Iyi düşünün tradutor Francês
134 parallel translation
- Bunu iyi düşünün.
- Je vous écoute.
- Şimdi lütfen çok iyi düşünün.
- Répondez précisément.
Cevap vermeden önce iyi düşünün... -... Tabi hapse gitmek istemiyorsanız.
Réfléchissez bien, si vous n'aimez pas la prison.
Bunu iyi düşünün beyler, sadece bir dolar!
Pensez-y, Messieurs. Un dollar.
Kaptan Ahab, Rica ediyorum, ne yaptığınızı iyi düşünün.
Vous êtes ivre? Réfléchissez à ce que vous faites, je vous en supplie.
Teklifimi iyi düşünün.
M. Berle, je vous demande de bien réfléchir à ma proposition.
Diana hakkında ne bulursanız lütfen söylemek konusunu iyi düşünün.
Au sujet de Diana, réfléchissez avant de lui donner vos conclusions.
Bayan Marwood, iyi düşünün.
Mlle Marwood, réfléchissez.
Anahtarı çevirmeden önce iyi düşünün.
Réfléchissez bien avant de tourner la clé.
Sessiz olun, hızlı hareket edin, iyi düşünün ve...
Discrétion, rapidité et intelligence,
Bunu düşünün, sizi pislikler, iyi düşünün.
Écoutez-moi bien, bande de cons!
Evet, iyi düşünün!
Tout juste, décide-toi.
Ama iyi düşünün.
Réfléchissez.
Çok iyi düşünün...
C'est Ia question de fond
Oh, Bayan Woodhouse, beni affettiğinizi söyleyin ve hakkımda iyi düşünün.
Oh, dites-moi, que vous me pardonnez Et que vous pensez gentiment à moi
Pansumanı günde iki kez değiştirin. Paraşütçü savunurken iyi düşünün.
Changez le pansement 2 fois par jour et ne faites pas de folies.
Bu arada, söylediklerimi iyi düşünün.
Mais n'oubliez pas mes mots.
Pencereden ne kadar uzakta olduğunu hatırlayamıyorum. - Her şey çok çabuk oldu. - İyi düşünün bayan.
J'ai oublié s'il était vers la fenêtre, ça s'est passé très vite!
Bu arada, Noel için ne istediğinizi düşünün. İyi günler.
Et réfléchissez à ce que vous désirez pour Noël.
İyi düşünün! - Peki, neymiş?
Eh ben alors!
Ama yanınızda ben ve "The Observer" olursak seçim garantidir. - İyi düşünün.
Avec L'Observer et moi de votre côté, c'est gagné.
İyi düşünün.
Qui blâmer?
İyi düşünün, sizden haber bekliyorum.
Réfléchissez et tenez-moi au courant.
İyi düşünün.
- Essayez de vous rappeler
İyi düşünün bayan.
Bon sang!
Ama, bir de polis kuvvetimiz olmadığını düşünün. İyi ya da kötü. Farz edin ki...
Supposez qu'il n'y ait pas de police, qu'il n'y ait rien... juste le silence.
İyi düşünün.
Dites vous que c'est déjà terminé.
Defolu bir kamalı pimin milyonda bir çıkacağına dair hayatınız üzerine iddiaya girer misiniz? İyi düşünün!
Risqueriez-vous votre vie sur la conviction qu'une seule sur un million est défectueuse?
Asla bir şey söylemedim çünkü onu çok iyi tanıyorum ama bütün çamaşır işiyle uğraşmak zorunda kaldığımı düşünün.
Je lui avais fait crédit. Mais au prix où est le blanchissage...
İyi düşünün.
Réfléchissez.
- İyi düşünün. - Hayır.
- Réfléchissez!
Beni, size tüm kalbiyle iyi şeyler hisseden, iyi niyetli yaşlı bir adam olarak düşünün.
Dites-vous que je suis un gentil vieillard qui ne vous veut que du bien.
Cesaretin kadar iyi shore... ve daha onlarca öldürmek için nasıl düşünün.
Tu ferais mieux d'aller t'entraîner à tuer vingt ou trente bonshommes.
- İyi düşünün.
- Cherchez bien.
Şirketin para kaybedeceği bir film işine girmesi iyi olur. İyi niyet gösterisi olarak düşünün.
C'est bien pour la société de glisser un film qui perdra de l'argent, comme acte de bonne volonté.
Bir an için... benim ev sahibi olduğumu ve sizi... Mondschien kalesinde elimden gelen en iyi şekilde tutmak için tüm gücümü kullanacağımı düşünün.
Disons pour le moment que je suis votre hôte et que je ferai tout ce que je peux pour rendre plaisant votre séjour au Château Mondschein.
İyi düşünün, Bay Rosenberg.
Réfléchissez bien.
Bir daha düşünün. Sığır işinde iyi şanslar.
Bonne chance pour le rassemblement.
İyi düşünün, çünkü hayatınız kendi ellerinizde.
Réfléchissez-bien, votre vie est entre vos mains.
Şimdi korkup çekinmeniz ve sürünmeniz çok iyi,....... fakat biraz da hakkında hiçbirşey bilmediği bir suçtan dolayı mahkum ettirdiğiniz o adamı düşünün.
Je peux m'enfuir, monsieur Holmes. Je quitterai le pays. Et les inculpations contre lui ne tiendront plus!
İki milyon açık iyi iş oldugunu düşünün.
Imaginez deux millions de postes à pourvoir.
Çok iyi düşünün.
Réfléchissez.
Chatsworth, Blenheim kadar iyi mi siz düşünün.
Vous jugerez pour vous-même si Chatsworth n'est pas l'égale de Blenheim.
İyi düşünün.
Cherchez bien.
Tamam. İyi düşünün.
O.K. Pensez-y.
İyi niyet ihracatı olarak düşünün.
C'est de l'exportation de bonne volonté.
İyi şeyler düşünün.
Ne pensez à rien de mal.
Düşünün, gece eve gidip "çamurda bile iyi görünüyorum" diyeceklerdir.
Alors se dire : "Même dans la boue, je plais!"
İyi düşünün.
Réfléchissez bien.
- bilmiyorum - herhangi birşey... iyi düşünün hatırlarsam, söylerim
- Je vous appelle.
İyi düşünün. Aceleye getirmeyin.
Réfléchissez bien avant.
düşünün 108
düşününce 41
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi dedin 60
iyi davran 17
iyi düşün 86
düşününce 41
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi dedin 60
iyi davran 17
iyi düşün 86
iyi de neden 21
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi dinleyin 52
iyi düşünmüşsün 27
iyi durumda 31
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi denemeydi 77
iyi değildi 25
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi dinleyin 52
iyi düşünmüşsün 27
iyi durumda 31
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi denemeydi 77
iyi değildi 25