Junuh tradutor Francês
120 parallel translation
Jones ve Hagen'ın iyiliğinden bana ne.
Junuh aurait pu vaincre
Junuh onları gözü kapalı yener.
Jones et Hagen les yeux fermés.
Junuh sıralamada bunu üç kere kazandı.
Junuh l'a gagné 3 fois d'affilée.
Benim yçocukluğumda, her kasabanın bir kahramanı vardı. Bizimki de Rannulph Junuh'dı.
Chaque ville a son héros et le nôtre était Rannulph Junuh,
Bayanlar, baylar, Junuh golf tarihinin en zor vuruşunu yaptı.
Junuh affronte le coup le plus difficile de l'histoire du golf.
Bütün bunlar ben doğmadan önce olmuştu. Ben onu hiç seyredemedim. Ama Junuh'un bu ülkenin en iyi golfçüsü... olduğunu söylerler.
Je ne l'avais jamais vu jouer, car c'ètait avant ma naissance mais Junuh était en passe de devenir le plus grand golfeur du pays.
Junuh ve kasabadaki herkes onun Savannahlı gençlerin... savaştaki lideri olacağını biliyordu.
Junuh et toute la ville croyaient que son destin était de mener les jeunes hommes de Savannah au combat.
Junuh unutmayı, ve unutulmayı umarak... ortadan kayboldu.
Junuh disparut... espèrant oublier et être oublié.
Junuh eve geldiğinde on yaşındaydım..
J'avais 10 ans quand Junuh revint à Savannah.
- Junuh ikisini de haklar.
Junuh pourrait les balayer.
- Siz delirmişsiniz. Junuh ölü sincabı çuvala tıkamaz.
Junuh ne balaierait même pas un opossum mort.
- Ya Yüzbaşı Junuh?
Et le Capt. Junuh? Qui?
- Kim?
- Le Capt. Junuh.
Yüzbaşı Junuh. Babam Savannah'ın en iyi golfçüsü olduğunu söyler.
Papa dit qu'il est le plus grand que Savannah ait eu!
- Junuh Savannah'da doğdu ve büyüdü.
Nê et élevé à Savannah.
Yüzbaşı Junuh?
Capitaine Junuh?
Peki, ne kadar sarhoş olmak yeterli olacak, - Yüzbaşı Junuh?
Comment c'est, assez saoul?
Ben de Junuh'u taşırım!
- Et je porterai Junuh!
- Geçerken uğradım, Junuh. Ama aslına bakarsan Savannah'dan daha önemli bir şey yok.
Une violation, mais d'importance vitale pour Savannah!
Bu hayatta bir kere başına gelecek bir şans, Junuh.
Ceci est une occasion unique dans une vie, Junuh.
Savannah'ın sana ihtiyacı var, Junuh!
Savannah a besoin de vous!
- Sanırım neden burada olduğumu biliyorsun, Junuh.
Tu dois savoir pourquoi je suis ici.
Bu işe yarar mı, Junuh?
Est-ce que ça te convaincrait, Junuh?
İyi bari Junuh.
Eh bien, parfait, Junuh.
Umarım bundan bizim için ağladığım izlenimine kapılmazsın Junuh, Çünkü bizim için ağlamıyorum.
J'espêre ne pas avoir donné l'impression de pleurer sur nous... car ce n'est pas le cas.
Hayır, kesinlikle istemedin, Junuh.
Certainement pas, Junuh.
Ve diyorlar ki, Bagger Vance nasıl Junuh'nin yardımcısı oldu. Tamam.
Et ce serait ainsi que Bagger Vance devint le caddie de Junuh.
Junuh oynayacak.
Junuh va jouer.
Junus işi bence olmayacak.
En ce qui concerne Junuh, on peut l'oublier.
Bay Rannulph Junuh...
M. Rannulph Junuh.
Bay Junuh Georgia Amatör'ü 16 yaşında kazanarak, bugüne kadar bu ödülü alan en genç kişi oldu.
M. Junuh a gagné le "Georgia Amateur" à 16 ans... Il en est le plus jeune vainqueur.
Bay Junuh savaştan Onur Madalyalı, bir asker olarak döndü... Çünkü ölümcül bir görevi... şeyde... Şeyde...
M. Junuh rentra de la guerre en héros, décoré de la Mêdaille d'Honneur... pour avoir survécu à une mission... dans laquelle presque toute sa compagnie a tragiquement disparu.
Bayanlar ve baylar, Bobby Jones, Walter Hagen... ve bizden Rannulph Junuh!
Mesdames et messieurs... Bobby Jones, Walter Hagen et notre très cher Rannulph Junuh!
Gittiğiniz yerde bu ayakkabılar ihtiyacınız olacak mı Bay Junuh?
Aurez-vous besoin de ces chaussures?
Ben Rannulph Junuh için geldim.
Je suis venu pour Rannulph Junuh.
Ta New York'tan Junuh'ı görmek için mi geldin?
Vous êtes venu de New York pour voir Junuh?
Junuh'ı bir kere seyrettim Sonra ortadan kayboldu.
Je l'ai vu jouer une fois... puis il a disparu.
Ez onları, Junuh! Yakala!
Ecrase-les donc, Junuh!
Tanrı seni korusun, Junuh!
Dieu te bénisse!
- Junuh, onları cehenneme yolla!
Ecrase-les! - File-leur une raclée!
Junuj'un baş yardımcısı olmaya talipmişsin diye duydum.
Tu as donc envie d'être le "forecaddie" de M. Junuh.
Sanırım Bay Junuh'ın ayakkabılarını temizlemek istersin. Sen işine bak bizim sahada bazı ölçümler yapmamız lazım.
Quand tu auras nettoyé les chaussures, on prendra des mesures du parcours.
Junuh biliyordu ki bu turnuvada bir şansı olması için, içindeki iblislerle yüzleşmesi lazım.
Junuh savait que pour avoir une chance dans le tournoi, il fallait qu'il accepte à tout prix ses démons.
Junuh'ın aklındaki soruysa, hangi iblisin işi zorlaştırdığıydı :
Sa seule préoccupation... quel démon allait le faire souffrir le plus?
Sence Junuh kazanabilir mi?
Tu penses que Junuh peut gagner?
- Merhaba, Bay Junuh. Nasılsınız?
Bonjour, M. Junuh.
Bay Hagen ikinci, ve sonra da Bay Junuh.
M. Jones frappera le premier, M. Hagen le deuxième... et M. Junuh terminera.
Junuh başarılı bir açılış vuruşu yaptı, emindim ki böyle devam edecekti.
Junuh ouvrit superbement et j'ètais sûr qu'il ètait lancé.
Ve Junuh, şimdi bile aklıma geldikçe ürküyorum.
Et Junuh? Même aujourd'hui j'en grimace encore.
Beşinci delikten sonra, Junuh beş vuruş geride... ve daha 67 delik var.
Après 5 trous, il avait 5 coups de retard et il lui restait 67 trous à jouer.
Rannulph Junuh'u unutun, nerede olduğunu bulabileceğinizi sanmıyorum.
Oubliez Rannulph Junuh...