.
Tout ce que je dis c'est que le suicide est fort probable.
Tutsak Heikki Sobong çarpışma koltuğundaki ağır yerçekimini önleyecek enjeksiyonlara engel olarak intihar etti.
Le prisonnier, Heikki Sobong, s'est tué en évitant les injections de haute gravité.
Bunlar her kimse ve ne yapmaya geldilerse yalnızca intihar görevi hâline geldi.
Peu importe qui ils sont, et ce qu'ils sont venus faire, c'est du suicide.
Dünyaya fırlayarak intihar.
"Le suicide par la Terre."
Üzgünüm... Bulunmayı tercih edeceğim bir intiharım var.
Désolée, je préfèrerais encore m'immoler.
Kariyerim intihar etmiş olur.
Ça pourrait être un suicide de carrière.
Peki ya cesedini Dry Creek kanalına atıp intihar süsü verirsek?
Et si on jetait son corps dans le canal et faire que ça ressemble à un suicide?
Yaşam boyu depresyon, Intihar girişimi, Foster ev sonra üvey evden reddetti.
Dépression chronique, tentative de suicide, rejeté de diverses familles d'accueil.
Klaus tabutta yatıyor olduğu için intikamımı da alamam. Tabutta olmasaydı bile ona saldırmak intihar olurdu.
Je peux pas prendre ma vengeance parce que Klaus est déjà dans un cercueil, et que même s'il n'y était pas, c'est du suicide.
Söyledim sana Ray, intihar görevine yardım etmeye niyetim yok.
Je te l'ai déjà dit Ray, je ne veux pas t'aider dans ta mission suicide.
Veya intihar edeceğini.
Ou te suicider?
Oliver, şu anda sana hayatımda kimseye sinirlenmediğim kadar sinirliyim ama bu senin bir intihar görevine gitmeni istediğim anlamına gelmez.
Oliver, je suis à peu près aussi en colère avec toi que je ne l'ai été avec tout le monde dans ma vie, mais ça ne veut pas dire que j'ai envie de te voir partir dans une mission suicide.
Hey intihar eden!
Arrête! Saute pas!
Üniversitedeki oda arkadaşım, intihar etmeden önce normaldışı ruhbilimi okuyordu.
Mon pote à la fac faisait psycho avant de se suicider.
İlk soruşturmayı yapan memurlar, Palazzzo'da herhangi elveda veya intihar notu aramışlar fakat bulamamışlar.
Le premier officier a enquêter a fouillé le Palazzo à la recherche de toute sorte de lettres lettres d'adieu, lettres de suicide, mais n'a rien trouvé.
Cesedi açık bir intihar sonrasında bulunmalı mı?
Son corps devrait-il être retrouvé après un suicide apparent?
Hiçbir silah bulunamadı, not yok, nehirin yakınlarında bunun intihar olduğunu belirten bir şey yok.
Pas d'arme trouvée, pas de mot, rien aux alentours de la rivière qui indique un suicide.
Daha çok bir intihar.
Cela ressemble plus à un suicide.
Hayır ama düşündüğüm kadar sinirliyse ve o sinirle beni arıyor olsaydı kafama bir silah dayayıp intihar ederdim.
Non, mais s'il est aussi énervé que je le pense et qu'il partait à ma recherche, je me tirerais une balle dans la tête et j'en aurais fini.
Bence gerçekten intihar deðil de yardým çaðrýsý gibi bir þeydi.
Je pense que c'était plus un appel à l'aide qu'une réelle tentative.
Şimdi ikisi hapiste ikisi de intihar etti. Al sana sosyal teori.
Deux sont en prison, les deux autres se sont suicidés.
Yarım yamalak intihar süsü vermiş.
Il a déguisé ça en suicide.
Neden intihar etti?
Pourquoi s'est-il suicidé?
İntihar mı edeyim?
Que je me tue?
İntihar.
Suicide.
Tabi bu intihar değil.
- Daniel, non.
- İntihar eden.
Celui qui est mort.
- İntihar eden kadınla birlikteydi.
Il était avec la femme qui s'est suicidée. Angelica.
İntihar etmeye kalkışmış.
Parce qu'elle a tenté de se tuer.
İntihar edip işi kısa yoldan çözebilirsin.
On peut se suicider. Pour en finir.
İntihar görevim için bana yardım etmeyeceğini sanıyordum.
Je pensais que tu ne m'aiderais pas dans ma mission suicide.
Saklamaya gerek yok. İntihar Ekibi işte.
Appelons la telle qu'elle est, une Suicide Squad.
İntihar Ekibi tekrar iş başında.
Suicide Squad en route encore une fois.
Bölüm "İntihar Eğilimleri"
Sync, corrected by elder _ man
İntihar Ekibi.
La Suicide Squad.
İntihar mı etti?
- Il s'est tué?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]