English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ J ] / Jabbar

Jabbar tradutor Francês

393 parallel translation
Sen Kerim Abdül Cabbar'sın.
Vous êtes Kareen Adbul Jabbar!
Boynuna gom jabbar zehiri uzattım.
J'applique sur ton cou mon gom jabbar.
Gom jabbar'ını hatırlıyorum.
Je me souviens de votre gom jabbar.
NBA'de tüm zamanların en skoreri Kareem Abdul-Jabbar.
Des Lakers de Los Angeles, le champion marqueur de tous les temps, Kareem Abdul-Jabbar.
- Ve Jabbar?
- Et le basketteur Jabbar?
Kareem Abdul-Jabbar'ın son sezonu.
La tournée d'adieu de Kareem Abdul-Jabbar.
Ben Kerim Abdül Cabbar değilim!
Je suis pas Abdul-Jabbar.
Zehirli iğneyi boynunda tutuyorum genç Atreides.
Je tiens le Gom Jabbar contre ton cou, jeune Atreides.
Kendini nasıl hissediyorsun, Satan Abdul-Jabbar?
Qu'est-ce que tu penses de tout ça, Satan Abdul-Jabbar?
Ben ve Kareem Abdul-Jabbar için çok kolay.
C'est facile pour moi... et pour Kareem Abdul-Jabbar.
Kareem Abdul Jabbar'ın çengel atışı varsa Philip J. Fry'ın da uzay atışı var.
Kareem a le sky hook, mais Philip J. Fry a le space hook.
Evet, torunum... sonunda ruhsal gom jabbar ile karşılaştın.
Ainsi, ma petite fille... vous rencontrez finalement le gom jabbar.
Koalisyon güçlerine karşı gerilla saldırılarını yönetiyor.
ABDUL JABBAR AL-KUBEISI - Menant des attaques contre la coalition
Kareem Abdul-Jabbar.
Kareem Abdul-Jabbar.
Daha ortalardaydık. Sonra iki kişi ki onların Brigitte Nielsen ve Kerim Abdül Cabbar olduğundan emin olduğum iki kişi önüme oturdu.
Au départ, on était vers le milieu, mais deux personnes, je parierais que c'étaient Brigitte Nielsen et Kareem Abdul-Jabbar,
Bayan Wilk, basketbolu ne kadar sevdiğinizi hatırlıyorum. Size Kareem Abdul-Jabbar imzalı, NBA'de tüm zamanların en iyi pivotlarının DVD'sini aldım.
Mme Wilk, je me suis souvenu de combien vous aimiez le basketball, alors je vous ai dégotté le DVD des "Plus beaux paniers de la NBA".
Bay Abdul-Jabbar babamın futbol takımında oynuyor.
M. Abdul Jabbar fait partie de l'équipe de mon père.
Cabbar, malikânesine şarbon atana kadar hükümete bok atmaya devam edecek ve NPR radyoda Al Frankenstein'ı dinleyecek olmasına ve suratına vurmayı tercih edecek olmama rağmen, ben de Dr. Cox'a yardım edebilirim.
Et je peux aider Dr Cox, même si je préférerais le frapper avec sa tête j'emmerde le gouvernement jusqu'à ce que Jabbar soit mort et enterré, Macondo ait pris de l'anthrax, et que P. R. Listening soit démoli.
Yıllardır beklediğim şey Hareem Jabbar mı?
Est-ce pour cela que j'ai attendu Hareem Jabbar?
Seni bulmak için beş okyanus ve yedi deniz geçtim.
Mon nom est Hareem Jabbar J'ai traversé cinq océans... et sept mers. pour te trouver
Erkek. Adı Jabbar.
- Il s'appelle Jabbar.
Jabbar mı?
- Jabbar?
Crosby, Jabbar babası hakkında sorular soracağı yaşa doğru ilerliyor.
Jabbar arrive à un âge où il s'interroge sur son père.
