Itfaiyeci tradutor Francês
929 parallel translation
# Şehvetli büyü azdırıyor beni, itfaiyeci kurtar beni.
Vaudou chaud, c'est dément Ô, pompier, sauvez cet enfant
Eğer yanan bir binaya girmiş olsaydınız, ben de bir itfaiyeci olurdum. Eğer ki bir asansöre girecek olsanız onu iki kat arasında durdururdum ve hayatımızın geri kalanını orada geçirirdik.
Liftier, j'aurais arrêté l'ascenseur pour y finir mes jours avec vous.
Hani kadın itfaiyeci olacaktın.
Tu ne veux plus être pompier?
Bir yerlerde itfaiyeci. Kıyafetinden belli.
C'est un pompier, j'ai vu ça à l'uniforme.
Ben bir Teğmen olmak isterim, fakat itfaiyeci olmayı yeğlerim.
J'aimerais être lieutenant mais je préfère être pompier.
- Öyle, ama bir şeyden eminim ki asla bir itfaiyeci olmayacağım.
Oui, mais en tout cas, je sais que je ne serai jamais pompier.
Üyesi oIduğum eşcinseI itfaiyeci ve poIis derneğini hatırIadın mı? Bu hafta sonu Laguna'da bir partiIeri var.
Mon club de pompiers et policiers gays... organise une soirée ce week-end.
- Çok kazanmıyor. - Yani bir çeşit itfaiyeci mi?
C'est une sorte de pompier?
Bir keresinde Madagaskar'dan dönüyorduk.Gemide bir itfaiyeci vardı. Kafasını tuğla duvara çarptı. İki gün sonra da öldü.
Rentrant de Madagascar un jour, un pompier qui était à bord... a heurté de sa tête un mur en brique et il est mort deux jours plus tard.
Trapez sanatçısı, itfaiyeci, baca temizleyicisi.
Trapéziste, pompier, ramoneur.
Dosyalama sistemi, her şey yandı itfaiyeci mankafalar su sıkıp hepsini mahvetti.
Ces idiots de pompiers ont noyé ce qui n'a pas été brûlé!
Bir itfaiyeci şapkası satın al ve eve git böylece İtfaiye Bölümü işe geri dönebilir!
rentre chez toi déguisé en pompier, et les pompiers pourront reprendre du service.
Bu adam kimyager değil, hayatı kaymış bir itfaiyeci.
Là. C'est pas un chimiste, c'est un artificier frustré.
Bravo, Tono, bravo... Senden iyi itfaiyeci olur!
Je te nommerai commandant des pompiers.
Her itfaiyeci hayatında en azından bir kez tüm bu kitapların ne hakkında olduğunu bilmek ister. Bilmek için can atar.
Au moins une fois dans sa carrière, chaque pompier... voudrait savoir ce qu'il y a dans les livres.
Daha fazla itfaiyeci olamam.
Je vais donner ma démission. Qu'est-ce que c'est, là-bas?
Benimle birlikte 36 itfaiyeci olacak.
Et puis, y aura 36 pompiers avec moi.
Sadece bir itfaiyeci değil İyi bir aşçısın da.
Vous n'êtes pas seulement secouriste. Vous êtes également cuisiner.
Kim bu cesur itfaiyeci? Tanımak isterdim.
Qui es-tu, courageux pompier?
Birkaç konuk itfaiyeci gelip stilini bozuyor, üzerine çıkıyor!
Monsieur a le feu au cul, on gêne et on nous vire.
Breezy Point'de polis ve itfaiyeci dışında kimseyi göremezsin.
Les flics et les pompiers sont partout à Breezy Point.
İki itfaiyeci dumandan zehirlendi.
J'ai eu deux pompiers victimes des fumées.
Çatıdaki aynı grup, iki ilaveyle beraber çocukları kurtaran kadın ve bir itfaiyeci...
Le même groupe de la terrasse, et deux autres - La femme qui a sauvé les enfants... Et un pompier - Il faut un homme entraîné avec eux.
Biz de itfaiyeyi çağırmak zorunda kaldık ve nihayet geldiklerinde, bir itfaiyeci çatıya tırmandı ve kediyi eline aldı ama aşağıya inerken elinden kaydı ve kedi yere düştü.
Il a fallu appeler les pompiers, et quand ils sont arrivés, un pompier a grimpé sur le toit, il a attrapé le chat, et en redescendant, il a glissé, et le chat... il est tombé.
Korkarım gönüllü bir itfaiyeci hakkında... şikayet dilekçesi veremezsiniz.
Désolé mais on ne peut porter plainte contre un pompier. Pourquoi?
Evleriniz yansın mı istiyorsunuz? Ortalıkta bir tane bile itfaiyeci kalmaz.
Vos maisons vont brûler et il y aura pas un pompier à l'horizon!
Hey, şuna bak.. bir itfaiyeci şapkası.
Hé, regardez-moi ça... un chapeau de pompier.
'Bu parkı ben yaptım, ve burada itfaiyeci görmek istemiyorum''çünkü bir balık öldürmek istiyor! '
J'ai construit ce parc et je ne vais pas le regarder exploser parce qu'il faut tuer un poisson!
Keşke itfaiyeci olsaydık.
Si on devenait pompiers?
Gerçek bir itfaiyeci.
Un vrai combattant du feu.
Bir itfaiyeci, hatta bahçe hortumu bile görürse kendini yakarmış.
S'il voit un pompier, ou même un tuyau d'arrosage, il se fait cramer.
Asil itfaiyeci gidiyor...
- Et le noble pompier part au combat.
Bu araba antika itfaiyeci. Hadi geç be!
- C " est une voiture de collection!
Senden çok iyi bir itfaiyeci olurdu.
Tu serais bon, comme sapeur-pompier, tu sais?
sehirde süpersonik itfaiyeci gibi kosturamazsin.
Tu ne peux pas courir dans la ville comme un pompier supersonique.
Hepsi gönüllü itfaiyeci.
Ils sont pompiers volontaires.
İtfaiyeci gelmiş!
Voilà l'arroseur.
İtfaiyeci geldi!
L'arroseur est là...
İtfaiyeci yangını söndürdü, sen de ona çay ve para verdin.
J'ai compris! L'école a pris feu... les pompiers l'ont éteint...
İtfaiyeci.
Le criminel est seul à pied.
- İtfaiyeci olmak istiyorum.
- Je veux être pompier.
Burada İtfaiyeci kılığında sizler sahneye çıkıyorsunuz.
Là, vous entrez en scène déguisés en pompiers.
İtfaiyeci üniforması sana çok yakışmış!
Ce que tu es beau en uniforme de pompier!
- İtfaiyeci şu pencereye baksana! - Tamamen kafayı yedi.
Il est devenu fou.
Gel, itfaiyeci.
Allons, venez.
Orada hiç itfaiyeci yoktu, değil mi?
Il n'y a jamais eu de pompier, n'est-ce pas?
İtfaiyeci Bell, 65'e geçeceğiz, şu asansörün üstüne çık,... onu çıkış olarak kullan.
Nous allons descendre en rappel jusqu'au 65, et sortirons par le plafond de l'ascenseur. Pourquoi ne pas forcer les portes à ce niveau?
- İtfaiyeci, bir dakika bekle.
Nous nous chargeons de ça.
İtfaiyeci.
Pompier!
İtfaiyeci!
C'est un pompier.
- Peki ya itfaiyeci efendim?
- Et le pompier, monsieur? - Ça?