English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ J ] / Jardins

Jardins tradutor Francês

670 parallel translation
Sevgiyle ilgili olsaydı bahçelere gömülmüş cesetler çıkmazdı.
Si il s'agissait d'amour, alors il n'y aurait pas de corps enterrés dans les jardins de part et d'autre de la rue.
Seal Rock Çay Bahçesi ve Mangal
"ROCK SEAL" JARDINS DE THE ET RÔTI
Makine çarklarının her dönüşüyle altınlar kazanan babaları evlatları için Sonsuz Bahçeler mucizesini yarattı.
Les pères pour lesquels chaque rotation de roue mécanique signifiait de l'or avaient offert à leurs fils le miracle des Jardins Éternels.
Hastalandığın akşam bir zamanlar en iyi arkadaşlar...
Le soir où vous êtes tombé malade ceux qui furent un jour les meilleurs amis... pour cette femme l'autre... le même soir les Jardins Éternels sont délaissés...
Barakaların arkasındaki bahçede yakaladık.
On l'a attrapé... Dans les jardins derrière les bâtiments...
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Il est arrivé... J'en sais comment dans les jardins...
" Bir gün küçük prenses kraliyet bakçesinde gezinirken önceden hiç hatırlamadığı güzel pembe bir gül fark etti.
" Puis un jour, alors que la petite princesse se promenait dans les jardins, elle remarqua une ravissante rose qu'elle n'avait jamais vue auparavant.
- Üniversitede okurken çalışıyorsunuz. Üzgünüm ama ben zaten Klik, Pik, Hik, Tik Gaf, Staf, Laf ve Çaf'a üyeyim.
Désolé, mais je suis déjà abonné à Jardins,
Bahçeyi severim.
J'aime les jardins.
Bahçeler ve evler.
Des jardins et des maisons.
Her oda gün ışığı alacak, her yerde herkes için çocuk parkları olacaktı.
Des maisons lumineuses, des jardins pour les enfants partout!
Güzel bahçelerde açılan şezlongları orman ve çayırlarda açılan piknik sepetlerini hayal ederdim.
J'imaginais mon bureau dans des jardins superbes, je me voyais dans les bois avec mon panier.
İlkbaharda bahçeler çok güzel olur.
Les jardins sont si jolis.
Bahçeler yanıyor ve ateşler bu tarafa doğru geliyor.
Les jardins brûlent. et les flammes viennent par ici. Allons nous en.
Sihirli bahçeler gerçek aşkın bana seni getirdiği yerde parfüm... kokusu yayıyorlar.
Les jardins magiques Parfument la brise Où le grand amour
Bahçeyi görmek isterdim. Bana etrafı gösterir misin?
Me guiderez-vous dans les jardins?
Evliliğimizin ilk on yılında 24 tane bahçe kurdum.
J'ai planté 24 jardins dans les dix premières années de notre mariage.
- Yaklaşık 250. - Geniş bir ev mi? - Hayır, küçük bir ev.
Voilà ce que je vais faire... notre spécialiste des jardins viendra voir.
Parka gitmesi gerekmez mi?
Les jardins publics sont là pour ça.
Ayrıca Tiber kıyısındaki gezi yerleri,.. ... kendi bağları, bahçeleri, fidanlıkları hep size kalıyor, size bırakıyor hepsini size ve mirasçılarınıza dünya durdukça.
En outre, il vous laisse tous ses jardins, ses tonnelles, ses jeunes vergers de ce côté du Tibre.
Anne, tapınak arazisinde oynayacağız. Ya partiniz çok uzun sürerse?
Nous, on va jouer dans les jardins du temple ou du sanctuaire, mais comment fait-on si ton dîner de bienvenue se prolonge?
Bahçelere bakan bahçıvanlar..... ve bir ağaç uzmanı vardı.
Il y avait des jardiniers pour s'occuper des jardins et un arboriculteur sous contrat.
Kalktıktan sonra, villa bahçeleri arasında ıssız bir yalnızlıkla dolaşacağım.
Une fois debout, j'irai me promener dans les jardins de la villa Borghèse pour savourer ma solitude.
Her yeri araştırdım. Tavan arası, bodrum, bahçe. Yok, yok, yok!
