Kabletown tradutor Francês
75 parallel translation
Burada şirketimizin Kabletown, k ile yazlıyor, tarafından satın alınmasıyla ilgili endişelere cevap vermek üzere bulunuyorum.
Je suis là pour répondre aux questions concernant notre rachat par Kabletown. Avec un "K".
Ama bunun hepimiz için harika bir fırsat olduğunu düşünüyorum çünkü Kabletown büyük bir şirket.
C'est une grande chance pour nous tous,
Philadelphia'dan olsa bile.
Kabletown est une super société, même si elle est de... - Philadelphie.
Tüm bunlar Kabletown üzerine araştırmalar.
Des recherches sur Kabletown.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Kabletown hakkında fazla bir şey öğrenemedim.
En vérité, j'en sais peu sur Kabletown.
Ama günün ilerleyen saatlerinde beş yıl önce Kabletown için G.E.'yi bırakan eski bir meslektaşımla buluşacağım.
Je vais revoir un ancien collègue qui a quitté G.E. pour Kabletown.
Onu kafalayacağım ve Kabletown'nun nasıl çalıştığını öğreneceğim. Böylece bu firmayı yönetebilmek için gereken hırs, yetenek ve saate bakma yeteneğine sahip adam olduğumu kanıtlayacağım.
Je vais le sonder pour tout savoir sur Kabletown, et prouver ainsi que je suis l'homme doté de l'ambition, du talent et de la ponctualité nécessaires.
Peki Dave, bana Kabletown hakkındaki her şeyi anlat.
Parlez-moi de Kabletown.
- Kabletown.
- De Kabletown.
Bekle... Kabletown fare kapanı mı yapıyor?
- Kabletown fait des souricières?
Kabletown hiçbir şey yapmıyor.
- Kabletown ne fait rien.
Kabletown'nun kıdemli müdür yardımcılarıyla bir toplantı yapmayı istemenin haddime düşmediğini biliyorum, ama sizinle paylaşmam gereken bir şey var.
Je sais que je n'ai pas à convoquer les dirigeants de Kabletown, mais je dois discuter avec vous.
Her yerde Sheinhardt'ın NBC'yi Kabletown'a satacağını konuşuyorlar.
Ils parlent en boucle de Sheinhardt qui vend NBC à Kabletown.
NBC'yi Kabletown adlı bir firmaya satıyorlar, "k" ile yazılıyor.
Ils revendent NBC à une société du nom de Kabletown, avec un "K".
Evet. Ailemin Pennsylvania'da Kabletown'ları var.
Mes parents ont Kabletown en Pennsylvanie.
Federal İletişim Kurulu artık Kabletown'a yapılan büyük çaplı multi-milyon dolarlık satışı inceleyecek.
Le FCC va à présent enquêter sur cette vente à Kabletown. La question à 5,6 milliards :
Bu birleşmenin Kabletown'daki dostlarımıza cazip gözükmesi için seksi ve karlı bir firmaymış gibi gözükmemiz gerekiyor.
Pour que la fusion soit attractive pour nos amis de Kabletown, on doit avoir l'air d'une société sexy et profitable.
Pekala beyler, bu Kabletown tanıtımı tatil öncesi yapmamız gereken son şey.
Votre attention, avant les vacances, il nous reste à faire le spot pour Kabletown.
Yalanlarını söylemeyeceğim Liz Lemon ve Kabletown'dan da mutlu Noeller dilemeyeceğim.
Je ne véhiculerai pas tes mensonges. Et je ne dirai pas : Joyeux Noël de la part de Kabletown.
Kabletown ve tüm TGS size mutlu Noeller diler.
Joyeux Noël de la part de Kabletown et des membres de TGS.
... NBC - Kabletown birleşimi adındaki politik tarlayı biçip geçiyor...
moissonne les voix dans le champ de la fusion NBC-Kabletown...
NBC ve Kabletown'nun birleşimi müşterileri için hiç iyi olmayacak.
" La fusion entre NBC et Kabletown nuira au consommateur.
İdari liderlerine hiç güvenmiyorum ve hala Kabletown'nın kumandansında bir yardımcı tuş var.
"Je n'ai pas confiance en leurs dirigeants, " et la télécommande de Kabletown a toujours un bouton "Aux".
Bütün Kabletown anlaşması buna dayanıyor ve Austin de ticaret yanlısı biri.
L'accord Kabletown repose sur ça, et Austin est libéral.
Kabletown'dan gelen adamlar saçlarının uzadığını fark eder.
Kabletown te remarque. Tes cheveux repoussent.
Kabletown'a geçtiğim için bu muhtemelen benim G.E.'deki sonuncu raporum olacak.
Sans doute mon dernier avec G.E. puisque je passe chez Kabletown.
