English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Isinin

Isinin tradutor Francês

2,919 parallel translation
Bu grup isinin çok güzel olacagini düsünüyorum.
Je pense que ce groupe pourrait être vraiment super.
Ben de belli başlı konularda işinin ehli olan emektar bir devlet memuruyum.
Je suis une bureaucrate chevronnée et je connais mon domaine.
Seni, işinin başına, sağlıklı bir birey olarak göndermek istiyorum.
Je sais être un policier. Je veux que vous puissiez faire votre travail tout en évacuant vos émotions.
Sanırım masa başı işinin beklemesi gerekecek.
Le bureau attendra.
- Bu da işinin bir parçası değil mi?
Je peux pas faire ça non plus. C'est pas votre métier non plus?
Kocamın işinin bir avantajı.
L'avantage du métier de mon mari.
Sigorta işinin iyi olmadığını biliyorum, ama para kazanıp çocuklarıma yolluyorum.
Je veux dire, je sais que le travail d'assurance n'est pas sympa, mais je fais de l'argent, et j'en envoi un peu pour mes enfants.
Evet çünkü Mo Blakely'nin işinin faydalarına göre
C'est pourquoi, prestations d'emploi, selon Mo Blakely,
Herkes işinin başına.
tout le monde, prenez vos affaire.
Bu E.R.P. işinin boktan olduğunu anlamış biridir ve buradaki Jonathan'a göre bu işi kendi meselesi haline getirmeye çalışıyor.
C'est le gars qui a compris que tout ce P.I.R. sent mauvais et il essaie de faire valoir son cas auprès de Jonathan, ici.
Yarım saat içinde seni almaya geleceğim, işinin bittiğinden emin ol.
Je viens te chercher dans une demi-heure.
Milo vitrinli bir dolandırıcılık işinin de yolunu bulmuş.
Milo a trouvé un moyen de voler avec une devanture.
İşinin en iyisidir.
C'est la meilleure.
Eğer Preston, sahtecilik işinin içindeyse, içerideyken işe yaramaz, değil mi?
Si Preston est un faussaire, il nous sert à rien en prison.
Yüzüğü çalma işinin bir bölümü oydu.
C'était un faussaire.
Bu senin işinin bir parçası.
C'est ton boulot.
Önemli bir toplum işinin yok olması anlamına geliyor.
Il signifierait la destruction d'un important programme de travaux publics. Quel est le problème?
Herkes, işinin başına!
Tout le monde au boulot maintenant!
Bu staj işinin Lennox ile beni yaklaştırması gerekiyordu.
Ce stage était censé nous rapprocher, moi et Lennox.
Katolik kilise mesela kesin kumar işinin karşısında duracaktır.
L'église catholique par exemple... est résolument contre ce genre de jeux.
İşinin iyi gitmesi de güzel.
Je vois à quel point le travail marche.
Beyler, herkes işinin başına.
Messieurs, retournez au travail. - Donc, a-t-il confessé?
Şimdi işinin başına dön.
Maintenant bouge tes fesses et remet toi à travailler.
İşinin başına dön!
Et retourne au travail!
Hayber Barajı işinin tamamlanmasıyla ilgili son derece teknik bir rapor.
Très technique, sur l'achèvement du barrage de Khyber.
Soracak olursan işinin ne kadar sırla dolu olduğunu anlatır. Gerçi pek tavsiye etmem.
Il te dira à quel point son travail est top secret si tu lui demandes, mais je ne le ferais pas.
Lloyd'u arayıp onun kartpostal işinin biraz gecikeceğini söyleyin.
Appele Lloyd, dis lui que la carte postale devra attendre.
İşinin başına dön.
Georgia n'est pas ici pour te protéger, alors dégage.
Siz de benim kadar bu para işinin içindeydiniz.
Tu étais tout autant intéressé par l'argent que moi.
Üstünde yazan numarayı aradım. Senin vergi işinin bir parçası olarak,... çeklerin güncellenmesi için çalışanları aradım.
J'ai appelé le numéro qu'il y a dessus ça fait parti de mon travail,
Ve o da çoktan kendi işinin gerisinde kaldı.
Elle a déjà bien levé le pied.
Pekala, herkes hemen işinin başına.
D'accord, tout le monde reprend le travail maintenant, s'il vous plait.
Leslie'nin işinin ne kadar çekilmez olduğundan haberim yoktu.
J'avais pas réalisé que ce boulot craignait.
Bir daha onlarla işinin olmayacağına söz ver.
Promets-moi juste que tu ne feras plus jamais rien pour eux.
Bobby radyo işinin geleneğini değiştirdi.
Bobby avait réécrit toutes les règles de ce que doit être la radio.
Herkes işinin başına.
Allons-y!
Bunu atlatabilmeleri için güçlü, dirençli, işinin ehli bir lidere ihtiyaçları var.
Ils ont besoin d'un leader, inébranlable et compétent pour les guider. Fred Collier n'est pas cet homme.
İşinin ehli.
C'est un vrai requin.
Gücenmek yok, ama ben kişisel alışveriş işinin avukatın parasını karşılayacağını sanmıyorum.
Ne t'offense pas, mais je ne pense pas que des conseillers personnels puissent s'offrir un avocat spécialisé dans les affaires pénales.
Sen işinin başına dönebilirsin.
Tu devrais retourner au travail.
Seni tekrar işinin başına döndürmeye geldim.
Je suis là pour te traîner au boulot.
Martin'in işinin sonunda birini öldüreceğini sanıyordum.
J'ai pensé que le travail de Martin finirait par éventuellement tuer quelqu'un.
Adam işinin ehli ve olaya hâkim.
Il est bon, mais il le sait.
Yeni kız işinin ehli mi Sav?
Est-ce que la nouvelle est bonne, Sav?
Hemen işinin başına dönmeni istiyorum.
Viens travailler immédiatement.
Paddy'nin işinin büyük bir kısmı, Caffrey'nin paralarının tozunu almaktı.
La plupart du temps, Paddy époussetait l'argent de Caffrey.
Ee, günlük işinin sana ihtiyacı var.
Ton poste de jour a besoin de toi.
- Bunu yapan kişi işinin ustası.
La personne qui a fait ça est bonne.
İşinin başına dön.
Non, retourne au travail.
Herkes işinin başına.
allons-y.
İşinin başına dön.
Retourne travailler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]