Jaleel tradutor Francês
26 parallel translation
Celil Emir, yirmi bir yaşına yeni bastı.
Jaleel Amir vient d'avoir 21 ans.
Celil.
Jaleel.
Celil Emir?
Jaleel Amir?
Celil Emir'e açılan davanın kanıtları sağlam ve artık sizin elinizde değil.
Le dossier contre Jaleel Amir est solide et ça n'est plus de votre ressort.
Bu davanın mahkemeye çıkmamasının tek yolu Celil'in suçunu kabul etmesidir.
Ce dossier ira au tribunal sauf si Jaleel plaide coupable.
Bu olay Afganistan'da olsaydı Celil üç ay hapis yatıp çıkar ve bir kahraman gibi karşılanırdı.
Dans son pays, Jaleel aurait fait 3 mois de prison et en serait ressorti en héros.
Celil sadece kuralları uyguluyordu.
Jaleel a juste suivi les règles.
Celil'in kardeşi, onu öldürmekle tehdit etmiyordu.
La sœur de Jaleel ne le menaçait pas de mort.
Ama Celil, kardeşinin yaptıklarının onun ve gelecekteki çocuklarının hayatını mahvetmekle tehdit ettiğini düşünüyordu, değil mi?
Mais pour Jaleel, la conduite de sa sœur menaçait de détruire sa vie et celle de ses futurs enfants, n'est-ce pas?
Jürinin Celil'in numarasını yutmasından korkuyorum.
Je crains que le jury croie Jaleel.
Celil ondan korkuyor. Salih Emir'den herkes korkuyor.
Jaleel a peur de lui, tout le monde en a peur.
Celil'i de kaybetmek istemiyorum.
Je ne veux pas perdre Jaleel non plus.
Ve onun başkasıyla yattığını öğrenince namus için Celil'e onu öldürmesini söyledi.
Quand il a su qu'elle couchait avec un autre, il a ordonné à Jaleel de la tuer au nom de l'honneur.
Celil onun kalkmasına yardım etmeye çalıştı.
Jaleel a essayé de l'aider.
Celil, yapmaması için ona yalvardı.
Jaleel... l'a supplié de ne pas faire ça.
Ama kocam Celil'e, namusumuz için onu öldürmesini söyledi.
Mais mon mari a dit à Jaleel de la tuer au nom de notre honneur...
Celil suçlu bulundu. İkinci dereceden.
Jaleel a été reconnu coupable.
Sen, jaleel White'tan sonra tanıdığım en olağanüstü insansın.
tu es la personne la plus étonnante que je connaisse, et j'ai rencontré Jaleel White,
Jaleel Mısın Yok Musun'u dinliyorum.
J'écoute "Jaleel Or No Deal".
Jaleel "kaput" larını orada saklar.
Jaleel a des condoms là-dedans.
Siktir! Sikik Jaleel nerede?
Merde, où est Jaleel?
- Jaleel Hosam.
- Jaleel Hosam.
- Jaleel Hassam.
Jaleel Hassam.
Bir oğlumuz var ;
On a un fils, Jaleel.
Jaleel Hassam.
Jaleel Hassam.