Ayrıca bu Kabletown konusuyla alakalı, belki de benim için yeni fırsatlar hakkında konuşabiliriz?
Concernant Kabletown, on pourra parler de mes perspectives d'avenir?
Demeye çalıştım şey, sen bir iş dünyası muhabirisin ve ben de Federal İletişim Kurumu'ndan Kabletown anlaşmasının onayını almaya çalışıyorum.
C'est juste que tu es une journaliste, et il me faut l'aval du FCC pour l'accord Kabletown.
Örneğin, bir cumartesi günü Kabletown'dan adamlara etrafı gezdirmek için buradayım.
Par exemple, je suis là un samedi pour accueillir des gens de Kabletown.
Onlar Kabletown yöneticileriydi.
C'étaient les pontes de Kabletown!
Kabletown yönetim kurulu NBC'yi almayı onaylamak için bu hafta toplanıyorlar ve Jack bizim kar ediyormuş gibi gözükebilmemiz için elinden geleni yapıyor.
Kabletown doit approuver le rachat de NBC, il fait tout son possible pour sembler profitable.
G.E. gitti, Kabletown geldi.
Au revoir G.E., bonjour Kabletown.
Kabletown'a yaptığım Jack saldırısın ikinci aşamasına geçtiğim için biraz araştırma yapıyordum.
En phase deux de ma Jack Attack sur Kabletown, j'ai fait des recherches.
Bay Hank Hooper, yeni ana şirketimiz Kabletown'un sahibi bugün ilk defa 30 Rock'ı gezmeye geliyor.
{ \ pos ( 192,240 ) } M. Hank Hooper, { \ pos ( 192,240 ) } propriétaire de notre maison-mère, Kabletown, { \ pos ( 192,240 ) } vient visiter 30 Rock pour la première fois.
Kabletown bir aile şirketidir ve benim geldiğim yerde aileler bir arada yerler.
{ \ pos ( 192,220 ) } Kabletown est familiale, et les familles mangent ensemble.
Eğer Kabletown böyle çalışıyorsa, burada bir geleceğim var mı yok mu bilemiyorum.
Si c'est ça, Kabletown, je n'ai pas d'avenir ici!
Kabletown'da, biz köpek balığı değilizdir.
À Kabletown, on n'est pas des requins.
NBC'nin Kabletown'la lisans harçları için pazarlık edeceğim.
Je négocie les droits NBC avec Kabletown.
Ama NBC ve Kabletown artık aynı firma değil mi?
Ce n'est pas la même société?
Şimdi Winnie the Pooh hastane pantalonu giyen bir kadına yenildikten sonra gidip Kabletown'daki meslektaşlarımla pazarlık etmeliyim.
Là, je dois aller négocier avec mes collègues de Kabletown après avoir été démoli par une femme en survet Winnie l'Ourson.
Evet, Kabletown'nun CEO'su, ama sonsuza dek öyle kalmayacak.
Oui, c'est le PDG de Kabletown, mais pas pour toujours.
Kabletown bir aile şirketi.
Kabletown est une entreprise familiale.
Lemon, baş parmaklarıyla el hareketi yapmanın fakirler için olduğunu düşünüp Kabletown'nun sonraki CEO'su olacak olan kişi kimdir?
Qui pense qu'utiliser un pouce, c'est pour les pauvres, et va devenir PDG de Kabletown?
Bırakalım da Kabletown'ı Kaylie yönetsin.
Que Kaylie dirige Kabletown.
Sen de bana aynı şeyi yapmayı denerken, sana Kabletown'ı yönetmek istememe düşüncesini aşılıyordum.
Je voulais t'éloigner de Kabletown, tandis que tu en faisais autant.
Bir Kabletown ve NBC Universal yöneticisi olarak, size o görüntüyü kullanmamanızı emrediyorum.
En tant que cadre de Kabletown et NBC Universal, je vous ordonne de ne pas utiliser ça.
G.E.'yi yönetmek yerine Kabletown'daki iyi insanlarla beraber olmana şaşmamak gerek.
Vous êtes à votre place à Kabletown au lieu de diriger G.E.
Merhaba, Kabletown ailesinin üyeleri ve en sevdiğim oyuncu, Jenna.
Bonjour, chère famille Kabletown. Et mon actrice préférée.
Kabletown'da beni zorlayacak bir şey kalmadı Lemon.
Il n'y a rien pour me mettre au défi ici à Kabletown.
Endişelenme.
C'est le début des audiences de l'accord Kabletown-NBC et la société m'a confié le rôle du porte-parole.
Bak, NBC artık Kabletown Ailesi'nin bir üyesi.
NBC fait maintenant partie de la famille Kabletown.