Jonas tradutor Francês
1,873 parallel translation
Kendi ülkene savaş açıyorsun, Jonas.
Vous déclarez une guerre à votre propre pays, Jonas.
Jonas Hodges'ın elinde askeri düzeyde biyolojik bir silah var.
Jonas Hodges possède une puissante arme biologique.
Jonas Hodges Beyaz Saraya'a geliyor.
Jonas Hodges vient à la Maison Blanche.
Jonas Hodges'ın buraya geldiğini mümkün... olduğunca az kişinin bilmesini sağla.
{ \ pos ( 192,205 ) } assurez-vous que peu de gens sachent qu'il vient.
Bence hava saldırısını iptal ettiniz çünkü... Jonas Hodges'in elinde biyolojik silah başlıkları ile donatılmış füzeler vardı. Kendilerine karşı yapılacak herhangi bir harekat olursa füzeleri kullanmakla tehdit ettiler.
- Je pense que vous l'avez annulée, car Hodges possède des missiles sol-sol armés avec l'agent pathogène, et qu'il menace de les utiliser si on agit contre lui.
Jonas Hodges bir hain ve terörist.
Jonas Hodges est un traître et un terroriste.
Jonas, bu görüşmeyi kabul ettim. Çünkü söyleyecek neyin olduğunu duymak istedim.
J'ai accepté de vous rencontrer parce que... je voulais entendre ce que vous aviez à dire.
Aklını mı kaçırdın sen? Jonas, füzelerini etkisiz hale getirdik.
Jonas, nous avons détruit vos missiles.
Bay Bauer, Bay Hodges... tutuklandı.
M. Bauer, Jonas Hodges a été arrêté.
Jonas, füzelerini yokettik.
Jonas, on a détruit vos missiles.
Görünüşe göre Jonas Başkanla toplantıdayken işler biranda kontrolden çıkmış.
Jonas s'est retrouvé dans une sorte de réunion politique avec la Présidente et les choses ont mal tourné.
Jonas Hodges'ın avukatısınız.
Vous êtes l'avocate de Jonas Hodges.
Merhaba Jonas.
Bonjour, Jonas.
Jonas, sen oldukça zor bir durumdasın.
Jonas, vous êtes dans une position très compliquée.
Korunuyor olacaktın, Jonas.
Vous auriez été protégé, Jonas.
Sanırım bunun için biraz geç, Jonas.
Je pense qu'il est un peu tard pour ça, Jonas.
Jonas Hodges asla geri adım atmaz.
Jonas Hodges était absolument sans remords.
Jonas Hodges hakkında istediğini söyleyebilirsin. Ama gerçek şu ki o bugün bize aradığımız fırsatı sundu.
Et tu peux dire ce que tu veux à propos de Jonas Hodges, mais le fait est qu'il nous a offert une opportunité aujourd'hui.
Savcıyı araman gerek. Jonas Hodges için tanık koruma programı isteyeceğiz.
Il faut que tu appelles le Procureur Général pour qu'il rédige un accord de protection de témoin pour Jonas Hodges.
Jonas Hodges şuan FBI'da. Jack Bauer da varmak üzeredir.
Jonas Hodges est au FBI et Jack Bauer y sera bientôt.
Jonas Hodges kırık bir dişliydi. Teşkilat ondan kurtuldu.
Jonas Hodges était imprévisible et le groupe se porte mieux sans lui.
Bu Jonas Hodges'ın hapishaneden çıkış bileti,... bu kahrolası herif kardeşimin ve... bir çoklarının ölümünden sorumlu.
C'est une carte de sortie de prison pour Jonas Hodges, le bâtard responsable de la mort de mon frère et de tant d'autres.
Jonas Hodges'ı öldürmek dışında, hayır.
A part tuer Jonas Hodges, non.
Başsavcıyı arayıp Jonas Hodges için tanık koruma programı hazırlatmanı istiyorum.
Il faut que tu contactes le procureur général pour qu'il rédige un accord de protection de témoin pour Jonas Hodges.
Jonas Hodges'i öldürmek dışında yok.
