Jak tradutor Francês
51 parallel translation
Burada bir jak var.
Prenez ce cric.
Jak mi ben mi?
Comment va-t-il?
Ev artık Thetsang Fang olarak işaretlenmiş.
Que la maison était considérée "hong jak".
Hızlı saç büyümesi Klingonlarda Jak'tahla süresinde görülür.
- Les cheveux des Klingons poussent beaucoup à la Jak'thala.
Babamın adı Jak, Köpeğimin adı Hubble Bekaretimi Four-By'in arkasında Karen Shaw'da bıraktım
Mon père s'appelait jack, mon chien s'appelait Hubble, j'ai perdu ma virginité avec Karen Shaw à l'arrière d'un 4x4.
Oraya gitmeliyiz, Jak.
Faut pas traîner, Jack.
- Jak.
Jack.
- Jak, eve gitmem gerek.
Jack, je dois rentrer.
Olmamız gereken bir yer var, Jak.
Tu dois aller quelque part, Jack.
Satılacak şeyler var, Jak.
Pour vendre quelque chose, Jack.
Hey, Jak, ana kuzusuna adale mücadelesini öğretmelisin!
Jack, faut initier la débutante au muscle-tussle.
- Jak, eve gitmek istiyorum.
Je veux rentrer.
- Lütfen, Jak. Gidelim mi? - İzlesene.
S'il te plaît, on s'en va?
Dansçımla nereye gidiyorsun, Jak? Dansçın mı?
Où tu vas avec ma danseuse?
- Bu işe karışma, Jak.
Te mêle pas de ça.
En son böyle bir ağız gördüğümde, Jak Kusto'yu yemeye çalışıyordu.
Mince, la dernière fois que j'ai vu une bouche comme ça, c'était "tourné par Jacques Cousteau".
Bu da kim böyle, Young-jak?
Qui est-ce?
Sanırım Young-jak'e kapıldım.
Je dirais que j'ai été embobiné par Young-jak.
Kapılıverdim. Young-jak'e.
J'ai été embobiné par Young-jak.
Young-jak!
Toi, viens par ici.
Young-jak, kaçaklardan iyi dövüşenleri seç. En iyi olanları.
Young-jak, choisis ton groupe d'attaque, les meilleurs.
Bu görev sana verildi, Young-jak.
Et on vous confie les commandes de l'attaque, Young-jak.
Young-jak giderse, ben de giderim.
Si tu y vas, je te suis.
Hadi, Jak!
Allez, Jak!
- Tamam mı, Jak?
D'accord, Jak?
Jak amca ve Maria teyzede geldiler. Ve diğer teyzem Greth, le kuzeydeki kuzenlerimizde geldiler.
Oncle Jak est là aussi et puis tante Maria et l'autre tante Greth et les cousins du Nord.
'Welcome to Dong Jak'10. kademe bir memurun şehrin valisi olması hakkındaydı.
Welcome to Dongjakgu. Celui où un fonctionnaire devient maire.
Ben dostum Jack Daniels'la oturup kendi vaktimi harcayacağım.
Moi, je vais rester là, avec mon pote Jak Daniel's et perdre du temps de mon côté.
Young-jak, sonra yanıma gel.
Young-jak, passe me voir plus tard.
Young-jak, gerçekten böyle yaşamamalısın.
Young-jak, tu ne devrais pas suivre cette voie-là.
Onun güvenini kazanmak güzel değil mi?
Young-jak. Tu es content d'avoir gagné sa confiance?
Young - jak, bu hale düşmem haksızlık değil mi?
Young-jak, qu'ai-je fait pour me sentir si misérable?
Young-jak halleder.
Young-jak le fera à sa place.
Young-jak.
Monsieur Joo.
Young-jak!
Young-jak!
Young-jak. Beni terk ettikten sonra bunu nasıl yapabilirsin?
Young-jak, que crois-tu pouvoir faire si tu nous quittes?
Young-jak hem seninle hem de benimle yatmış gibi görünüyor.
On dirait bien que monsieur Joo a couché avec nous deux...
Neden bunu yaptığımı anlayabiliyor musun?
Concernant Young-jak tu pourrais essayer de me comprendre?
Tatlım... Young-jak konusu için gerçekten üzgünüm.
Ma chérie, je suis vraiment désolée pour Young-jak.
Merhaba, S.T.E.V.E., Ben J-A-K, Jake.
Salut, Steve! Alors moi, c'est JAK, Jake.
Jak Burada hiçbir şey yok.
Il n'y a rien.
Ben Jak-çekici.
Je suis Jak-tractif
Jakın şöyle olmasını istiyorum.
J'aimerais aussi entendre le jack faire...
Jak ağaçlarına, mango ağaçlarına.
Je regardais Iejaquier, le manguier...
İngilizce öğretmenim o jak ağacının altında oturmayı severdi.
Mon professeur d'anglais aimait s'asseoir sous le jaquier.
20cc - jak.
20cc - - stat
Jak... Jake bir şey yapmamız gerek dedi.
Et Jake disait qu'on avait besoin de faire quelque chose.
Bir hayalet jak.
Une prise fantôme.
Jak!
Jack!
"Düzenbaz" yazıyor değil mi?
Jack, ( Jak, nom diminutif de John...
- Jak-çekici mi?
Jak-tractif?