English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ J ] / Jandarma

Jandarma tradutor Francês

143 parallel translation
Ekibi ile birlikte altı garson ve bir jandarma ile tutuştular.
"Son groupe a eu un combat mémorable avec six serveurs et un gendarme."
- Jandarma!
- La police!
Yalvarmasaydım jandarma geliyordu.
J'ai dû implorer les gendarmes à genoux!
Jandarma teğmene saldırdın.
Vous avez attaqué un lieutenant de gendarmerie.
- Jandarma, su ve havlu lütfen.
- Gendarme, de l'eau et des serviettes.
"Cevap ver" diyorlar. Jandarma beni itekleyip "cevap ver" diyor.
Niez-vous toujours être le forçat Jean Valjean?
Jandarma karakolundalar...
Ils sont au poste des carabiniers...
Jandarma'ya sor.
Demandez ça aux carabiniers.
- Ama hiçbir jandarma yaralanmadı, öyle mi? - Aynen öyle.
- Aucun carabinier n'a été blessé?
Bu kasaba jandarma dolu olsa da kanun kaçaklarına dokunamazlar.
Le village grouille de carabiniers, mais le bandit est imprenable.
Burayı jandarma koğuşu mu zannediyorsunuz?
On n'est pas à la caserne des carabiniers.
Jandarma koğuşlarına saldırdık ve D'Oro Dağı'nda ikamet ediyorduk.
On a donné l'assaut aux carabiniers au mont d'Or.
100 jandarma ve polis çatışmalardan sağ çıkamadı.
100 carabiniers avaient perdu la vie en le combattant.
İlk olarak Montelepre'de jandarma tarafından sorgulanmış daha sonra Palermo'da mahkemeye çıkmadan önce de itirafınızı teyit etmişsiniz, öyle mi?
Tu as été interrogé une première fois par les carabiniers de Montelepre. Puis à Palerme, tu as confirmé tes dires devant le juge, non?
Jandarma komutanıyla işbirliği yaptığımı ve bunun öncesinde de polisin bana rahatlıkla dolaşmamı sağlayacak ayrıcalık tanıdığını söylüyorum.
J'ai agi en collaboration avec le colonel des carabiniers et avec la police qui m'a autorisé à circuler librement.
Polis, jandarma ve diğer kolluk kuvvetleri arasındaki rekabet bu şekilde başlamış oldu.
Ainsi apparut le contraste, l'émulation entre carabiniers, Police et d'autres organes appartenant aux forces armées de l'Etat.
Jandarma, haydutlarla nasıl bir ilişkilerinin olduğu bilinmeyen Mafya'yla iletişime geçti. İkisinin de aynı şey olup olmadığı ya da haydutların Mafya'nın bir ürünü olup olmadığı kestirilemiyordu.
Et ce fut au tour des carabiniers d'être de mèche avec la mafia, sans savoir quels étaient ses rapports avec le banditisme, si mafia et bandistisme ne faisaient qu'un ou si le banditisme était une dérivation de la mafia.
Mafya'yla Jandarma'nın birlikte hareket ettiklerini göremiyor musun?
T'as pas compris que carabiniers et mafia se sont mis d'accord?
Jandarma'yla işbirliği yaptığını yazıyor.
Il est dit que tu es de mèche avec les carabiniers.
Jandarma.
Les carabiniers.
"Defter Jandarma'nın elinde." dediğimde yalan söylemiyordum.
Je dis la vérité : les carabiniers ont le document.
Jandarma'ya adamın adı hiç verilmemiş.
Ce nom n'a pas été communiqué aux carabiniers.
Onu öldürmek istediklerinde Albay'ın ve Jandarma'nın hayatını ben kurtardım.
J'ai sauvé la vie du colonel des carabiniers quand ils ont voulu le tuer.
Ama jandarma gelince uyanacaksınız çünkü işlediğiniz suçun cezası hapis!
Vous le comprendrez quand les gendarmes vous emmèneront en prison! Pourquoi?
Jandarma emir demektir.
- L'Ordre, c'est toujours impopulaire.
Şimdi beni iyi dinleyin. Bildiğiniz gibi, jandarma bir ülkenin çoban köpeğidir.
Le gendarme est comme un chien de berger pour le pays.
Jandarma nedir? Çıplak nedir?
Qu'est-ce qu'un gendarme?
Demek ki, bir jandarma çıplaksa, başka bir çıplağa kolayca yaklaşabilir. Onun jandarma olduğunu kanıtlayan hiç bir şey yoktur.
Donc, un gendarme tout nu ne sera plus un gendarme.
Bir jandarma mı? - Evet.
- Un gendarme...
- Bir jandarma, bir papaz gibidir. - Ya, evet. Bazen, bağışlayıcı olmasını biliyorsunuz.
Un gendarme est aussi un pasteur.
Bu yüzden, uzun süre jandarma olarak kalamayacağım.
Tu as été chic pour la voiture.
Jandarma da orada.
Le tableau.
Duygusal bir jandarma, beni rahatsız eder...
- C'est beau. Un gendarme sentimental m'inquiète, Fougasse.
Baban jandarma olduğu için mi yoksa, tablo çaldığı için mi?
Pourquoi te caches-tu?
Verdiğim köpekler ve üniformalar sizi jandarma devriye yapıyor.
Avec mes chiens et mes uniformes, vous êtes la patrouille.
- Ben Jandarma teğmeniyim.
- C'est le lieutenant de gendarmerie.
Aramadan sorumlu Jandarma Müfettişi.
L'inspecteur de la sécurité chargé des fouilles.
Etrafta bu kadar çok jandarma varken onları suçlayabilir misin?
Avec toute cette police. Peut-on le leur reprocher?
Jandarma! Jandarma!
Sécurité!
Kocam Güney Normandiya'daki jandarma teşkilatında albaydı.
Mon mari le colonnel Lefrançois commandait la gendarmerie de Basse-Normandie.
Jandarma'nın ÜIke güvenliğindeki rolü nedir?
Quel est le rôle de la gendarmerie dans la défense opérationnelle du territoire?
Jandarma'nın ÜIke güvenliğindeki rolü...
La gendarmerie dans la défense opérationnelle du territoire...
Jandarma ve istihbarat.
Le rôle de la gendarmerie dans la mission de renseignement.
Bir jandarma, parmaklıkların ne kadar gerisinde olmalıdır?
A quelle distance d'une herse, un gendarme doit-il se tenir?
Marqui, jandarma yüzbaşısı.
Scarpia, chef de brigands.
Jandarma öldürmek kimseye zarar vermez.
Je me suis laissé entraîner!
- Jandarma mı?
Pour qu'ils ne viennent pas ici.
- Peki, jandarma nedir, Merlot?
- Et un gendarme?
- Dikkat, bir jandarma!
- Attention, un gendarme.
Bir jandarma arabayı geri getirdi.
Un gendarme a ramené la voiture.
Önce, sahte bir kızla başladık, şimdi de, sahte bir jandarma.
D'abord, la fausse fille, et maintenant, un faux gendarme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]