English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ J ] / Jungle

Jungle tradutor Francês

2,650 parallel translation
Onu ormana bırakırız.
On va l'abandonner dans la jungle.
Hayır, orman çok uzakta bir kere.
Non, c'est trop loin, la jungle.
Bebek pıtırcığı bir şapkaya koyup ormana atacaksınız
Vous voulez faire disparaître le bébé de Nicolas dans une cabane de la jungle.
"The Jungle" mı *?
La Jungle?
Siz kuş vurmakla uğraşırken, biz burada ormanın içinde savaşıyoruz.
Alors que vous deux sont des tirs oiseaux, nous sommes ici, combats dans la milieu de la jungle.
Affedersin, ben çantamı ormanda bırakmışım, sonra geri dönerken bir baktım, kaybolmuşum.
J'ai laissé mon sac dans la jungle et j'étais en train de revenir... J'ai mis du temps à réaliser que je m'étais bel et bien perdu.
- Bunları ormanda buldum.
- J'ai trouvé ça dans la jungle.
Ormanda ölü buldum.
Il était mort dans la jungle. Je l'ai trouvé.
Bir ay önce ordu taburundan 18 kişiyi bulduk.
Il y a un mois, on a découvert 1 8 membres d'un bataillon de l'armée, juste là, dans notre jungle.
"Ben diğeriyim, sen de diğerisin" tartışmasından nefret ediyorum ama Faraday bizi kurtaracak olan adam şu anda ormanda ölüm yolculuğuna çıkmış durumda.
Désolé de gâcher la conférence "Je suis un Autre, moi aussi", mais Faraday, le mec qui doit nous sauver, marche comme un condamné vers la jungle.
Evet. Sen bacağından vurulup ve ben ormandan çıkıp yaranı sardıktan sonra mı?
Après qu'on vous a tiré dans la jambe et que je suis sorti de la jungle pour vous rafistoler?
Afrika'da ilkel bir kabilenin kaşlarını inceleyerek 3 yıl geçirdiğini duydum.
On m'a dit qu'il avait passé trois ans dans la jungle africaine... avec des tribus primitives pour étudier leurs sourcils.
Dün gece ormanda son parlamadan önce.
Hier soir... dans la jungle. Avant le dernier flash.
Hangi ülke, şehir veya ormana gidersen git... her zaman gizemli olacak.
Dans quel pays, ville ou jungle? Ce sera un mystère même pour moi. Que voulez-vous?
Sonsuza kadar ormanı korumaya mahkum edildi.
Il a été condamné à défendre la jungle pour l'éternité. Maman.
Dünyanın bir çöle dönüştüğünü görüyorum.
Le monde s'est transformé en jungle.
Şu ışıktan sonra, ormanda uyandım.
Après cette lumière, je... Je me suis réveillé dans la jungle.
Pekala. Haydi dağılıp ormanı arayalım.
Bien, on va se disperser, et chercher dans la jungle.
Peki kıyıya çıktıktan sonra neden ormanda öylece dolaşıyordunuz?
Alors vous avez échoué sur le rivage, mais que faisiez-vous dans la jungle?
Bazıları vahşi bir yer olduğunu söylüyor, ama benim için burası cennet.
C'est pas la jungle. Pour moi, c'est le paradis.
Ve işte oradaydım, Nijerya'da bir ormanda mücadele veriyordum.
Et donc j'étais là, à courir à travers la jungle du Nigeria.
Ama ben hala senin Teddy Rist olduğuna inanmıyorum. Afrika ormanlarında aşı taşıdığına da.
Mais, je ne crois toujours pas que vous êtes Teddy Rist et que vous transportiez un vaccin dans la jungle africaine.
- Ormanları aşmak ve de- -
- Dans la jungle et...
- Yalnızca ormanın kıyısına kadar.
- Il ne dépassera pas la jungle.
... dedi ki sen ormandaki bir köye aşı götürüyormuşsun.
... m'a dit que tu apportais un vaccin à un village dans la jungle.
Bundan sonra ormanlarda başıboş dolaşmak yok.
Je n'ai vraiment plus de raison de me traîner dans la jungle.
