English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ J ] / Jambalaya

Jambalaya tradutor Francês

69 parallel translation
Bana bir jambalaya, acısız olsun.
- Le jambalaya. - Peu épicé.
Acılı jambalaya!
Un jambalaya bien épicé!
- Jumbalaya?
- Du jambalaya?
Bir büyük boy jambalaya lütfen.
Une grande jambalaya.
Ayrıca jambalaya'ya asla yeterli acı biber koymuyordu.
Et elle ne met jamais assez de poivre dans le jambalaya.
Belki biraz o çok sevdiği jambalayadan pişirirsin.
Tu pourrais faire un petit jambalaya, elle adore ça.
Jambalaya için.
- Un jambalaya.
- Newman. - İşte yemek bu.
Jambalaya!
Koç senin muhteşem olduğunu sanıyor. En kötü jambalaya yemeği yapar.
Le coach trouve que tu assures, il t'invite et te fait un plat cajun bidon.
Aşçılığım iyi değil ama bu jambalaya'yı dene.
Je cuisine pas bien, mais goûte ce jambalaya. - Prêt?
Jambalaya'yı sevdin mi?
T'as pas aimé le jambalaya?
- Jambalaya.
Une choucroute de la mer.
- Hadi, Doug. - Jambalaya istememin bir sakıncası olmadığından emindim.
- Il était très acceptable de commander une choucroute de la mer.
Jambalaya, annem öğretmişti.
Du jambalaya. Ma mère m'a appris.
Sanırım, çabuk hazırlanan Jambalaya çeşidi, Çünkü...
C'est une sorte de jambalaya instantané, parce que j'ai utilisé...
Erkek arkadaşım ve ben hep Jambalaya yapardık.
Mon copain et moi faisions du jambalaya tout le temps.
Akşamdan, Jambalaya.
Du jambalaya. D'hier soir.
- Tamam, jambalaya o zaman.
- Un cassoulet de fruits de mer.
Yediğim karides güveç şimdi mideme oturdu.
Mon jambalaya me pèse sur l'estomac.
Bu tıpkı lvy'nin bize pişirdiği etli pilav gibi kokuyor.
Et cette odeur me rappelle le jambalaya de notre Ivy.
Bir saat içinde, jambalayayı beraber pişiricez.
"Dans une heure nous ferons le jambalaya ensemble."
Hey, bu balık jambalaya yapmak için bile bayat görünüyor.
toi. Ce poisson est un peu trop pourri même pour faire du jambalaya.
Jambalaya.
Jambalaya.
Sence o kadar yaşlı mıyım?
- Jambalaya.
Kaç yaşında olduğumu sanıyorsun?
Quel âge j'ai, à votre avis? Jambalaya!
Tamam. Parola "Jambalaya".
D'accord, le nom de code est "jambalaya".
Ben "Jambalaya" diyince Sam karavanın arkasından fırlayıp onları kasetin içine çekecek, bu kadar.
Je dis "Jambalaya". Sam bondit de derrière le van et les aspire dans le 8-pistes, et c'est bon.
- Jambalaya!
- Jambalaya!
- Jambalaya!
Jambalaya!
- Jambalaya!
- J-jambalaya!
Ödüllü pirinç yemeğime ne demişti biliyor musunuz?
Vous savez comment il a appelé mon Jambalaya?
Şimdi söyleyin, hayatınızda yediğiniz en iyi pirinç yemeği değil mi?
Alors, dites-moi si ce n'est pas le meilleur Jambalaya que vous avez gouté.
Bir süre New Orleans'ta yaşadım. Burası, California'daki en iyi jambalaya yapan yer.
J'ai vécu à la Nouvelle-Orléans, et ici, ils font le meilleur jambalaya de Californie.
Peki sen jambalaya sever misin?
T'aimes le jambalaya?
Bir jambalaya ve pilav.
Un jambalaya et un étouffé.
Raporunda, Jake Jambalaya'nın önemli bir bilgi verip öldüğünü söylüyorsun.
Vous avez dit que Jambalaya Jake vous avait fait des révélations.
Ben sadece şu şu karideslerden yarın için alacağım.
Je vais... emballer quelques crevettes, pour demain. Petit-déjeuner jambalaya, tu sais. - Je l'ai, et ensuite?
Bu arada Jane Bodenhouse bir jambalaya istedi.
En parlant de ça, Jane Bodenhouse veut un jambalaya.
Jambalaya, gumbo.
Du jambalaya, du gumbo.
Sağol
Merci. Jambalaya.
Profesör Longhair çalmak isterdim ama kemanla gitmiyor.
Le violon ne va pas très bien avec Professor Longhair. On peut jouer "Jambalaya".
Sana, organik jambalaya getirdim.
C'est du jambalaya bio.
Dinle, Al, sana yalan söylememin tek sebebi jambalayalarının hayatımda yediğim en iğrenç şey olduğunu söyleyecek kadar yürekli olmamam.
J'ai menti car je voulais pas te dire que ton jambalaya est le truc le plus dégueu que j'aie mangé.
Sizi izlemeyi çok isterdim inekler. Ama, daha fazla jambalaya pişirmek zorundayım.
Je serais bien venue, mais je dois faire du jambalaya.
O iğrenç jambalayayı mı yedireceksin insanlara?
Tu vas servir ce jambalaya dégoûtant?
Aslında, jambalayan o kadar da kötü değildi.
Ton jambalaya était pas si mal.
Ya şimdi burda kalır ve Jambalaya yersin,
Maintenant tu peux soit rester ici à bouffer du jambalaya,
İki mükemmel aperatif. Karides ve mısır ezmesi.
C'est légèrement fumé, servi avec du Jambalaya 2 apéritifs là-bas.
Efendim, siz ve Enid pazar günü evimde vereceğim ev yapımı jambonlu karides partime gelirseniz onur duyarım.
Je préparerai un jambalaya.
"Cape Cod" Cartner Scotty "Scotch and soda" Sonnenberg Paul "Putting-on-the-Rich" Richardson Jackie "Jambalaya" Jackson Paul "Poodle" Johnson Marky "Pit Bull" Phillips, Ollie "Octopus" Givens John "Cranky" Olinger Sammy "Sloppy Seconds" Woods, Jeremiah "Crusher" Adams Howie "Gringo" Givens Adam "Lazy" Greenwood...
Britton "Cape Cod" Cottner, Scotty "Scotch and Soda", Paul "Puttin on the Ritz",
Jambalaya. Ben Gatemouth'u çalayım.
Je ferai Gatemouth.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]