Içimde bir his var tradutor Francês
1,406 parallel translation
- Bu akşamki üçüncüydü. Biliyorum, daha erken ama içimde bir his var.
Ce soir, c'était notre troisième rendez-vous, et même si c'est un peu tôt, j'ai un drôle de sentiment.
Ama şirketin saklayacak birşeyleri olduğuna dair içimde bir his var.
J'ai eu l'impression que la boîte avait des trucs à cacher.
Victor, içimde Mary Ellen'le ilgili kötü bir his var.
J'ai un mauvais pressentiment.
İçimde garip bir his var. - Nedir? İşte.
J'ai un mauvais pressentiment.
Beni dinle. İçimde kötü bir his var.
J'ai un mauvais pressentiment.
Evet ama onun ötesinde. İçimde kötü bir his var.
Oui, mais au-delà de ça, mon sens d'araignée fait ding ding.
- İçimde bir his var. - "Ahşa" nda mı?
- J'ai un sentiment qui me prend aux tripes.
İkisinin de orada çalıştığı gibi bir his var içimde.
Les deux devaient y travailler.
Ne demek istediğini anlıyorum ama bu konuda içimde iyi bir his var.
Je comprends très bien, mais je sens que ça va marcher.
Bak, onunla evlenmek üzereyim. Ve içimde gerçekten çok kötü bir his var.
Je m'apprête à l'épouser, mais j'ai comme... un affreux pressentiment.
Albay Grat'la konuştum, ama içimde bütün hikayeyi anlatmadığına dair bir his var.
J'ai parlé à Grat, et sa version me paraît tronquée.
İçimde sizi aradıklarına dair bir his var.
J'ai le sentiment qu'ils pourraient vous rechercher.
İçimde kötü bir his var.
J'ai un mauvais pressentiment.
Onunla tanıştığımdan beri, bu çocukla ilgili içimde kötü bir his var.
Ce type ne m'a jamais inspiré confiance.
Bu düğünde bolca resim çekmen için sana yalvarıyorum içimde bir klâsik olacağına dair güçlü bir his var.
Il faut que tu prennes un tas de photos de ce mariage parce qu'il va rester dans les annales.
Henüz değil. İçimde bir his var.
La salade, les patates et les haricots verts!
Yolda olduğuna dair bir his var içimde.
J'ai le sentiment qu'il est en route.
Sharona, İçimde kötü bir his var.
Sharona, j'ai une mauvaise sensation.
- İçimde kötü bir his var.
- J'le sens pas.
Hayır, hayır. İçimde iyi bir his var.
Non, non, moi, je le sens bien.
Yalnızca içimde kötü bir his var sanki fırtına öncesi sessizlik gibi bir şey.
Mais j'ai un mauvais pressentiment. Le genre d'impression qu'on a avant une tempête.
- İçimde kötü bir his var.
- Une sensation de mal émane de lui.
Başaracağına dair bir his var içimde.
Je savais que vous alliez y arriver.
Bu haftasonuyla ilgili içimde kötü bir his var Eric.
J'ai un mauvais pressentiment. Voir deux facs différentes n'augure rien de bon.
Takdir etmediğimden değil ama bana yaptığnıız bütün şeyler, ama bir his var ki içimde bizim...
Autre chose... C'est pas que je n'apprécie pas tout ce que vous avez fait pour moi, mais j'ai l'impression que notre...
İstersen önsezi de ama bununla ilgili içimde kötü bir his var.
J'ai comme un mauvais pressentiment.
TV'deki uzaylılar hakkındaki haberleri izlediğimden beri içimde kötü bir his var.
Juste un pressentiment concernant les extra-terrestres.
İki kişilik misafire bayağı alışık olduğuna dair içimde tuhaf bir his var.
Je sens que vous avez dû en faire des dîners en tête à tête ici.
İçimde çok kötü bir his var.
j'ai un mauvais pressentiment.
İçimde tuhaf bir his var.
J'ai une impression étrange.
Hey, Honeycutt bu kez içimde iyi bir his var.
Je le sens bien ce coup-là.
- İçimde kötü bir his var.
J'ai un mauvais pressentiment.
İçimde iyi bir his var.
J'ai un bon feeling sur lui.
Bunun hakkında içimde kötü bir his var...
J'ai comme un mauvais pressentiment...
- İçimde iyi bir his var.
- J'ai un pressentiment.
İçimde seninle ilgili tuhaf bir his var.
J'ai une drôle de sensation pour toi.
İçimde öyle bir his var ki bizimle ilgili yargımda yanılmış olabilir miyim diye merak ediyorum.
Tu y arriveras, Dawson. J'ai cette sensation pour toi. Ce qui m'étonnerai si j'avais tort sur nous.
Ama içimde bu randevuyla ilgili kötü bir his var.
Bien.
İçimde bu konuda iyi bir his var.
J'ai un bon pressentiment.
İçimde kötü bir his var Johnny.
La vérité
Dünyanın sonu hakkında içimde kötü bir his var Bruce.
Moi aussi. Je sens très mal la fin du monde.
Doktor, içimde gerçekten kötü bir his var.
Docteur, j'ai un mauvais pressentiment.
Bu yerle ilgili içimde tuhaf bir his var.
C'est bizarre, ici!
- İçimde iyi bir his var.
- J'ai un bon pressentiment.
Onun olduğuna dair bir his var içimde.
J'ai un bon pressentiment en ce qui la concerne.
Olanları hiç hatırlamıyorum ama sanki özür dilemeliymişim gibi bir his var içimde.
Je ne me rappelle pas vraiment ce qui s'est passé... mais je crois que je te dois des excuses.
Sen ve Martin'in yalan makinesine girmenizi isteyecekleri hakkında bir his var içimde.
Je crois que toi et Martin devrez passer au polygraphe.
İçimde çok kötü bir his var.
Je sens monter en moi comme un vent de panique.
Evet, içimde evlenmişiz gibi bir his var.
J'ai l'impression que oui.
Neden içimde kötü bir his var?
Pourquoi j'ai un mauvais pressentiment?
İçimde kötü bir his var.
J'ai une boule dans l'estomac.