Düşmanlar varken ortalıkta öylece dolaşamazsınız.
Mieux vaut éviter la jungle à cause des Hostiles. "Les Hostiles"?
Bir uçak varsa Jin bulur. İçeri girmek için on dakikamız var yoksa uzun süre ormanda kamp yaparsınız.
Mais là, si on n'arrive pas au port dans dix minutes, préparez-vous à camper dans la jungle pendant longtemps.
Ormanda dolaşıyordu.
Il errait dans la jungle.
Sayid bileklerinde kelepçelerle ormandan çıktı.
Sayid vient de sortir de la jungle en menottes. Quoi?
Ormanda dolaşırken adamlarıma yakalanmış.
Il courait dans la jungle et s'est fait capturer par mes hommes.
4 yıl önce ormana kaçmıştım ve beni Richard bulmuştu.
Il y a quatre ans, je me suis enfui dans la jungle et Richard m'a trouvé.
Ormanda ne işin olduğunu söylemeni istiyorum.
Il faut me dire ce que vous faisiez dans la jungle.
Siz düşmanlar bu ormanların kralısınız.
Vous autres Hostiles êtes censés être les rois de la jungle.
- Çünkü ormanda uyandığımda ve adaya geri döndüğümü fark ettiğimde bunun için bir sebebim olmadığını hissettim..
Parce que... quand je me suis réveillé dans la jungle et que j'ai compris que j'étais revenu sur l'île, j'ai trouvé tout cela absurde.
Sanki ormanın ortasında vahşi bir kabile bulmak gibiydi ağaçların arasından çıkıp, "Fear Of The Dark, en sevdiğim albüm!" diye bağırıyorlar.
On se sentait comme si on avait découvert une tribu dans la jungle. Et ils criaient : "'Fear Of The Dark est le meilleur album! "
Dharma'yı katledip buraya yerleşmeden önce ormanda yaşıyordunuz, buraya yerleşmek tam olarak kimin fikriydi?
Vous viviez dans la jungle. Puis après avoir tué ceux de Dharma, vous avez emménagé ici. Je me demandais qui en avait eu l'idée.
Çünkü ormandan gelmek üzere olan şey, kontrol edemeyeceğim bir şey.
Ce qui va sortir de la la jungle n'est pas sous mon contrôle.
Sadece ormana gitmeden önce bence tüm seçeneklerimizi gözden geçirmeliyiz.
Tout ce que je dis, c'est qu'avant d'aller dans la jungle, on devrait explorer toutes les options.
Ama belki uzaklarda bir ormana falan taşınsak bizi bulamazlar.
Mais ils ne pourront pas nous trouver si on va se cacher loin, dans la jungle.
- Ben vahşi hayattayım.
- Dans la jungle.
Orada, ormanda. "
Dehors, dans la jungle.
Ormanın ortasında bir gemi bulduk.
On trouve un bateau au milieu de la jungle.
Ormanda Christian Shephard'ı gördü. "Baba?"
Elle a vu Christian Shephard dans la jungle.
... ormanın derinliklerinde bir yeri ziyaret etti.
Ils se sont donc rendus dans un endroit reculé de la jungle, pour trouver des réponses
Aynı sırada Ben, ormanda paralı askerleri tuzağa düşürmeye çalışıyordu.
Et dans la jungle, Ben mena les mercenaires dans un piège.
Phil, bütün gün ormanda koşturup durdum şu gelişme her neyse biraz bekleyebilir.
Je viens de passer la journée à courir dans la jungle. - Quoi que ce soit, ça peut attendre.
Denizaltıya el koyup kimse fark etmeden adadan gidebiliriz ya da ormana dönüp en baştan başlayabiliriz.
On peut réquisitionner le sous-marin et débarrasser le plancher avant qu'ils ne remarquent notre départ, ou retourner dans la jungle et repartir de zéro.
Dışarıda işler çok kötü malum.
C'est la jungle, dehors.
Değişiklik için başka bir yere gitmek istemez misin?
J'adorerais aller en Afrique, voir autre chose, la jungle!
- Roger! - Ne? Tanrım!
J'étais sur ses talons tandis qu'il a fait l'orgie pendant plus de 300 km de jungle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]