English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ J ] / Jamaica

Jamaica tradutor Francês

154 parallel translation
- Oldu... Jamaica May battığında. - Doğru.
Au naufrage du Jamaica Maid.
Tadının nasıl olduğunu merek ediyorum. Batı Hint Adaları Şirketi, tadı ne olursa olsun Jamaica'lı köleleri onunla beslemeyi planlıyor.
La West Indies Company veut en donner aux esclaves de la Jamaïque, quel que soit son goût.
- Rahip Sullivan'ı, evet. - O bizim oralardandır, biliyor muydunuz? - Gerçekten mi?
Eh bien, il est de mon coin, Jamaica Plains.
Jamaica Plains'tendir. Ufak bir şehirdenim. Derler ki şehri bir kâse fasulyeyle bıçak karşılığı satın almışlar.
Le petit patelin d'où je viens s'appelle Taunton.
Jamaica harika, ama sana etrafı gösterecek zamanım yok.
La Jamaïque est très belle, mais tu devrais rentrer aussitôt, tu ne verrais rien.
Saat 8 : 00, Jamaica Bölgesi.
8 heures du matin, au dépot Jamaica.
Adam başı 69,95 dolara Jamaica'da hafta sonu tatili mi?
Un week-end en Jamaïiïque pour 69,95 $ par personne?
- Haftasonu Jamaica'ya gideceğimizi söylemeseydin beklemezlerdi, koca oğlan.
- Ce ne serait pas le cas, si tu n'avais pas dit qu'on partait pour la Jamaïiïque.
- Jamaica.
- En Jamaïiïque.
Dinle, hemen Harry Jr.'ı al, bir palto kap havaalanına git ve Jamaica'ya iki bilet al.
Il pleut des cordes. Prends Harry junior, va à l'aéroport et prends 2 billets pour la Jamaïiïque.
2432 Derby Caddesi, Jamaica Konutları.
C'est exact : au 2432, avenue Derby, Domaine Jamaïque.
Jamaica, bu şıllığın erkeğine bakıyormuşum.
Jamaica, je l'avais dιjΰ repθre, ce mac.
Jamaica'dan sevgilerle.
" Meilleurs vœux de la Jamaïque.
- Jamaica, Jamaica'ya gittin mi?
Jamaïque. Tu connais?
Jamaica, Queens.
Dans le Queens. Non.
- Baban Jamaica'lı, değil mi?
Il est jamaïcain, non?
Genelde Jamaica'da bir arkadaşımla buluşurum, Jimmy Marlo.
D'habitude, en Jamaïque, avec un copain, Jimmy Marlo.
Tüm şehir şehrin her bölümü Bushwick, Jamaica, Washington Heights Brownsville, Harlem...
La ville... et tous ses quartiers... Bushwick, Jamaica, Washington Heights... Brownsville, Harlem...
- JAMAICA
- JAMAIQUE
- Jamaica.
- La Jamaïïïque.
İki kez Fransa'ya gittim. Bir kez de Jamaica'ya.
Je suis allé en France, en Jamaïque, l'île.
Burası Jamaica değil.
Ce n'est pas la Jamaïque.
Kaseti teslim ettikten sonra doğru Jamaica'ya.
Je livre et je pars pour la Jama, i, que.
"Adanın karşısında 41 kişi bugün tutuklandı. Sivil huzursuzluk Jamaica'yı" "... en kötü şekilde yıllardır sarsıyor. "
43 personnes arrêtées après la pire révolte qu'a connue la Jamaïque depuis des années.
# Jamaica'ya hoşgeldiniz, tazelenmeye. #
Bienvenue en Jamaïque L'ancien devient neuf
# Jamaica'ya hoşgeldiniz, kendinizi evinizde gibi hissedin. #
Bienvenue en Jamaïque Faites comme chez vous
# Jamaica'ya hoşgeldiniz, kendinizi evinizde gibi hissedin. #
Nous sommes fiers de la Jamaïque
Kendinizi soğuk, uzun, zorlu günlerde çalışırken para biriktirirken düşünün Jamaica gibi bir yere gelmek için. Güneşin daima parladığı ve iklimin sıcak ve kuru olduğu bir yer.
Vous songez aux dures, froides et longues journées que vous avez passées à travailler, pour gagner de quoi séjourner dans cet endroit, la Jamaïque, où le soleil brille toujours et où le climat est délicieusement chaud et sec,
"Uluslararası Para Fonu, IMF ; Jamaica'yı ekonomik büyüme için mali açığı,..." "... tersine çevirmesi yönünde çağrı yapıyor. "
Le FMI demande au pays de voir le déficit fiscal comme un catalyseur de croissance.
Bayanlar ve baylar öncelikle iyi akşamlar evime yani Jamaica'ya hoşgeldiniz.
Mesdames et messieurs, bonsoir et bienvenue chez moi, en Jamaïque.
Solunuzda görmekte olduğunuz "Sandals Royal Jamaica".
