Içiniz rahat olsun tradutor Francês
102 parallel translation
- O konuda içiniz rahat olsun.
- N'en doutez pas.
- Içiniz rahat olsun Bay Isham.
- Ne vous inquiétez pas, M. Isham.
Teşekkür ederim. Ciddi bir şey yok Majesteleri, içiniz rahat olsun.
Sa Majesté n'a rien de grave.
- Biliyorum, içiniz rahat olsun.
- Qu'importe. Vos raisons sont excellentes, sans doute.
Bir konuda içiniz rahat olsun. Perry bir daha başınıza iş çıkarmayacak.
Vous pouvez être sûrs d'une chose, vous n'aurez plus jamais à vous plaindre de mon gars.
Fakat her ikiniz de içiniz rahat olsun ki, senin iş sağlamanda benim bağlılığım, ikiye katlayacak.
Mais soyez assurés qu'à votre service, ma loyauté sera deux fois plus grande.
Bu arada içiniz rahat olsun. Müşterilerimizin sadece % 2'si dördüncü kez hata yapma gafletine düştüler.
En même temps, vous serez ravi d'entendre que seuls deux pour cent de nos clients dévient du droit chemin quatre fois.
fakat içiniz rahat olsun, karşılık vereceğiz.
Mais soyez sûr que nous répondrons.
O haber çok özel bir tip retraktör için hazırlanmıştı. Ve içiniz rahat olsun, arkadaşınızın ameliyatında o retraktörü kullanmayacağız.
Ce rapport concernait un type de rétracteur bien particulier, et je puis vous assurer que nous ne l'utiliserons pas sur votre ami.
Kargonuzun gideceği yere güvenle ulaştırılacağı konusunda içiniz rahat olsun.
Votre cargaison sera livrée à destination.
Öncelikle Pinoko için içiniz rahat olsun.
Soyez rassuré en ce qui concerne Pinoko...
Ama lütfen, içiniz rahat olsun. Çaresizce muhtaç olduğu bakıma geri dönecektir.
Mais s'il vous plaît, soyez assuré qu'elle sera rendue aux soins dont elle a éperdument besoin.
Dinleyin, içiniz rahat olsun diye söylüyorum... bu kalıcı bir durum değil, tamam mı?
Et vous savez, rassurez-vous, c'est une situation temporaire. D'accord?
Neyse, içiniz rahat olsun. Umarım bu, söz verdiğiniz cömert maddi katkıyı etkilemez. Tamam.
Enfin, ne vous en faites pas trop, j'espère que ça n'affectera pas les contributions financières que vous nous avez généreusement promises.
Lordum, lütfen içiniz rahat olsun.
Mon Seigneur, soyez-en sûr
Fakat içiniz rahat olsun, onları iyi eğitiyorum.
Mais soyez rassurez, je les entraîne bien
Hanımefendi, Slindamisin konusunda içiniz rahat olsun, çünkü kararı tıp fakültesine gitmiş birisi verdi, şarkıcı olamadığı için hemşire olan birisi değil.
N'ayez aucune crainte quant à ma décision de vous donner de la clindamycine. Il se trouve que j'ai un doctorat. Je ne suis pas devenue infirmière après avoir raté ma carrière artistique.
Ama içiniz rahat olsun yukarı doğu yakası sakinler Chuck'ın her zaman yeninde bir kaç kart saklar.
Mais ne vous en faites pas Upper East Siders, Chuck a toujours une carte dans sa manche.
İçiniz rahat olsun, emin ellerdesiniz.
Et je vous assure que vous êtes en de bonnes mains.
İçiniz rahat olsun, hanımefendi.
Vous en faites pas.
İçiniz rahat olsun.
Oui, allez, monsieur.
Bu doktor gibi bir şey. İçiniz rahat olsun.
Comme les médecins, il a prêté serment.
İçiniz rahat olsun.
Soyez rassurés!
İçiniz rahat olsun, Bay Ryan.
Du calme, mon cher M. Ryan.
- İçiniz rahat olsun peder. ... herşey düzelecek.
Rassurez mon Père, ça s'arrangera.
İçiniz rahat olsun!
Ce n'est rien, Madame.
Arabada bir polis memuru var, o yuzden iciniz rahat olsun.
Il y a un de nos hommes à l'intérieur, alors ne vous inquiétez de rien.
İçiniz rahat olsun generalim. Tamamlanacak.
Rassurez-vous, mon général : iI Ie sera.
İçiniz rahat olsun.
Ne vous inquiétez pas.
- İçiniz rahat olsun... - Ah bu arada... -...
Mme Ochmonek, il faut vraiment que je file.
Atılgan için. İçiniz rahat olsun. Kazanacağız.
C'est possible, mais nous serions plus prêts de la vérité en disant que Karnas ne veut pas reconnaître son échec dans cette négociation.
İçiniz rahat olsun, bizlerin aksine, rakunlar herşeyi yiyebilir.
Bien sûr, ce n'est pas facile, mais vous les Tanuki n'êtes pas comme nous. Vous êtes omnivores.
İçiniz rahat olsun, dilimizi değil, elimizi kullanacağız.
Nous jouerons des mains et non de la langue.
İçiniz rahat olsun.
Soyez assurée, Marquise...
İçiniz rahat olsun, Başkan Clifford.
Comptez sur nous, M. le président.
İçiniz rahat olsun!
Pas de problème!
İçiniz rahat olsun, Efendi Bruce, mucizevi Bat-Wave sayesinde asla Bat-Cave'den uzak olmayacaksınız.
Rassurez-vous, vous n'êtes jamais loin de la Bat-cave grâce au miracle moderne des Bat-ondes.
İçiniz rahat olsun.
Tout le monde se relaxe.
- Oğlunuzu arıyoruz. İçiniz rahat olsun elimizden geleni yapıyoruz.
On fait tout ce qui est possible pour ça, soyez-en assuré.
İçiniz rahat olsun, Ge Li.
Pas de problème, Seigneur.
İçiniz rahat olsun.
Vous devriez être content.
Kemo terapinin ortasındayım ve doktorum bunu atlatacağımdan emin, rahat olsun içiniz.
Donc, à la moitié de la chimio, mon docteur est quasi certain que je le vaincrai, donc pas de panique.
İçiniz rahat olsun, Bay Zulmiro.
Restez tranquille, M'sieur Zulmiro.
İçiniz rahat olsun, kraliçem.
N'ayez crainte, ma reine.
İçiniz rahat olsun, kendisini şu an Yüce İsa bağrına basmış olmalı.
Consolez-vous à l'idée qu'il est entre les bras de notre Sauveur.
İçiniz rahat olsun, kendisini şu an Yüce İsa bağrına basmış olmalı.
Consolez-vous à l'idée qu'elle est entre les bras de notre Sauveur Jésus-Christ.
İçiniz rahat olsun, Yüce Jabba ; oğlunuz kurtarılacak.
Soyez assuré, Puissant Jabba, que votre fils sera bientôt sauvé.
İçiniz rahat olsun Majesteleri ne yapıp edip bu savaşı kazanacağız!
Soyez tranquille. Nous l'emporterons.
İçiniz rahat olsun, bu işin uzmanıyım.
Ne vous inquiétez pas, je suis un professionnel.
İçiniz rahat olsun, Bayan Nussbaum.
Ne vous inquiétez pas, Mme Nussbaum.
İçiniz rahat olsun, Quahog'da kalmak gibi bir planım yok.
J'ai pas l'intention de rester à Quahog.