Kandırdım tradutor Francês
1,730 parallel translation
Kandırdım.
Je t'ai eu.
Seni kandırdım.
C'est ce que je t'ai dit, mais j'ai menti.
Oralarda takılmama müsaade etmesi için onu kandırdım.
Je suis resté assez longtemps pour le cas où.
Üzgünüm seni kandırdım. Babam biraz utangaçtır.
Désolé de vous avoir piégée, mon père est timide.
Seni kandırdım.
Je t'ai truqué.
Hem de çok iyi kandırdım.
Et bien truqué.
Sizi kandırdım ama, değil mi?
Je t'ai eu.
Onu 5 sentlik ve bir çeyreklikle kandırdım.
Je lui ai donné des 5 cents et un 25 cents canadien.
Kandırdım!
Je vous ai eus.
Ha-ha, seni kandırdım.
Je t'ai eue!
Kandırdım.
Got you.
Kandırdım.
Je vous ai bien eu!
Seni kandırdım.
{ / a6 } Je t'ai eu.
Kandırdım! Sonra konuşuruz baba.
Je t'ai eu.
- Zaman mı? Evdeydim, duş adım, Chi'mi yaptım, bir posta otuzbir çektim, babamı kandırdım, yeni giysiler giydim ve işte buradayım. Elimde de İngilizce ödevim.
Moi, j'ai eu le temps de rentrer, me doucher, faire mon Tai Chi, me branler, saper l'autorité de mon père, me changer, et me voilà, avec mon devoir d'anglais.
- Kandırdım seni, değil mi?
Je t'ai bien eu, hein?
Kandırdım!
Je t'ai eu!
Kandırdım, değil mi? Değil mi?
Pas vrai?
Onu kendisininmiş gibi büyütmesi için kandırdım.
Lui faire croire que c'était le sien.
Bunu yapman için seni kandırdı mı?
J'ai du mal à le croire.
- Bizi kandırdığını mı düşünüyorsun?
Vous croyez qu'il bluffe?
Bu yüzden onu, benimle ormana gelmesi için kandırdım.
Alors je l'ai piégée pour qu'elle vienne dans les bois avec moi.
Sanırım Dexter'ın onu nasıl kandırdığını biliyorum.
Roger Burgess. Je crois savoir comment Dexter l'a trompé.
tamam. kandırdın beni.. kandırdın.
D'accord. Vous m'avez bien eu!
Benim de mi kandırdığı mı söylüyorsun?
Oh, moi aussi alors.
Şampanya ve havyarla beni gelmek için kandırdığın LA'de bunlar olmalıydı.
LA est la ville où tu m'as attirée avec des rêves de champagne et de caviar.
Kandırdın beni, seni alçak!
Vous m'avez trompé!
Oops, neredeyse kandırdın beni.
Vous m'avez presque eue.
Kiliseyi terk etmem için beni kandırdığınızdan beri hayatım ruhi bunalım içinde geçti.
Depuis que tu m'as convaincu de renoncer à mes voeux, ma vie est en chute libre.
Beni kandırdın mı?
Tu m'as truquée?
Beni kandırdın. Hayır.
Vous m'avez dupé.
Beni kandırdın.
Tu m'as bien eu.
Beni kandırdın.
Tu m'as trompé.
- Beni kandırdın!
- Vous m'avez bien eu!
Sana nasıl bir büyü yapmış? Sihir mi yaptı? Kandırdı mı?
Comment arrive-t-il à t'ensorceler, t'envoûter et te charmer?
Beni kandırdın baba.
Tu m'as induit en erreur, papa. Tu comprends?
Beni kandırdın.
Tu m'as piégé.
Bak, Sakina beni kandırdı!
Sakina m'a trompé!
Onların hepsi yalancı. Beni de kandırdılar.
Moi aussi ces menteurs m'ont manipulée.
Ağzımdan çıkan her sözün sana yalan geldiğini biliyorum, seni defalarca kandırdığımı da...
Tu crois que tout ce que je dis n'est que mensonge.
Yine beni kandırdın.
Tu m'as eu... encore.
Beni iyi kandırdın.
Vous m'avez bien eu.
- Oh, beni kandırdın.
- Oh, vous m'avez eu.
Fayed, daha önce taleplerin hakkında konuşmuştuk, hatırladın mı? Bu saldırıların arkasındakinin Assad'ın olduğunu söyleyerek kandırdığında.
Nous l'avons fait, mais vous nous avez dupés en nous disant qu'Assad était derrière tout ça.
Beni kandırdı.
Elle m'a largué!
Daha sonra da beni kandırdın
Puis tu m'as séduit moi...
Kandırdım seni!
Je t'ai eu!
Beni bir kere kandırdınız, utanın kendinizden.
Voyez-vous, vous m'avez dupé une fois Honte à vous.
Beni iyi olmam için mi kandırdın?
Tu m'as piégé pour me forcer à être sympa?
Beni kandırdın.
Tu m'as eu.
Daha önce Ben beni bir kez kandırdı.
Ben m'a déjà arnaqué une fois.