English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ J ] / Jantı

Jantı tradutor Francês

157 parallel translation
Arkadaki altıncı lastiğin jantı gitti.
La jante du pneu 6 est cassée.
Jantın üzerinde geri döneceğiz, hepsi bu.
On va rentrer sur la jante, et voilà.
Jantın üzerinde geri gideceğiz.
On va rentrer sur la jante.
İkisi de, hastanın yüzüne bir tekerlek jantı çarpmasıyla oluşan ağır travma sonucu.
Qui résulte d'un traumatisme violent : le patient a reçu un coup de barre de fer.
İyi haber şu ki, Jantımızı buldum, dev bir çamur yığınında.
Bon, la bonne nouvelle c'est que j'ai retrouvé l'enjoliveur...
Onu temizlemem, parlatmam... ve bir jantını takmam lazım. Sanırım bir saat yeterli olacaktır. Sabah hallederim.
Ouais hé bien, je dois la laver, la cirer, lui remettre un enjoliveur, mais... ça ne prendra qu'une heure je le ferai demain matin...
Bisiklet jantı.
Un rayon de roue de bicyclette.
Lastiğin jantı yüzüne fırlamış. Burnu, çenesi kırılmış ve bilincini kaybedip bayılmış.
La jante du pneu l'a frappé en plein visage, cassant son nez et sa mâchoire.
Jim, teker parmaklık uçlarını çıkarttı. Sonra da jant bağlantı noktalarına baktı.
Jim a dû enlever les rayons pour regarder les jointures.
- Jant bağlantı noktaları nedir biliyor musun? - Hayır.
Vous savez ce que c'est, des jointures?
Saf altın jant kapakları.
Des roues en or massif!
Sevgili dostlarım, Mad Man Mooney'in jant cennetine hoş geldiniz.
Bienvenue chez Mad Man Mooney, le paradis de l'enjoliveur.
Bazıları kuşkulu bir biçimde,... havaya atılmış şapkalara veya jant kapaklarına benziyorlar.
Certaines ressemblent... à des chapeaux ou à des enjoliveurs.
Mezarını çiçeklerle süsleyemedik... ama seni en iyi jant kapaklarıyla uğurluyoruz.
Pas de fleurs sur ta tombe, mais on peut y accrocher les meilleurs jantes et pneus que l'on peut s'acheter.
Akşam Jant ile konuşurum.
Je vais en parler à Janet ce soir.
Jant kapağı çalmayın.
Ne volez pas les enjoliveurs.
İlk arabamı biraraya getirmek için jant kapağı cennetinde çok zaman geçirmiştim.
J'ai passé beaucoup de temps au paradis des Enjoliveurs à assembler cette 1re voiture.
Galiba kardeşin arabaların jant kapaklarını çalıyor.
- Ton frère doit piquer des enjoliveurs.
- Bunlar jant üstünde gidiyor.
- C'est des pneus en fer.
Jant kapakları, mısırlı sosis, ruh...
Enjoliveurs, corn-dog, âme.
- Jant üstünde mi?
- Sur la jante?
- Koca kız gibi altı jant kapağı yürüttüm anne.
- Et j'ai piqué six jantes comme une grande.
Bunun için çok jant sattım Sulugöz.
Ça représente beaucoup de jantes, Cry-Baby.
Michelin XGV model, 75R boyunda, 14 parmak çapında jant için.
Michelin XGV, 75 R 14.
Jant kapağı!
Enjoliveur!
Bir jant kapağı.
Putain d'enjoliveur.
- Jant kapaklarıma ne yaptın?
- Où sont les enjoliveurs?
Dev uzay aracı parıldıyor... Nevada güneşinin altında, tıpkı... dev bir... jant kapağı gibi.
L'engin spatial étincelle dans le soleil du Nevada comme un... enjoliveur géant.
3 düzine jant kapağı.
Trois douzaines de jantes.
Kırmızılı kadın, jant kapağı çaldığı için burada.
Pour la femme en rouge, c'est un vol d'enjoliveurs.
Chris, sendika aidatını ödemiş mi bak. Sonra jant kapağını çıkar, frene bak.
Vois avec le syndicat si ce monsieur a payé ses cotisations... et vérifie-moi ces freins.
"U" kilidini kırmak için kriko kullanmış ve bir kaç jant telini bükmüş.
Il a cassé mon U avec un cric et il a tordu des rayons.
Meksikalı ahbaplardan jant aldım.
Et des pneus larges que j'ai eus en affaire!
İmgelemler de bir çeşit jant ya da ekstra lastik gibi eşantiyonlar.
Les visions, c'est juste un plus, comme des jantes ou un aileron.
Kullanılmış jant kapağı satmak isteyebilirsin, veya bilmiyorum... terlik, iççamaşırı, ne olursa olsun, senin yanındayım.
Tu veux vendre des vieux enjoliveurs, ou je sais pas, des strings, je serai toujours avec toi. Tu le sais.
Jant lastiğin içine girmiş.
Il est complètement à plat derrière.
Jant kapağıyla kazanan, Juni Cortez!
Vainqueur avec un enjoliveur d'avance...
Bir ayı neden jant anahtarına ihtiyaç duyar?
Pourquoi un ours a besoin d'un cric de voiture?
Evlenecek kadar olgunsun da jant değiştirecek kadar olgun değil misin?
Tu es assez mûr pour te marier, mais pas pour changer un enjoliveur?
Beni işten kovduğun için de, jant alacak param yok.
Tu m'as viré, donc j'ai pas de quoi la réparer.
Atlanta'dan bir arkadaş... jant dükkânı var, ismi Vargus.
J'ai un ami à Atlanta. Il vend des lunettes. Il s'appelle Vargus.
84 inç jant bulmak kolay değil!
C'est super difficile de trouver des jantes de 2m.
"Hap alma, jant al."
"Au lieu de drogue, achète des jantes."
Jant kapakları 2 bin dolarlık. Trafik dairesine sordun mu?
- Ce genre de voitures, très peu l'ont.
Neyse ki jant kapakları 2000 dolarlık araba kullanıyor.
Tant mieux pour toi. Tu conduis une BMW avec des jantes à 2000 $.
Jant çalmak için diplomaya ihtiyacın olmadığını biliyorsun değil mi?
Tu sais que t'as pas besoin d'un diplôme pour voler des enjoliveurs?
- Jant, adamım.
- Sans dec?
Saatini aldın, jant kapağını aldın.
Tu as eu ta montre, tu as eu tes jantes.
Bu jant kapağının olayla ilgili olduğunu nerden biliyorsun?
Vous saviez que cette jante nous intéressait?
Ne zamandır böyle güzel bir jant kapağının yol kearında böylece bekleyeceğini düşünüyorsun?
Combien de temps une jante resterait-elle par terre?
En azından hala güzel bir jant kapağı var.
Au moins, elle a une belle jante. Ça vient d'où?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]