English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ J ] / Jambon

Jambon tradutor Francês

1,746 parallel translation
Peynirli sandviç getirdiğini söyle.
J'espère que c'est un jambon-beurre.
Pesto soslu makarna tavuklu sosis, domuzlu sosis patlıcan salatası, elmalı cevizli salata ve ordövr için minik kişlerden yaptım.
J'ai fait des pâtes avec une sauce pesto, des saucisses au poulet, au porc, des aubergines au curry, une salade Waldorf et des mini-quiches au jambon comme hors-d'œuvre.
Biliyor musun baba, bu tatların birbiriyle olan etkileşimini beğenmediğine şaşırdım. Tütsülenmiş domuz pastırması yoğun krema ile çok güzel bir zıtlık yakalamış.
Tu sais, Papa, je suis surpris que tu n'apprécies pas le mélange des saveurs... le goût fumé du jambon qui contraste délicatement avec le goût sucré de la préparation aux oeufs.
Bundan için insanlar on dokuz çeşit patates getirir. Yaprak yaprak jambon. Dalga dalga jambon.
Les gens ramènent 19 sortes de patates, des tranches de jambon, des ramettes de jambon, des tranches dans lesquelles tu peux te tailler un poncho,
... bütün politikacılar ve televizyonda gördüğünüz herkesin ceplerinden her an bir jambonlu sandviç çıkaracaklarmış gibi görünmelerinin ve sandviç kendilerinin bile değildir.
Tous les politiciens et tous ceux qu'on voit à la télé ont toujours l'air de vouloir sortir un sandwich au jambon de leur poche, qui en plus ne leur appartient pas...
Seni seviyorum. " "Neden yatağında jambon yiyorsun?"
"Pourquoi il y a du jambon dans le lit?"
O müşteri Prag jambonu, turşu bir bardak Pilsner isteyecek.
Ce client va prendre du jambon de Prague, des pickles et un verre de Pilsner.
- Bir Pilsner ve Prag jambonu!
Une Pilsner et du jambon de Prague.
Jambon ve peynirli yap, Jimmy.
Jimmy, on a besoin d'un jambon et de fromage.
Onlar domuz etini sever.
Le jambon, nuance.
Zuckerman'in bir domuza olan sevgisinin, onu yeme isteğine galip geleceğini..... anlayana yetecek kadar zaman var.
L'amour que Zuckerman voue à ce cochon ne résistera pas à l'appel du jambon.
Baksana Wilbur'ın bu çiftlik için neler yaptığına. Jambondan daha iyi değil mi bu?
Wilbur a transformé sa ferme, et il en ferait du jambon?
- Kavrulmuş jambon gibi.
- A l'air d'un jambon brûlé.
- Jambon üstü salam.
- Salami et jambon...
Yumurta salatası mı jambon salatası mı?
un salade ou jambon salade?
Jambon salatasının içinde ne var?
Qu'est-ce qu'il y a dans le jambon salade?
Tabii ki her yer kapalı olacak o yüzden, öncesinde markete gidip biraz peynir salam ve zeytin almayı düşünüyordum.
Bien sûr, tout sera fermé, donc je pense aller au marché prendre du bon fromage, du jambon et des olives.
Bende bozuk bir paket çerez var. Sende bayatlamayan ekmekle, fıstık ezme ve tereyağı var.
Mon jambon à la diable en échange de ton pain écrasé et ton beurre de cacahuète.
Bendeki de içkiyle alacağın bir şey.
Le jambon à la diable est un met sacré.
Seninle kaşar ekmek gibiyiz. Zeytin peynir de diyebiliriz.
Comme le jambon et le fromage.
Diğer bazı detaylara gelince öncelikle, "Hanımefendi" nin doğru söylenmesi gerekir.
Encore deux autres choses - On dit Madame comme dans "ham" ( ndlr "Jambon" ), pas Madame comme dans "farm". ( ndlr "Ferme" )
Bu trailer parkta yaşamanın nasıl olduğunu anlatamam sana, Konserve ye, kızgın boğalarla savaş.
Tu ne sais pas ce que c'est de grandir dans un trou, bouffer du jambon, se faire tyranniser...
- Bütün domuz eti bize kalır.
- On pourra manger tout le jambon.
Yüce Tanrım, bir daha gerçek Jambon yiyeceğimi hiç sanmıyordum.
Je n'espérais plus manger du vrai jambon.
Hayır, jambon.
Non, le jambon.
Tatlım, babanla tanıştığımda 18'deydim ve jambon kadar sessizdim.
Chérie, quand j'ai connu ton père, j'étais une écervelée de 18 ans.
Jambon.
Du jambon.
Dilimlenmiş hindi siparişi verenleri ve siparişi son dakikada ekmek arasına çeviren siz aptallara da çok kızgın. Daha sonra akşam 8 : 0'de yeniden radyo başında olun.
Ils est enragé apres les idiots qui commandent de la dinde tranchée... et qui change d'idée a la derniere minute et demandent du jambon.
Sandviç yapmaya başladığımızda onları da aldılar.
Quand on a fait des pains au jambon, ils ont tout raflé.
Etimiz tükenip sadece ekmeğimiz kaldığında da geldiler.
Plus de jambon, ils sont revenus pour le pain.
Daima rafta duran o konserve jambonu buldum ve bir tencere kaynar suyun içine attım. Bil bakalım, ismini ne koydum? - Çorba?
J'ai trouvé du jambon en conserve qu'on conserve depuis une éternité, je l'ai fait cuire au bain-marie, et devine comment j'appelle ça?
- Sıcak jambon suyu...
De la soupe? Bouillon de jambon chaud.
Çok sulu, ve içinde bir parça da jambon var.
C'est très liquide. Mais ça a un goût de jambon.
Adı sıcak jambon suyu...
C'est du bouillon de jambon chaud.
- Bu sabah tuzlu, sulu jambon var.
- Jambon salé et juteux, ce matin.
Jambonum.
Mon jambon.
Balık ve jambon var, sakın menüye aldırmayın.
On a du poisson et du jambon, et ne faisons pas attention au menu.
Binbeşyüz. B.ktan jambon için de teşekkürler.
Et merci pour cette rafale de conneries.
Elbisesi yüzünden biraz daha gecikecekmiş. Sorun değil.
Ce n'est pas grave, gardez lui un bout de jambon.
Jambon a la "preccito"
Jambon a la "preccito"?
Etli sandviç, yarısı yenmiş...
Le sandwich au jambon entamé...
ATS'nin bu bölümünün müdürüyüm.
Je m'occupe de cette section du P.B.J. Pain, beurre et jambon, c'est cela?
İki jambon gönder.
Envoyez 2 jambons.
Bana biraz salam-kavun paket yapar mısın?
Je pourrais avoir du melon au jambon de Parme à emporter?
Pastırmalar orada, birazcık da susamlı kurabiye var.
Il y a du jambon de parme, un reste de pâtes au sésame.
Yalandan gülümsüyor gibi görünüyor.
On dirait qu'il sent le jambon.
.. jambon yerim mutfakta gene. Hadi ama çok saçma, hayatta olmaz.
- Je ne sais pas, je vais sans doute manger mon jambon fromage dans la salle de repos.
Ben sadece peynirli jambon sandviç alabilir miyim? - Tamamdır
Je vais juste prendre un jambon fromage, merci.
Şimdiyse araba çarpmış jambon ve peynire benziyor.
Maintenant, c'est un carambolage entre du fromage et du jambon...
- Erişte ve jambon, tamam mı?
- Des pâtes et du pâté.
Ona biraz jambon ayırın.
L'enfant sauvage peut probablement le manger cru.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]