Katie'le Napa'daki şu süper spaya gitmem lazımdı. Sonra da Jasmine, Jabbar'la biraz vakit geçirmemi rica etti.
Je dois aller avec Katie dans ce spa incroyable à Napa, et Jasmine veut que je voie Jabbar.
Bari Katie'ye Jabbar'dan bahsettiğini söyle.
Tu as parlé à Katie de Jabbar, au moins?
Adam, Jabbar olayını bilmene rağmen neden babalık testi yaptırmasını söylemedin?
Adam, tu savais pour Jabbar? Tu lui as pas dit de faire un test?
Jabbar bu gece yatıya başkasında kalacaktı.
Jabbar est sorti, il est à une soirée pyjama.
Jabbar için babalık testi istiyorum.
Je veux faire un test de paternité, pour Jabbar.
Jabbar'la yarın hayvanat bahçesine gidiyor muyuz hâlâ?
On va toujours au zoo, demain?
Şu tanıdıktan randevu almamı ister misin?
Je prends rendez-vous pour Jabbar et toi?
Zira eksik olma, hayatımı nasıl şekillendireceğimi söylediğin için Jasmine hıyarın teki olduğumu ve Jabbar'ın yanına bir daha yaklaşmamı söyledi.
Jasmine pense que je suis un abruti et elle veut plus que je voie Jabbar.
Cros, Jabbar'ın DNA'sının olduğu bir şey bul.
Cros, trouve un truc qui porte l'ADN de Jabbar.
Baş yaşında bir çocuk, adı da Jabbar.
Il a un fils de cinq ans qui s'appelle Jabbar.
Adı Jabbar.
Il s'appelle Jabbar.
- Hoş geldin. Jabbar son geldiğinde bunu bende bırakmış. Kardeşimin testi yapacak olan tanıdığına götürecektim ama sonra Jabbar'ın ağız sağlığının daha önemli olduğuna kanaat getirdim.
Jabbar a oublié ça chez moi, j'allais le passer au mec de l'ADN, mais je me suis dit que l'hygiène dentaire de Jabbar était plus importante, donc...
Bu Jabbar ; beş yaşında.
Jabbar, il a 5 ans.
Jabbar yogilerin kader dedikleri şey bu olsa gerek.
- Eh bien, Jabbar... C'est ce que les yogis appelleraient le destin.
Jabbar, hava atmak hiç hoş bir şey değildir.
Jabbar, c'est pas beau de se vanter.
Milo, Jabbar'a tenis kortumuzu göstersene.
Milo, tu montres à Jabbar le court de tennis?
Jabbar nasıl rekabet edecek, bilmem.
C'est... Je sais pas s'il va être très performant.
Jabbar'ın annesiyle sen nasılsın?
Et alors, toi et... la mère de Jabbar?
Jabbar pek yüzme bilmez. Yanında kalsam iyi olacak.
Jabbar nage pas très bien, je vais rester ici avec lui.
- Sen de mi? Belki 40 yılda bir karımla yürüyüşe çıkmak istiyorum. Ama çıkamam ; çünkü Crosby gelir bana Jabbar ya da Katie'yle ilgili akıl danışır.
Je veux me promener avec ma femme, mais Crosby a besoin de conseils pour Jabbar, ou Katie.
Her şey yolunda mı? Jabbar'la vakit geçirmek istediğinde Jabbar'la vakit geçirmeni beklerdim.
- Quand tu... as demandé à voir Jabbar, je m'attendais à ce que tu voies Jabbar.
- Jabbar!
- Jabbar!
ABDUL JABBAR AL-KUBEISI Iraklı Muhalif
ABDUL JABBAR AL-KUBEISI Dissident irakien
Ya o ya da Kerim Abdül Jabbar.
Lui ou Kareem.
İsmim Hareem Jabbar.
Max Canavan?
Kim bu? Jabbar.
C'est Jabbar.
Jabbar.
C'est Jabbar.
Bir şey daha var.
Jabbar et moi...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]