Jip tradutor Francês
201 parallel translation
Bir jip alıp subaylarını götüreceğim.
Je les emmène en jeep.
Ona jip kiralayacak kadar aptal olmak için... Kafasındaki tüm kasları esnetmiş olmalı.
Elle doit être débile pour lui avoir loué sa jeep!
Öyle kayıtsızsın ki bana jip bile kiraladın. Taksi hizmeti vermiyorum.
Vous refusez même de me louer la jeep.
Evet, jip tecrübem vardır. Malûm, aşinalık.
Oui, je les connais un peu.
Tamam, jip hazır...
On va pouvoir transporter le...
Bir jip dolusu silah ve cephanemiz var.
On a une jeep bourrée de munitions.
Egan, bana şoförlü bir jip ayarla.
Egan, une Jeep et un chauffeur!
Bir jip ve şoför ayarla gördüğün bu adam Laval'a gitmek istiyor.
Trouvez-lui une Jeep, qu'il soit conduit à Laval.
Jip'i hazırla.
Allez chercher la jeep.
Bir düzine kadardılar. 2 adet jip.
Ils étaient une douzaine dans 2 jeeps.
Bu jip bu tarafta ilerleyecek. Bu da bu tarafta.
Déplacez ce véhicule ici et mettez celui-ci là-bas.
Bu gece jip ile döndüğünde, bir şey olduğunu anladım.
Quand vous êtes revenu ce soir, j'ai su que quelque chose était arrivé.
Ne jip, ne araba, kaldık yine yaya...
On débarque en voiture, mais on repart à pied!
Tümgeneral Lathbury ve Albay Frost özel jip filosuna ne olduğundan... -... haberdarlar mı?
Lathbury et le colonel Frost sont-ils avertis pour les jeeps?
Bu adamı senin jip olmadan şehre götüremeyiz.
On ne pourra pas emmener ce type en ville sans votre jeep.
Jip bulduğumuz için şanslıydık çünkü bir gün önce elimizdeki tek jip bozulmuştu.
Nous avons eu de la chance, car le jour avant, la seule Jeep que nous avions s'est cassée.
- Oraya hemen vinçli bir jip götür.
- Prenez une jeep et filez là-bas.
Bir lazerli Jip istedim.
J'ai fait venir une jeep en renfort.
Buradan buyurun beyler jip şu tarafta.
La jeep est par là.
- Acaba bu jip kimin?
- A qui peut être cette jeep?
Eğer ağır bir silahımız olsaydı bu jip tam da olması gereken yerde.
Il suffirait d'être armé. Et cette jeep est exactement là où il faut.
Binlerce kişi hem de, jip ve tanklarla gelmişler!
Par milliers, avec des Jeeps et des tanks, ils sont en train de nous tuer!
Bizim jip havaya uçuyor ve onun minibüsü çalışmıyor.
Notre jepp est H.S. et son pick-up en rideau.
İki araba ve bir jip,
Deux voitures et une Jeep,
2D4S959, 70lerin sonu bir Jip.
"2.D.4.S.959." C'est une Jeep, modèle fin des années 70.
Jip Bunker Weiss'ınmış, dostumdur.
Propriétaire : Bunker Weiss. C'est mon copain.
- Eski Jip'in yanında bir durum var.
Il se passe quelque chose près de la vieille Jeep.
Yanınıza iki jip ve bir haftalık erzak alın.
Prenez 2 Jeeps et assez de rations pour une semaine.
Burada uzun süre kalamazdık, üstelik jip de işe yaramıyordu.
On peut pas rester ici longtemps, et la Jeep a rendu l'âme.
Gitmeden önce jip, telsiz ve telefon için zayiat formunu doldurman gerekiyor.
Avant de partir, vous devrez remplir une déclaration d'accusation... pour la Jeep, la radio et les téléphones.
Kusura bakma ama, Gregg jip parçalamada uzmandır. Bu da, Doğa Kaynaklarını Koruma Kuruluşu'na karşı davranışlarını pek açıklayamıyor.
Sa spécialité, c'est bousiller des Humvees, pas d'expliquer le comportement des primates au président.
Jip 7.15 konumunda olsun.
- Le fourgon militaire sera en place. - 7h15?
Bu harika bir jip!
C'est une superbe jeep!
O eski dediğin jip aslında bir tür zırhlı araç olarak yapılmış.
Cette Jeep est blindée.
Araba kazası, biri jip, biri kamyon.
AVP, 4x4 contre camion.
Doğru. Philip ve Diane Evans adına kayıtlı bir jip, Roswell, New Mexico.
Une jeep au nom de Phillip et Diane Evans...
Brian'a yakışacak. Jip'i hakkında nasıl hisseder bilirsin.
Brian va faire une crise, tu sais comment il aime son 4x4.
Bu arada, Jip'i boyattığını farkettim.
Au fait, j'ai remarqué que tu avais fait repeindre la jeep.
Bu sabah bir jip kazasında öldüler. Detaylar burada.
Ils ont été tués ce matin dans un accident.
Albay Cassidy benden jip kazasında öldüğünü iddia ettiği iki er için ailelerine mektup yazmamı istedi.
Le colonel m'a demandé d'établir des certificats de décès pour 2 soldats qui seraient morts dans un accident de voiture.
Perc, jip gerekecek.
Perco! Trouvez une jeep.
Niye pazartesi için Jip, Salı için Audi, ve Çarşamba için Boxter almıyorsun?
Pourquoi t'achètes pas la Jeep pour le lundi, L'Audi pour le mardi et la Boxter pour le mercredi.
Los Angeles, Utah jip.
Los Angeles, Utah, la jeep.
Jip e git, bunun bir parçası olmak zorunda değilsin.
Retourne à la Jeep. Tu n'es pas obligée de voir ça.
İIk önce jip kazasında ölmemişsin... sonra Hans ve Fritz botlarını almışlar.
D'abord, vous survivez à l'accident en Jeep... ensuite Hans et Fritz vous prennent vos bottes.
Jip çalışıyor!
La jeep démarre.
1986 model Grand Wagoneer Jip.
une Jeep Grand Wagoneer de 1986.
John filmde her şeyi anlattı jip'teki kadın ve Aslan'ın yanındaki çocuklu yaşlı adam hakkında...
John a tout raconté dans son film, la femme morte dans le pick-up, le vieil homme et le gamin chez Aslan,
- Jip kiralık değil.
La jeep n'est pas à louer.
Jip nerede?
- Où est la jeep? - Là.
Jip her zaman seksidir.
La Jeep est toujours excitante.