J'ai fouillé partout : greniers, sous-sols, jardins, y a rien.
Bahçeleri ve çitleri olan güzel evler görüyorum.
De jolies maisons, avec jardins et clôtures.
Sizin Şam'daki kutsal tapınağınızın.. .. bahçesinde 500 kadın var.
Tu as un temple profane à Damas qui compte 500 femmes des jardins du temple.
Hiç bir kafir onun kutsal huzuruna giremez, ya da tapınağın bahçesine.
Aucun infidèle n'est admis en sa présence sacrée, ni même dans les jardins du temple.
Ben bahçeleri duydum.
J'ai entendu parler des jardins.
- Cennetin bahçelerini.
- Et des refuges dans les jardins.
Tapınak bahçelerin dolaşmak, bir ölümlü için unutamayacağı bir duygudur.
Arpenter les jardins du temple est une sensation qu'aucun mortel ne peut oublier.
Sanırım çocuklarını koşullandırmak ve sınamak için kullanmışlar. Bizim çocuklarda kullandığımız parmak boyamaya benziyor.
Je pense qu'ils l'utilisaient pour faire passer des tests a leurs enfants... un peu comme nous employons la peinture... dans nos classes de jardins d'enfants.
Sabahleyin pencereyi açıyorsun bahçenin yeşilini görüyorsun.
Le matin, tu ouvres la fenêtre, il y a le vert des jardins.
O seni seviyor. Hayatını mahveder.
Ma femme aimait ces jardins d'agrément.
Hampton Sarayı labirentinde buharlı bir çekici!
Une locomotive dans les jardins royaux.
Bir müteahhit olabilir ya da toprağı bahçelerle süsleyebilirdi.
Il aurait pu bâtir des maisons ou planter des jardins.
Paterno'daki mülkler, caddedeki evler, ve dünyaya gözlerini yumduğunda, kayınbiraderim Rosario'nun bağı.
Les jardins de Paterno, les immeubles de l'allée et après ma mort, les vignobles de mon beau-frère.
Ne muhtesem bahçe!
Quels jardins magnifiques!
Adam bahçelerin varlığını hatırlar.
Il se souvient qu'il existait des jardins.
Ama babam yaşlı ve ben Kordoba'nın yok olan bahçelerini özlüyorum.
Mais mon père est âgé... et moi... j'ai la nostalgie des jardins perdus de Cordoue.
Ama bahçeler için savaşmak lazım.
Mais avant les jardins, il y a la guerre.
Bayan Dubose, Bellingrath bahçeleri bile sizin çiçeklerinizin... yanında hiç kalır.
Mlle Dubose, les jardins de Bellingrath n'ont rien de comparable... à vos fleurs.
Milletin bahçesinde zarar vermezler. Mısır haznelerine yuva yapmazlar.
Ils ne pillent pas les jardins, ne nichent pas dans les cribs à maïs.
Seninle birlikteyim. Cennet bahçesinde, Adem ve Havva olarak.
Je suis avec toi, dans les jardins de l'Eden, Adam et Eve.
Bir gün sana bakan köylüler seni baronun köşküne götürdüler.
Un jour, les paysans qui te gardaient t'amenèrent dans les jardins du baron.
Palais Royale'deki merkez bahçeyi biliyor musunuz?
Vous connaissez les jardins du Palais-Royal?
Sıralı sütunların yanındaki Palais Royale'deki merkez bahçede.
Il est dans les jardins du Palais-Royal. Sous les arcades
Örümcekkuşu az ağaçlı kırsal alanlar, zeytinlik ve bahçelerde yaşar.
.. dans les lieux boisés, les oliveraies et les jardins.
Sanırım buradaki ağaçlarla yeşillikleri de satın almışım.
dire que j'avais acheté ça pour les arbres et pour les jardins.
Piramitler de öyle. Ve Babil Bahçeleri de.
Les pyramides et les jardins de Babylone existent aussi.
Bahçe mahsullerini, buradaki halka satıyorlar.
Ils vendent les produits de leurs jardins aux gens de la ville.
Hayır, şatonun alt tarafında bir çayır.
- Non, ce sont des jardins.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]