Itis tradutor Francês
500 parallel translation
- Ere, eo, is, it, imus, itis, eunt.
- Ere, eo, is, it, imus, itis, eunt.
Ama itiş sistemleri henüz montelenmedi bile.
Je l'utiliserais jusqu'à la fin. Mais le système d'allumage le plus important n'a pas été installé.
O katiller beni takip etti, ufak bir itiş kakış oldu, sonra da o uçtu.
Les assassins suivaient, il y a eu une bagarre et il est tombé.
İtiş kakış ve hokkabazlık.
Pressons, pressons.
O ümit daima mevcut, ama itiş içeriden gelmeli.
L'élan doit venir de l'intérieur.
İtiş olayıydı.
C'est Push.
Bu, dağlarda itiş kakış, açlık ve susuzlukla geçen 6000 ay ya da 500 yıl eder.
Ça fait 6 000 mois, disons 500 ans de labeur, de faim et de soif.
Yeri gelmişken belirteyim, bu itiş roketin etrafındaki havadan oldukça bağımsızdır.
La force exercée sur la une fusée dans l'air est... indépendant de celui-ci.
Geminin kalbi olan yere gittik itiş motoruna.
Nous allions au coeur même du vaisseau, l'unité de propulsion.
Ne bileyim, hayatım itiş kakışla geçti zaten.
J'en sais rien. Toute ma vie, il a fallu que je me bagarre.
Mezar odasında, düzenek tetiklendiğinde... taş, şu rampadan kayıp bu odanın içine düşecek ve piramidin her tarafında yayılacak olan itiş kuvvetini başlatacak.
Le fait de fermer le sarcophage fera glisser une pierre sur cette rampe et libérera des forces partout dans la pyramide.
Kapak aşağı inerken kaldıraç, bunun altında bulunan mezardaki bir taşı serbest bırakacak. O taş ise piramidi kapatacak tüm itiş gücünü başlatacak.
Sa fermeture actionnera un levier qui libérera la pierre inférieure, laquelle déclenchera le mécanisme général.
G-itiş işlemi sona erdi.
Fin de l'accélération gravitationnelle.
Sütun yükseldiği zaman itiş gücünün büyüklüğünü kanıtlar.
Vous voyez, quand la colonne s'élève, elle indique la quantité d'énergie déployée.
... ağırlık ve itiş gücü oranları, bunların tümü bu gün gerçek havacılığın temellerini oluşturuyor.
L'aérodynamisme, les coefficients de traînée... bref, toute la base de l'aviation moderne... sort du modèle réduit.
İtiş kuvvetimiz yok.
Il n'y a plus de propulsion!
- Oksijen ve hidrojen tabanlı itiş sistemi.
Rétro-système oxygène-hydrogène.
- İtiş sistemleri hazır.
Émetteur enclenché.
Neden itiş yöntemlerimizi Bay Cochrane'e anlatmıyorsunuz?
Expliquez donc nos méthodes de propulsion à M. Cochrane.
Radyoaktif atık deliğini ve 2. itiş motorunu temizledim.
J'ai nettoyé l'évent d'évacuation de déchets radioactifs.
- Scott, Kaptan. İtiş havalandırmasına doğru ilerliyor.
Elle se dirige vers le sas d'impulsion.
Ters itiş gücü kullanın. Warp ünitesine adam gönderin.
Affectez une équipe au moteur de distorsion.
Etkisiz. Maksimum ters itiş gücüyle bile, sadece 16 saat tam enerji konumunda olabiliriz.
Si on maintient la propulsion à puissance maximale, le vaisseau ne tiendra que 16 heures.
- İtiş birimini mahvettiniz. - Nerden bilebilirdim..
Vous avez réussi à détruire mon unité de propulsion.
Bay Sulu, itiş gücü, hız faktörü 0,037.
M. Sulu, moteur d'impulsion, facteur de vitesse : 0,037.
- İtiş gücü?
- Moteur d'impulsion.
Mesafeyi itiş gücüyle mi katedeceksiniz?
Tout du long?
Çekişe karşı itiş gerçekleştirin.
Propulsion.
Tüm itiş ve Warp gücüyle ileriye bir hamle yapabilir.
Utilisez l'impulsion et la distorsion pour nous propulser en avant brusquement.
Elimizdeki tüm gücü ileriye doğru büyük bir itiş için kullanacağız bizi bölgeden çıkarması umuduyla.
On va rassembler toute notre énergie afin de nous propulser brusquement en espérant que cela nous fasse sortir de la zone.
İtiş gücünü kesmek mi?
Couper la propulsion?
İtiş güç yedekte.
Impulsion en réserve.
İtiş gücümüz var mı?
Avons-nous de l'énergie d'impulsion?
Scott, % 100 itiş gücü için ne kadar vaktimiz kaldı?
Scott, combien de temps aura-t-on si on utilise l'énergie pour l'impulsion?
Şimdi, kerosen var. Nükleer itiş gücü bulunana dek.
Maintenant c'est le kérosène, en attendant le carburant atomique!
Nükleer itiş gücü...
Il va venir
Tamam, ama canlı olsun. İtiş-kakış yok!
D'accord, mais ne traînez pas en route.
İtiş kolu.
Les leviers des manettes de gaz.
İtiş kolu. Nasıl olacak?
Que voulez-vous dire?
Aşağı kısımları kesmek itiş gücümüzden çok kaybettirdi.
En sciant les hélices, on a perdu en puissance.
Bana 180 derecede tam itiş gücü sağla, ana iticiler.
Propulseurs principaux à fond à 180 degrés!
Voyager verilerini incelerken jet itiş laboratuarına geldiğimde Jupiter'in asla aynı olmayacağını düşündüm.
Avant d'étudier les données de Voyager... au laboratoire de propulsion par réaction... je pensais que Jupiter ne serait plus jamais le même.
9 Temmuz 1979 sabahında, eş zamanlı Jet İtiş Laboratuarındaki televizyon ekranlarından Europa adlı bir dünyayı keşfetmeye başladık.
Au petit matin du 9 juillet 1979... sur les écrans du laboratoire de propulsion par réaction... on apprend le fonctionnement d'Europe.
Burada, alıcı telsiz kulelerinden Jet itiş laboratuarındaki bilgisayara gelip işlemden geçiyor.
Là, un ensemble de tours relais à micro-ondes l'envoie... à un ordinateur du laboratoire de propulsion par réaction... où elle est traitée.
Bu itiş kakıştan vazgeçmeniz gerek. Tamam mı?
Il faut cesser ces chamailleries, d'accord?
Bu Tumanskylerin itiş gücü yüzde yüz fazla.
Ces Turmanskys ont une puissance accrue de 100 %.
Otomatik arka itiş şalteri.
Largage arrière automatique, OK.
Mavna geldiğinde, giriş için korkunç bir itiş kakış olacak ve herkesi içeri almayacaklar.
Lorsque l'Arche arrivera, il y aura une terrible ruée pour y accéder. Tout le monde ne pourra pas monter.
Eski tip bir yıldızgemizi, Constellation sınıfı, itiş gücüyle yolculuk ediyor.
Où sommes-nous?
Onu şimdi okuyabiliyorum, Constellation sınıfı bir yıldız gemisi, itiş gücüyle yolculuk ediyor.
Mais on ne risque pas de s'ennuyer.
Yüzbaşı Yar, itiş hızında bir çekme için, Stargazer'a bir yapısal analiz yapın.
Monde et non galaxie. "Tout notre monde est un théâtre."