À part tuer Jonas Hodges, non.
Jonas Hodges serseri mayının tekiydi. Teşkilat ondan gayet güzel bir şekilde kurtuldu. Hem çılgınlığı sayesinde de bize bir iyilik yapmış oldu.
Jonas Hodges était dangereux, et son départ est bénéfique au groupe mais, malgré sa folie, il nous a rendu service.
Konu Jonas Hodges.
C'est Jonas Hodges.
Olivia, annen bana Jonas Hodges ile yapılan anlaşmadan bahsetti.
Olivia, ta mère m'a parlé du marché qu'elle a dû passer avec Jonas Hodges.
Jonas Hodges bir gün yargılanacak.
Jonas Hodges sera jugé un jour.
Jonas Hodges az önce öldürüldü.
Jonas Hodges a été tué.
Adalet Bakanlığı Jonas Hodges cinayeti ile ilgili soruşturma başlattı.
Le département de la Justice enquête sur l'attentat contre Jonas Hodges.
Federal Tanık Jonas Hodges'in öldürülmesi ile ilgili ifade vermektedir.
{ \ pos ( 192,230 ) } concernant l'homicide du témoin fédéral Jonas Hodges.
Öldürülene dek, Jonas Hodges'in yerini bilen herkesi sorgulamamız gerekiyor.
{ \ pos ( 192,230 ) } Nous entendrons toute personne au courant des faits et gestes de Hodges
Ölümünden önce Jonas Hodges bize biyosilahın imal edilmesine katkıda bulunan kimi gruplardan sözetmişti.
Avant sa mort, Jonas Hodges a annoncé qu'un autre groupe l'a aidé à créer cette arme biologique.
Jonas Hodges bir kaç saat önce FBI Merkezi önünde öldürüldü.
Il y a quelques heures, Jonas Hodges a été tué à proximité du QG du FBI.
Ölümünden önce, Jonas Hodges, biyolojik silahın üretilmesine başka grupların da dahil olduğu söylemişti.
Avant sa mort, Jonas Hodges a annoncé qu'un autre groupe l'a aidé à créer cette arme biologique.
Jonas Hodges FBI genel merkezinin dışında öldürüldü.
Jonas Hodges a été tué à proximité du QG du FBI.
Jonas Hodges'ı ortadan kaldırarak, ona kendimi kanıtlamam gerekiyordu.
J'ai dû faire mes preuves en m'occupant de Jonas Hodges.
Michelle'in ölümünden sorumlu insanı ararken sürekli Jones Hodges gibilerle karşılaştım.
Plus je cherchais le responsable de la mort de Michelle, plus je rencontrais de gens comme Jonas Hodges.
Hodges'ın füzeleri ateşlemesini engelleyen bendim!
C'est moi qui ai empêché Jonas Hodges de lancer ces missiles!
Yani Collier Jonas Hodges'ı öldürtmek için adam mı kiraladı?
Tu dis... que Collier a engagé quelqu'un pour tuer Jonas Hodges?
Aslina bakarsan önümüzdeki hafta bana pek uymuyor. "Jonas Kardesler" sehre geliyor.
La semaine prochaine les Jonas Brothers sont en ville.
Kalbime neler olduğunu hisset Jonas.
Sens mon cœur, Jonas.
- Jonas'ın evine geldiler.
- Ils sont chez Jonas Kozelle.
Bildiğiniz gibi Melody Lane faciasının ve Jonas Kozelle'in ölümünün üzerinden bir ay geçti.
Vous le savez, cela fait aujourd'hui un mois qu'ont eu lieu la tragédie de Melody Lane et le meurtre de Jonas Kozelle.
Jonas, selam.
Jonas, salut.
İyi uykular Jonas.
Bonsoir, Jonas.
Jonas Hodges tutuklandı.
Jonas Hodges a été arrêté.
İsmi Jonas Hodges.
{ \ pos ( 192,220 ) } C'est Jonas Hodges.
Sen öyle demez miydin, Jonas?
Vous m'avez appris ça, Jonas.
- O zaman biz de onunla oynarız.
Il veut nous manipuler, Jonas.