English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ J ] / Jolies

Jolies tradutor Francês

3,267 parallel translation
Hoş, bolca güzel kız var.
C'est sympa. Beaucoup de jolies filles.
Çiftler denizi arasında şirin kızlar görmek için salonu süzüyorsun.
Tu scrutes la salle à la recherche de jolies filles... parmi tous les couples.
- Şirin kızlar.
- Les jolies filles.
Güzellere at!
Lance-les aux jolies filles.
Güller ne hoş, Nobbs.
Jolies roses, Nobbs.
54 umutlu kişiden 10'a düştü.
De 54 jolies prétendantes à 10.
Yani ilgimi çeken bekar hatunlar benimle buluşmak için can atmıyor mu?
Donc il n'y a pas de jolies filles qui rêvent de me rencontrer?
Minicik gülüşün de tatlı minicik kıyafetlerin de tatlı, minicik kıçın da tatlı.
T'as ce joli sourire, ces jolies fringues et ce joli cul.
"Kendi ruh eşlerini bulmaları için burada olmalılar."
"Des jolies filles et de beaux garçons.."
"Kendi ruh eşlerini bulmaları için burada olmalılar." "Bizim tarzımız biraz farklıdır."
"Des jolies filles et des beaux garçons.."
- Güzel güller.
Jolies roses.
Harika ayakkabılar.
- Jolies chaussures.
- Güzel ayakkabılar.
- Jolies pompes.
Havlularımla yapmış olamazsın!
{ \ pos ( 192,230 ) } Pas mes jolies serviettes!
Ne heba edilmiş bir yakışıklı erkek.
Ces jolies fesses sont une grosse perte.
Herkesin dudaklarınla alay ettiğini biliyorum ama bence çok şirin ve koruman gerekir.
On se moque de tes lèvres, qui sont jolies et à hydrater.
İkimizin de bekâr olduğunu ve dudaklarını şirin bulduğumu göz önünde bulundurarak benimle mezuniyet balosuna gelir misin diye merak etmiştim.
Vu qu'on est tous les deux célibataires et que tes lèvres sont jolies, je me demandais si tu viendrais avec moi au bal?
çok tatlılar, değil mi?
Elles sont trop jolies!
Ben daha fazla para kazansaydım, işten izin alıp güzel kızlara denizaltı gezisi yapardım.
Moi, j'inviterais de jolies filles à faire un tour de sous-marin.
Çok güzeller.
Elles sont si jolies!
- Fena.
- Pas jolies.
Ayakkabıların güzelmiş.
Jolies chaussures.
Kıyafetlerini değiştirip düzgün bir şey... -... giymesini istedim. - Tamam.
Je lui ai dit de changer de fringues, plus jolies.
Bütün küçük kızlara ne kadar güzel oldukları söylenmeli. Bütün küçük kızlara ne kadar güzel oldukları söylenmeli.
On devrait toujours dire aux petites filles combien elles sont jolies, qu'elles grandissent en sachant combien leur maman les aime.
Sasha Bingham'un güzel yüzü ve harika memeleriyle daha filmin bir sahnesini bile çekmeden ülke dışında bu filmi satıp, paranın amına koyacağız.
Avec le joli minois de Sasha Bingham et ses jolies nichons. Je peux déjà vendre à l'international comme ça, on sera déjà tranquille avant d'avoir tourné une scène.
Tatlı işaretler.
Les jolies affiches.
Sadece güzel kızlara içki ısmarladım.
Je les offre pas au hasard, juste aux jolies filles.
Her zamankinden daha güzel orospular bulmuşsun amca.
Des chiennes bien plus jolies que tes habituelles, mon Oncle
Botların güzelmiş.
Jolies bottes.
Çok gösterişliler.
Oh, elles sont si jolies.
Çok güzeller, efendim, teşekkür ederim.
Elles sont jolies Mme Celia. Merci beaucoup.
Güzel kızların politikayla ilgileneceğini düşünmezler.
La police pense que les jolies femmes ne font pas de politique.
Doktoramı bitirmek üzereyim. Yabancılara, anaokulu öğretmenlerine ve güzel hosteslere daima sıkıcı gelmişimdir.
Je finis tout juste mon doctorat et j'ennuie tout le monde, les gamins de maternelle, les jolies hôtesses...
Lütfen, Beth'e hiç şans vermediniz ayrıca diğer yeni taşınan kişiye de. Masalarına kimsenin oturmasına izin vermeyen sevimli kötü kızlar gibisiniz.
Vous n'avez laissé aucune chance à Beth, et de l'avis d'une autre nouvelle, vous ressemblez... aux filles jolies et méchantes qui réservent leur table de cantine.
ama bak ne kadar güzeller.
Mais elles sont jolies!
Eminim... pek fazla güzel kadın gelmez buralara.
Les jolies femmes ne courent pas les rues par ici.
Aptal ve şirin şeylerin çekiciliğini asla küçümsemeyin.
Les jolies idiotes ont leurs fans.
- Artı, bungalovda yaşıyorsun. Cinayet filmi kurbanları malikanelerde yaşar.
- Et les héroïnes de slashers vivent dans de jolies maisons.
Leonel benim için basacak, umarım güzel çıkarlar.
Leonel va me les imprimer, j'espère qu'elles seront jolies.
Bunlardan birtanesine New York'tan bir kral dairesi ve üstüne de para verirler.
Jolies? Tu pourrais t'acheter un loft à Soho, et on te rendrait encore la monnaie.
Chris'i görmeye mi gittin?
Jolies chaussures. Tu es allée voir Chris? - Oui, je lui ai rendu visite.
Tanrım, neden her seksi hatun beni istiyor? - Çıkarın onları dışarı.
Toutes les jolies nanas me veulent?
Orada iyi çekimler yapmak zor değildi.
C'était assez facile de faire de jolies prises de vues la-bas.
Tüm bu bokları bırakalım, Nong hangi cehennemde?
Très jolies. J'ai même vu le bar. Les conneries, ça suffit.
Bekar erkeklerin iş gezilerinde çekici meslektaşlarına asılmaktan nefret ettiklerini çok iyi bilirim.
Je sais que les hétérosexuels n'ont aucun intérêt pour leurs jolies collègues en voyage d'affaires.
Hepsi çok güzel.
Elles sont toutes si jolies.
Erkekler senin gibi güzel, normal kızlardan hoşlanırlar.
Les hommes adorent les jolies filles comme vous.
Şuna bak. Etten yapılmış bir rende gibi.
Jolies tablettes de chocolat.
Popon çok güzel.
Très jolies fesses.
Bunlar güzel. Güzel mi?
Elles sont jolies.
Güzel pastaları vardı.
Celle avec les jolies quatre-quarts.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]