Iyi yapmışsın tradutor Francês
427 parallel translation
Evet, gelmelerini gerçekten istiyorsan çok iyi yapmışsın.
Oui, de génie, si tu tiens à les avoir.
Hayır, hayır, iyi yapmışsın Poole.
Vous avez très bien fait.
Saçını erkek gibi kısa kestirmekle iyi yapmışsın.
Vous avez eu raison pour la coupe.
Çok iyi yapmışsın.
C'est très élégant!
Gerçekten iyi yapmışsınız. Yiyeceksiz, uykusuz ve sadece biraz su ile... yaşayabilirsiniz, yapamaz mısınız?
Vous voyez qu'on peut s'en sortir sans nourriture ni sommeil... et avec seulement quelques gouttes d'eau.
- Çok iyi yapmışsın.
- C'est du bon travail.
- Ev ödevini iyi yapmışsın.
- Vous avez bien révisé.
Harika! Çok iyi yapmışsınız çocuklar! Biliyor musunuz...
Tu les as bien embêtés, j'espère?
Ev ödevinizi iyi yapmışsınız hocam.
Vous avez appris vos leçons, professeur.
Ev ödevini iyi yapmışsın anlaşılan.
Vous avez appris votre leçon, on dirait.
Bence çok iyi yapmışsın.
C'est un geste magnifique.
Ne yaptıysan iyi yapmışsın.
D'ailleurs, c'est tout ce que tu fais de bien.
İyi de, kendine ne yapmışsın sen böyle? Ah, hiçbir şey.
- Qu'avez-vous fait?
Açtıysan iyi bir şey yapmışsın.
Ce serait peut-etre bien que tu l'aies fait.
Oldukça iyi bir başlangıç yapmışsın gibi görünüyor.
- Tu sembles avoir pris un bon départ.
İyi yapmışsın, Homer.
Tu as bien fait.
İyi yapmışsın Jessie hala.
C'est vraiment gentil de ta part, tante Jessie.
Bunu bitpazarından aldıysanız, iyi bir yatırım yapmışsınız. Çok ucuza alamadım.
Vous avez fait un bon placement.
İyi ki yapmışsın.
J'étais content.
Sen de iyi de yapmışsın.
Tu as bien fait.
- İyi yapmışsınız.
- Très bien!
Yanlış yönde iyi bir başlangıç yapmışsın.
Tu avais déjà eu des ennuis.
İyi yapmışsın, LeRoy.
Ils sont dans la salle de bains.
Çok iyi bir iş yapmışsın doğrusu.
C'est une bien jolie femme.
Aferin. İyi yapmışsın.
Tu es maligne.
- İyi yapmışsın.
- Pour faire pitié!
Henüz bir duygusal gelişme olmadan,... iyi niyetle teklifini yapmışsın.
Tu as fait ta proposition... avant de parler sentiment.
Sen daha iyi bir seçim yapmışsın.
Bonne idée.
İyi bir anlaşma yapmışsın.
Tu as fait une bonne affaire!
İyi iş yapmışsın.
Tu te défends!
İyi yapmışsın, böyle bir şey yapsaydı benimkini öldürürdüm.
- T'as bien fait. J'aurais crevé mon vieux s'il m'avait fait ça.
İyi stok yapmışsın.
Joli stock!
Çok iyi seçim yapmışsın.
Tu as tiré le bon numéro.
İyi araştırma yapmışsınız.
Vous savez ça aussi!
- İyi yapmışsın, Cagle.
Tu as bien fait, Cagle.
İyi yapmışsın. Hepsi cana yakın insanlar.
Ils sont si sympathiques!
İyi bir şey yapmışsın.
Tu as eu raison.
Bu sefer iyi pazarlık yapmışsın Chuncho.
Cette fois El Chuncho... a fait une affaire.
İyi bir iş yapmışsın.
Tu as fait du bon travail.
İyi iş yapmışsın Bill.
Bien joué, Bill. En une seule fois?
İyi yapmışsın.
C'est bien.
- $ 100 ile iyi işler yapmışsın.
- Vous avez bien utilisé vos 100 dollars.
Hayır Tony, sen iyi iş çıkardın, iyi iş yapmışsın.
Tony, tu as fait du bon boulot.
Bob Amcana gelmekle iyi iş yapmışsın.
T'as bien fait de venir voir ton pote. Allons chez moi.
İyi yapmışsın, çünkü bizim arabamız çalındı.
C'est bien, car quelqu'un a volé notre voiture.
Şey, iyi bir seçim yapmışsınız, Komiser.
Vous avez bien choisi.
- İyi yapmışsın.
- Que la vapeur vous soit légère... - Merci.
- İyi yapmışsın.
- Heureuse pour vous.
Burası çok iyi. Harika bir iş yapmışsın.
La chambre est parfaite.
İyi, hata yapmışsın, sik kafalı!
Tu t'es trompé, connard.
İyi vücut yapmışsın.
Oui, tu es en pleine forme.