Sur votre gauche, Sandal's Royal Jamaica.
Ne hissettiğimi şimdi anlayabilirsiniz bir gün "Queens Highway" de yoldayken kendime şunu sordum, Jamaica'yı tanımadan önce de böyle bir yer miydi?
Alors, imaginez ce que j'ai ressenti quand, sur la Route de la Reine, je me suis demandé :
Jamaica gibi ülkeler özgür bir ülke olduklarından sonra her türlü parasal problemler meydana çıkar. Çünkü ekonomik güçleri yoktur.
Les pays comme la Jamaïque, en devenant indépendants, se sont retrouvés avec des problèmes financiers car ils n'avaient pas de pouvoir économique pour s'en sortir tout seuls.
"Dışardan yiyeceğin ne kadar fiyata geldiğini görünce, farkedeceksiniz..." "... Jamaica'da gıda üretiminin, kendimizi besleyebilmemizin... "
Le prix de la nourriture importée nous fait réaliser que produire ses propres denrées et subvenir à ses besoins n'est pas qu'une question d'opportunité, mais de survie de la nation.
Jamaica'da uzun yıllardır yeni bir hastane yapılmadığını dert etmenize gerek yok, çünkü siz tatilinizdesiniz.
Qu'aucun hôpital n'ait été construit en Jamaïque récemment, ne vous concerne pas. Vous êtes en vacances.
Gördüğünüz gibi, Jamaica hala sizin lağım sularınız için yeterli bir alan değil.
Car en Jamaïque, il n'y a pas de tout-à-l'égout digne de ce nom.
Bizim ekonomimizin büyük kısmını tarım oluşturuyor. Üretim için çok fazla çiftçimiz ve çiftliğimiz var ve yine tonlarca kabak çöpe atılıyor Jamaica'da, çünkü Amerika'dan gelen ürünler daha ucuza mal oluyor burada ürettiklerimizden, kesinlikle.
Dans l'agriculture, pilier de notre économie, on se rend compte que nous produisons beaucoup, et des tonnes de choux sont gaspillés en Jamaïque à cause des produits provenant des Etats-Unis, vendus moins cher que les nôtres.
Benim bildiğim Jamaica,..... benim büyüdüğüm Jamaicadan çok farklı, şimdi turist olarak geldiğiniz Jamaica.
La Jamaïque que j'ai connue, dans laquelle j'ai grandi, n'est pas celle que vous, touriste, voyez.
O Jamaica artık yok.
Cette Jamaïque n'existe plus.
O Jamaica artık yok zamanın ilerleyişiyle ilgili ve biraz da bu yeni global ekonomiyle ilgisi var.
Elle n'existe plus en partie pour la raison habituelle, le passage du temps, et en partie à cause de cette nouvelle économie globale.
Yanıt Jamaica'nın küçük bir ülke olması. Geliştirilebilir bir ülke olmadığından sadece kendi kendisine yetebilir.
Parce que la Jamaïque est un petit pays, et elle ne pourrait pas s'en sortir avec sa seule production.
"Jamaica bizim ilgilendiğimiz bir pazar."
Un marché intéressant pour nous est celui de la Jamaïque.
Meksika sularında körfez alır. Jamaica ne Kuzey Amerika ne de Avrupadan alamıyor. Hepsi üzerimize geliyor.
Mais alors que le Golfe du Mexique peut l'absorber, la Jamaïque ne peut pas absorber les flots d'Europe et d'Amérique du Nord.
Yapmaları gereken şey Amerika ve Jamaica devletinin yoksullar için el ele verip birlikte çalışması gerektiğidir.
Ce que font les gouvernements américains et jamaïcains, c'est s'allier pour oppresser les plus pauvres.
Amerika ve Jamaica'nın süt tozuyla üretimi çok pahalı olmasına rağmen üretilen taze sütlerden daha ucuz.
Comment en Jamaïque le lait en poudre peut-il être moins cher que le lait frais, alors qu'il est plus cher à produire?
Yani Jamaica hükümeti, IMF ve Inter American Development Bankası arasında kaldık ve bu politikayı bitirmek zorundaydık.
Entre le gouvernement jamaïcain, le FMI et la Banque Inter-américaine de Développement, voilà les politiques que nous subissons.
Hayatınızda ilk defa leziz olgunlaşmış Jamaica muzunu tadacaksınız.
Vous mangez une délicieuse banane jamaïcaine.
Bizim için burada daha iyi şeylerin olmasını, pazarın tamamen dışında olmak isterdik burada, Jamaica'da.
On voudrait une meilleure situation, plutôt qu'être complètement écartés du marché ici en Jamaïque.
Jamaica'da paralarını harcamak istemediklerini söylüyorlar.
Ils veulent pas dépenser leur argent en Jamaïque.
Yani, Jamaika'daki Krim Emlakçılık Şirketine.
- Krim Properties à Jamaica.
"Jamaica patatesi."
Pomme de terre jamaïcaine!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]